Giriş Tarihi: 12.10.2016 09:46 Güncelleme Tarihi: 12.10.2016 10:34
FETÖ tehdidine Erdoğan resti!

17-25 Aralık’tan bir ay önce Ekrem Dumanlı ve avukatlar imamı Şenel Somuncu, Erdoğan’a giderek dersanelerin kapatılmamasını istedi.
Talebi geri çeviren Erdoğan "Siz de zarar görürsünüz" tehdidi karşısında kapıyı gösterdi: Elinizde ne varsa ortaya koyun.
FETÖ'nün 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından kapatılan yayın organı Zaman Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın, dersanelerin dönüştürülmesi sürecinde dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı tehdit ettiği ortaya çıktı.
Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan bir kişi, Dumanlı'nın Erdoğan'ı tehdit ettiğini; örgütün görüşme heyetindeki sözde 'Türkiye avukatlar imamı' 'Selman' ve 'Selim' kod adlı Şenel Somuncu'nun kendi ağzından duyduğunu söyledi. Firari Ekrem Dumanlı'nın Erdoğan'dan dershanelerle ilgili olumsuz yanıt almasından sonra FETÖ'nün 17-25 Aralık için düğmeye bastığı da itiraflar arasında yer aldı. Bu bilgileri Eskişehir ve Sivas'ta gözaltına alınan iki FETÖ mensubu avukat da doğruladı.
SOMUNCU ANLATTI
Örgütün sözde 'Türkiye avukatlar imamı' Şenel Somuncu'nun, sözde 'Eskişehir avukatlar imamı' Ali Sami ile 3-4 ayda bir görüştüğünü anlatan itirafçı FETÖ'cü, "2013 yılı Kasım ayında Ankara'dan gelen Somuncu, hükümetle ters düştüklerini, dershanelerin kendileri için çok önemli olduğunu ve ilk defa bu sebeple Ekrem Dumanlı başkanlığındaki heyetin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüklerini anlattı.
Dershanelerin kapatılmamasını talep ettiklerini, ancak olumlu yanıt alamayınca Dumanlı'nın Erdoğan'a 'Bundan biz zarar görürüz ancak siz de zarar görürsünüz' tarzında ifadeler kullandığını söyledi. Grupta bir soğukluk oldu. Bir arkadaş, 'Kur'an okuyup namaz ve dua için geliyoruz. Başka amacımız yok siyaset siyasetçilerin işidir" diye tepki gösterdi. Bunun üzerine Somuncu, 'Dershaneler bizim için çok önemli, beslenme kaynağımız' gibi ifadeler kullandı" diye konuştu.
17-25 ARALIK İTİRAFI
Erdoğan ile Dumanlı arasındaki görüşmeye ilişkin başka bir tanığının da ifadesine başvuruldu. Tanık ifadesinde , "2013 yılı Kasım ayında, Hukuksal Bakış Derneği'ne davet edildim. Toplantıda Ali Sami'nin yanında Ankara'dan gelen ismini Selim olarak bildiğimiz bir kişi vardı. Toplantı sırasında oldukça gergin olan bu kişi, 'Artık Tayyip Erdoğan'la köprüler atıldı, kavga başladı. Taleplerimizi yerine getirmiyorlar' dedi. Ben de 'ne taleplerimiz var?' diye sordum. Dershaneler ve MİT ile ilgili beklentilerimizi karşılamıyorlar, ama bizim elimizde de dosyalar var' diyerek, Bilal Erdoğan ve bakan çocuklarının isimlerinden bahsetti" dedi.
İLK KEZ ORTAYA ÇIKTI
İtirafçıların ifadelerinde FETÖ'nün sözde 'Türkiye avukatlar imamı' olduğu ilk kez ortaya çıkan Şenel Somuncu, Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nca darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturmada yurtdışına çıkmaya çalışırken eşi ile birlikte yakalanarak tutuklanmıştı.
MEYDAN OKUMUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı döneminde FETÖ'nün kendisine dönük imalarına sert tepki göstererek "Elinizde varsa getirin" demişti. Erdoğan "Hodri medyan. Elinizde ne varsa kullanın. Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın" diye konuşmuştu.
KRİPTO MAHKEMEDE
Mahkemede 'hayatım boyunca hiç kod isim kullanmadım' diyen Şenel Somuncu'nun düğün davetiyesinde bile kripto adını kullandığı ortaya çıktı.
(Star)
HSYK Başkanvekili'nden Avrupa Yargı Konseyleri Ağı'na tepki gösterdi

HSYK Başkanvekili ve 2. Dairesi Başkanı Mehmet Yılmaz darbe girişimi sonrasında FETÖ’nün yargı ayağına ilişkin soruşturmalar kapsamında 3 bin 456 hakim ve savcının meslekten ihracını gerekçe göstererek, kurulun gözlemci statüsünü askıya almak için harekete geçen Avrupa Yargı Konseyleri Ağı ENJC’ye tepki gösterdi.
''Öncelikle toplumun Avrupa Yargı Konseyleri Ağı'nın ne olduğunu bilmesi lazım" diyen Mehmet Yılmaz, "Ağ, AB'nin kendisi değil. AB ülkelerinin bağımsız yargı kurumlarının oluşturduğu bir birlik. Gayrı resmi bir kimliği var. Türkiye AB'den dışlanıyor gibi bir durum yok. Herkes bunu iyi bilsin. AB üyesi olmadığımız için Avrupa Yargı Konseyleri Ağı'nın asil üyesi değil gözlemci statüsünde bulunuyoruz. 1.5 yıldır özellikle Mustafa Başer- Metin Özçelik ve Selam Tevhid sürecinde onlarla sıkıntı yaşamaya başladık" dedi.
ASKERİ YARGITAY ÜYESİ 7 SUBAY MESLEKTEN İHRAÇ EDİLDİ
Mehmet Yılmaz açıklamalarına şöyle devam etti:
"YARGIYI ELE GEÇİREN FETÖ'NÜN NELER YAPTIĞINI ANLATTIK"
Avrupa Yargı Konseyleri Ağı, görevden uzaklaştırılan, tutuklanan yargılanan hakimler konusunda kuşkularının bulunduğunu, bu hakimlerin yargı bağımsızlığı teminatı ilkelerinin ihlal edildiğini belirten mektuplar gönderdi. Ben de seçilir seçilmez ENJC başkanına mektup yazarak, ilişkilerimizin gelişmesi için her türlü bilgi ve belge paylaşımına hazırız, hatta ENJC bize bir heyet göndersin, her türlü bilgi belgeyi, tayin ve açığa almalarla ilgili paylaşalım dedik. 15 Temmuz olaylarından sonra 2700 hakim ve savcının açığa alınmasını kaygıyla izlediklerini söylediler.

Suçlulukları hakkında bilgi belgenin açıklanmadığını, HSYK'nın yargı teminatı olmaktan uzaklaştığını öne sürüp gözlemci statümüzü yeniden değerlendireceklerini söylediler. Buna da cevap verdik! Darbeyi, yargıyı ele geçiren FETÖ çetesinin neler yaptığını, Ankara Başsavcılığı'nca silahlı terör örgütü suçlamasından, yürütülen soruşturma nedeniyle alındıklarını, bu gözaltı kararları ulaşınca değerlendirildiğini ve gerekli işlemleri yaptığımızı anlattık."
İZMİR MERKEZLİ 4 İLDE FETÖ/PDY OPERASYONU
"BİZİ DİNLEMDEN SADECE MAĞDUR OLDUKLARINI İDDİA EDENLERİN SÖZLERİNE GÖRE HAREKET ETTİLER"
"Kendilerini ikna edecek belge sunmadığımızı, kendilerinin elinde bir takım belgeler olduğunu söyledi. Biz ellerindeki belgelerin ne olduğunu bilmiyoruz. Biz onlara devletin resmi belgelerini sunmak istiyoruz, onlarsa kaynağı belirsiz belgelere, mağdur olduğunu söyleyenlerden aldıkları bilgilere dayanıp bize gerekçe yaptılar. Bizi dinlemeden harekete geçtiler. Evrensel ilkeleri konuşacaksak bu tek taraflı olur mu? Bizi dinlemeden bizden belgeleri almadan hareket edilir mi? Bu hakimlik değildir. Bugüne kadar alınan her bir hakim savcının dosyaları tek tek hazırlanıyor. Hangi delillerin olduğu dosyada mevcut. İtirafçıların beyanları, tanıklar vs. hepsi var. Aralık ayında Strasbourg'da yapılacak olan genel kurula bizzat katılacağım ve Avrupa da çok mahcup olacak. Bu durumdan utanacak."
FETÖ’CÜ KOMİSER, ABD’DE ORTAYA ÇIKT
Van ve Hakkari'de terör operasyonu: 47 gözaltı

Operasyonda aralarında HDP ve DBP yöneticilerinin de bulunduğu 47 kişi gözaltına alındı.
Van ve Hakkari'de terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda aralarında HDP ve DBP yöneticilerinin de bulunduğu 47 şüpheli gözaltına alındı.
Alınan bilgiye göre, Van Cumhuriyet Başsavcılığınca, terör örgütü PKK'nın şehir ve gençlik yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat ve Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince birçok adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Operasyonda, önceden belirlenen adreslerle HDP ve DBP'nin il ve ilçe başkanlıklarında da arama yapıldı. Aramanın ardından aralarında iki partinin yöneticilerinin de bulunduğu 40 kişi gözaltına alındı.
HAKKARİ'DE 7 KİŞİ GÖZALTINDA
Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, bazı adreslere eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi.
Operasyonda aralarında HDP İl Eş Başkanı Metin Besi'nin de bulunduğu 7 kişi gözaltına alındı.
Şüphelilerin ifade işlemleri için emniyet müdürlüğüne götürüldüğü bildirildi.
TERÖRÜN KANDİL’DEKİ CEPHANELİĞİ VURULDU
TSK'dan Fırat Kalkanı açıklaması

"Toplam 19 DEAŞ TÖ mensubu etkisiz hale getirilmiş, 8 muhalif şehit olmuş, 22 muhalif yaralanmıştır"
TSK'dan Fırat Kalkanı Harekatına ilişkin açıklama geldi. Açıklamada, "Fırat Kalkanı Harekatında dün yaşanan çatışmalarda 12, Aktarin bölgesine saldırı girişiminde bulunan 7 olmak üzere toplam 19 DEAŞ TÖ mensubu etkisiz hale getirilmiş, 8 muhalif şehit olmuş, 22 muhalif yaralanmış, destek sağlayan unsurlarımızda zayiat ve hasar meydana gelmemiştir.
Keşif ve gözetleme vasıtaları ile tespit edilen 77 DEAŞ hedefine, Ateş Destek vasıtaları tarafından (FIRTINA, ÇNRA ve Tank) atışlar yapılarak, ÖSO'nun ileri harekâtı desteklenmiş, belirlenen hedefler tam isabetle etkisiz hale getirilmiştir. " denildi.
Ankara'da dev 'FETÖ' operasyonu!

FETÖ'ye yönelik soruşturma kapsamında, Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince sabah saatlerinde operasyon başlatıldı.
Ankara'da ByBlock kullanan polislere yönelik başlatılan operasyonda 225 gözaltı kararı var.
Mehmet Ali Şengül, Gülen’in yerine gelecekmiş

Darbe girişiminin ardından çözülme sürecine giren FETÖ’de, Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi ya da sağlık sorunları yaşaması halinde örgütü yönetecek kişiyi belirleme çalışması yapıldığı bildirildi.
Gülen'in en yakın ekibinde yer alan Mehmet Ali Şengül, Cevdet Türkyolu, OsmanŞimşek ve Ahmet Kurucan'ın isimlerinin üzerinde durulduğu, Şengül'ün yeni lider olarak öne çıktığı belirtiliyor. FETÖ'nün tüm faaliyetlerini yakından izleyen istihbarat birimlerinin yaptığı analizler sonrası hazırlanan raporda, örgütün, başlayan çözülmenin önüne geçmek için yeni çalışmalar yürüttüğü ortaya çıktı. Raporda, tutuklanan veya örgüte sırt çevirenlerin yerinin doldurulması için örgütün molla grubuna yeni üye seçimine gittiğine dikkat çekildi.
TOPLU BEDDUA SEANSLARI
Tutuklanan örgüt üyelerinin çözülmeleri, itirafçı olmalarının önüne geçmek için de çalışma yürüttüğü raporda yer aldı. Buna göre her cezaevinde, cezaevi imamı belirleyen örgüt bu imamlar üzerinden 'moral motivasyon' çalışmaları yapıyor. FETÖ üyelerinin, toplu halde namaz kıldıkları, başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a olmak üzere 'beddua' seansları yaptıkları da bildirildi. İstihbarat birimlerince hazırlanan raporda, örgüt yöneticilerinin taban kadroya sabırlı olmaları çağrısı yaptığı, tutuklu örgüt üyelerine de en geç 2 ay içinde serbest bırakılacakları yönünde haber gönderildiği, böylelikle örgütte itirafçılığı önleme çalışmaları yürütüldüğü kaydedildi.
(Hürriyet)
Trafikte bir dönem kapanıyor!

Yeni alınan kararla birlikte çakar ve siren kullandığını emniyete bildirmeyen araçlar kontrol amaçlı da çevirebilecek.
İçişleri Bakanlığı'nca alınan karara göre, çakar ve siren kullandığını emniyete bildirmeyen ambulans, itfaiye, AKOM, polis araçları, koruma araçları gibi geçiş üstünlüğü olan araçlara da cezai işlem yapılacak.
Trafik polisleri, geçiş üstünlüğü olan araçları kontrol amaçlı da çevirebilecek. Çakar ve siren kullanan tüm araçların plakalarının yer aldığı liste ise Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü'nde toplandı. (Habertürk)
FETÖ’cü komiser, ABD’de ortaya çıktı

Erzincan Ergenekonu Davası’nda, eski 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk ve Başsavcı İlhan Cihaner’in de aralarında olduğu kamu görevlilerine kumpas kurdukları iddiasıyla 39 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan firari eski Erzincan Terörle Mücadele Şube Müdürü Murat Günbeyi, ABD’de ortaya çıktı.
Hürriyet gazetesinden İsmail Saymaz'ın haberine göre, mahkemeye faks çeken Günbeyi 'rahatsızlığı nedeniyle yurtdışında bulunduğunu' ve 'OHAL nedeniyle ilk duruşmaya katılmadığını' savunarak, hakkında düzenlenen iddianame ve diğer evrakların e-mail adresine veya ABD'deki yazışma adresine gönderilmesini istedi.
Erzincan Ergenekon Davası'nda kumpas kurduğu iddia edilen yedi sanık hakkında 'FETÖ üyeliği, iftira, yalancı tanıklık, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kişilerin arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlali' suçlamalarıyla dava açılmıştı.
'ÜLKEMİZDE OHAL OLMASI NEDENİYLE'
Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, Cihaner'i gözaltına alan Günbeyi de sanıklar arasındaydı. Firari olduğu için yakalama kararı çıkarılan Günbeyi'nin 19 Eylül'de mahkemeye faks gönderdiği ortaya çıktı. Günbeyi, faksta, "rahatsızlığı nedeniyle yurtdışında bulunduğu için birinci duruşmaya katılamadığını" belirterek, şunları ifade etti: "Gerek yurtdışında olmam, gerekse ülkemizde OHAL olması nedeniyle hakkımda yürütülen davada tam olarak neler ile ve hangi deliller ile suçlandığımı bilmemekteyim. Ne soruşturma safhasında başsavcılıktan, ne de kovuşturma safhasında mahkemenizden hakkımda tebligat almadım. İkamet adresim MERNİS sisteminde kayıtlı ve güncel olmasına, iş yerim bilinmesine rağmen ifademe dahi başvurulmadan hakkımda yakalama kararı çıkarıldı."
ABD'DEKİ YAZIŞMA ADRESİNİ VERDİ
Günbeyi, bir sonraki duruşmada savunma yapabilmek için iddianamenin, ifade tutanaklarının, savunmasına yardımcı olacak bilgilerin kendisine iletilmesini istedi. Günbeyi, belgelerin yollanması amacıyla e-mail adresi ile ABD'deki yazışma adresini ve faks numarasını bildirdi. Mahkeme, Günbeyi'ne yanıt vermedi. Davanın ikinci duruşmasına bugün devam edildi.
Ermenistan'ın kurduğu tezgah ortaya çıktı

Azerbaycan'ın Laçin, Şuşa, Zengilan, Kubatlı, Kelbecer ve Hocavend gibi bölgelerdeki madenleri, illegal bir şekilde işletilerekErmenistan menşeyli olarak dünyaya pazarlanıyor.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Karabağ ve çevresinde Ermeni işgali altındaki Azerbaycan topraklarındaki illegal ekonomik faaliyetleri konu alan bir rapor hazırladı. 107 sayfalık özel raporda uluslararası hukukun Azerbaycan toprağı kabul ettiği bölgelerde, ayrılıkçı Karabağ ermenilerinin Ermenistan devletinin desteğiyle yürüttüğü 'kolonyal' ekonomik faaliyetler ayrıntılı olarak anlatıldı.
Bu bölgelerde faaliyet yürüten büyük şirketlerin Ermenistan'daki siyasetçilerle bağlantılarının de belirtildiği raporda işgal altındaki topraklar Ermeni yerleşiminin devam ettiği, bu durumun Ermenistan tarafından vergi indirimi, bedava ev ve hibe krediler gibi çeşitli teşvik programlarıyla cazip hale getirildiği de yer aldı.
Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesi ve etrafındaki yedi bölge 1991 yılından beri işgal altında. Birleşmiş Milletler'in de kararıyla tescillenen bu işgal bölgesinde, Ermenistan destekli ayrılıkçı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında zaman zaman çatışmalar yaşanıyor.
'Azerbaycan'ın İşgal Altındaki Topraklarında İllegal Ekonomik Faaliyetler' başlıklı rapora göre Azerbaycanlıların göç ettirilmesiyle demografik üstünlüğü de sağlayan Ermenilerin bölgedeki ekonomik faaliyetleri ise uluslararası düzeyde devam ediyor.
Ermenistan tarafından desteklenen bu faaliyetler kapsamında Azerbaycan toprağı olan Laçin, Şuşa, Zengilan, Kubatlı, Kelbecer ve Hocavend gibi bölgelerdeki değerli madenler, orman ve tarım alanları illegal bir şekilde işletilerek Ermenistan menşeyli olarak dünyaya pazarlanıyor.
'Rant işgali'
'Ermenistan'ın Karabağ konusundaki uzlaşmaz tutumu ile bölgeden elde ettiği ekonomik rant arasında paralellik var' ifadesinin yer aldığı rapora göre Ermenistan, 'Diaspora Bakanlığı' vasıtasıyla işgal bölgesine Ermeni yerleşimlerini organize ediyor.
Amerika, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerdeki Ermeni vakıfları ise yaptıkları bağışlarla bu yerleşimleri finanse ediyor. Yerleşimcilere 10 yıl boyunca bu bölgelerde yaşamaları şartıyla bedelsiz olarak ev, tarım aletleri, büyük ve küçükbaş hayvan ve hibe niteliğinde maddi destek veriliyor. Bölgedeki köylerin nüfusunun 2017'ye kadar en az 1000 kişiye ulaştırılması da amaçlanıyor.
'Tarih yok ediliyor'
Raporda yer alan diğer detaylar şöyle:
- 'Ermenistan, bölgeye yerleşimi özendirmek için coğrafi isimleri Ermeni kültürü ve tarihiyle bağlantılı olanlarla değiştiriyor. 'Yeni Kilikya', 'Yeni Van' gibi isimler kullanarak daha fazla yerleşimciyi çekmeye çalışıyor. Bölgedeki Azerbaycanlılar ise zorla göç ettiriliyor, geri dönmelerine de izin verilmiyor. İşgal bölgelerinin Azerbaycan kimliği ve mirasının silinmesi için bölgedeki tarihi eserlere zarar veriliyor, yüzlerce yıllık geçmişi olan cami, medrese, kale gibi yapılar yok ediliyor.'
- 'İşgal bölgesinde kalıcı altyapı yatırımları, enerji üretim tesisleri, yerleşim, tarımsal sulama ve nakliye altyapısı kuruluyor. Değerli ve nadir ağaç türlerinin bulunduğu ormanlar endüstriyel amaçlı olarak kesiliyor. Mobilya ve kereste amaçlı bu kesimler; ceviz, çınar ve diğer bazı nadir ve kıymetli ağaç türlerini yok ediyor. Kontrolsüz ve tedbirsiz endüstriyel tesisler de çevreyi kirletiyor.'
'Sarkisyan'la bağlantılı'
- 'Ermenistan, işgal bölgesindeki ekonomik kontrolünü gittikçe yaygınlaştırıyor. Bölgedeki faaliyet gösteren şirketlere finans ve altyapı desteki sağlıyor. Ermeni orjinli uluslararası şirketler ve yabancı yatırımcılar da bölgede etkili. Ermeni diasporası yaptığı bağışlarla yerleşimleri destekliyor ve özendiriyor. Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan ve Başbakan Hovik Abrahamyan'ın da aralarında bulunduğu birçok üst düzey isim bölgede uluslararası hukuka aykırı bir şekilde ekonomik faaliyet yürüten tesislere sık sık ziyaretler yapıyor. Devlet kurumları bölgedeki yatırımcı ve üreticilere lojistik destek sağlıyor. Bölgede üretilen ürünler Ermenistan'da üretilmiş gibi gösterilerek uluslararası pazarlara gönderiliyor.'
Kaynak: Haber7
Valilik: PKK'nın suikastçileri yakalandı

Jandarma ekiplerinin Diyarbakır'da düzenlediği operasyonda Pkk'nın suikast tarzı eylemler için görevlendiği tespit edilen 2 kişi yakalandı.
Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan açıklamada, İl Jandarma Komutanlığı tarafından kent genelinde bölücü terör örgütü mensuplarının bombalı araç saldırılarının önlenmesi amacıyla yol emniyet ve kontrol faaliyetlerinin aralıksız olarak devam edildiği belirtildi. Açıklamada, alınan önlemler kapsamında, PKK üyelerine kuryelik yapan ve bu kapsamda bölücü terör örgütü mensuplarıyla görüşmek amacıyla 2 kişinin Silvan İlçesi kırsal kesimine gideceğine yönelik ihbarı değerlendiren jandarma ekiplerinin söz konusu 2 kişiyi yol kontrol uygulamasında yakaladığı belirtilirken şöyle denildi:
"Şahıslarla yapılan görüşme sonucunda, Silvan kırsalında faaliyet gösteren PKK/KCK terör örgütü ile irtibatlı olduklarını, bölücü terör örgütü mensupları tarafından suikast tarzı eylemler yapmakla görevlendirildiklerini beyan etmişlerdir. Şahıslara ait ev ve eklentilerinde Cumhuriyet Savcısı'nın talimatı ile yapılan aramada evin alt katında bulunan boş ahırın duvarına iki adet hedef çizildiği ve bu hedeflere ateş etmek suretiyle bölücü terör örgütü mensupları tarafından atış eğitimi verildiği tespit edilmiş, yapılan aramada toplam 7 adet 9 mm boş tabanca fişeği bulunmuştur. Bölgemizde yaşayan vatandaşların ve kamu personelinin emniyetini sağlamak amacıyla teröristle mücadele kapsamında yürütülen çalışmalara artan bir azim ve kararlılıkla devam edilmektedir."
Yakalanan 2 Suikastçinin evinde yapılan aramada duvara çizilmiş hedef işaretleri görüldü:

Sözcü'den sinsi oyun

Provokatif yayınlarıyla bilinen Sözcü gazetesi skandal bir habere daha imza attı. Şehitleri istismar eden Sözcü'nün darbe sever fitneci yayını tepkilere sebep oldu.
Sözcü gazetesi bu kez şehitler üzerinden istismar yapmaya soyundu. Ülkenin geçtiği hassas dönemde sosyal medyayı kaynak göstererek "Hayret ne oldu size, camilerde sala yok, meydanlarda millet yok, elde bayrak gezen yok, kornasına basılan araç yok, yoksa ölenler şehit değil mi?" ifadelerini manşete taşıyan Sözcü, adeta darbe karşıtı gösterileri eleştirdi. Sözcü'nün bölücü manşetine sert tepkiler geldi.
‘Çözülme’de 2’nci perde: 74 polise gözaltı...

İstanbul: "Çözülme 1" adı verilen operasyonda aralarında müdür ve amirlerin de bulunduğu 120 emniyet görevlisinin geçen hafta gözaltına alınmasının ardından, "Çözülme 2" operasyonunda da ByLock kullanan 74 komiser yardımcısı ve polisgözaltına alındı. 51 polis ise aranıyor.
İzmir: ByLock kullandıkları ve örgüt evlerinde toplantılara katıldıkları belirlenen 23 polis gözaltına alındı.
Denizli: ByLock kullanan Pamukkale Üniversitesi'nde görevli 19 akademisyen ve memur gözaltına alındı.
Karaman: Gözaltına alınan 22 öğretmenden 11'i daha adliyeye sevk edildi. Önceki gün adliyeye sevk edilen 11 öğretmenden 5'i tutuklanmıştı.
Muğla: 8 öğretmen gözaltına alındı.
Ferit ZENGİN-Halit TURAN-Sırrıberk ARSLAN-Murat SAVAŞ-Ziya RAMOĞLU-Tahir Aşkın KISACIK-Şaban YILMAZ-Funda YÜKSEL
Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan vefat etti

Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tedavi gördüğü hastanede vefat etti.
Üç dönem maliye bakanlığı yapan Kemal Unakıtan 70 yaşında hayatını kaybetti. Bir süredir sağlık sorunları yaşayan Unakıtan, 2009 yılında ABD'nin Cleveland kentinde by-pass ameliyatı olmuştu. Unakıtan yaklaşık 3 yıl önce de böbrek nakli olmuştu.
KEMAL UNAKITAN KİMDİR?
1946 yılında Edirne'inin Süloğlu ilçesine bağlı Domurcalı köyünde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Edirne'de tamamladı. 1968 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi (Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi)'nden mezun oldu. Üniversite eğitiminin ardından Maliye Bakanlığı'nda Hesap Uzmanı olarak göreve başladı. SEKA Genel Müdür Muavinliği ve 1976-1978 yılları arasında SEKA Genel Müdürlüğü yaptı. Daha sonra özel sektöre geçti; çeşitli sanayi kuruluşlarında, finans kurumlarında (Albaraka Türk Finans Kurumu), dış ticaret şirketlerinde Genel Müdürlük, Yönetim Kurulu üyeliği ve Yöneticilik yaptı. Unakıtan evli ve 3 çocuk babasıydı.
30 yıllık darbe

Geçen yıl FETO ile röportaj yapmak için Pensilvanya’ya giden Dexter Filkins örgütün karanlık yapılanması ve sapkın ritüellerini kaleme aldı: Türkiye’de darbe için 30 yıldır tüm kurumlara sızan örgütün üyeleri sırf Gülen kullandığı için ayakkabı parçalarını yiyor
ABD'nin saygın dergilerinden 'The New Yorker' 17 Ekim'de piyasaya çıkacak sayısında Dexter Filkins imzalı bir dosya haberde FETÖ'nün karanlık yapılanmasını ve sapkın ilişkilerini tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. İşte Filkins'in izlenimleriyle FETÖ;
Geçen yıl röportaj için Gülen'in malikanesine çağrıldım. Ayaklarını sürerek. yürüyen Gülen Küresel bir örgütün liderinden daha çok sanki öğle uykusundan kalkmış bir emekliye benziyordu. Yüzündeki tek gösterişli şey bir tutam gri bıyıktı. ABD'de 17 yıl geçirmiş olmasına rağmen, hiç İngilizce konuşmadı. Konuşması dolaylı ve anlaşılması zordu. Ona öncülüğünü ettiği hareketin siyasetle ilgisi olup olmadığını sorduğumda, çok fazla yandaşının olduğunu söyleyerek Hiçbir vatandaşın ya da sosyal grubun politikanın dışında kalamayacağını çünkü siyasi kararlar ve eylemlerin onların hayatlarını etkilediğini ifade etti.
2003'te FETÖ'den ayrılan Said Alpsoy yüzlerce kez şahit olduğu cemaat törenlerinde erkek üyelerin birbirlerine sevgilerini göstermek için, isteği dışında arkadaşlarından birini yere yatırdıktan sonra ayakkabı ve çoraplarını çıkararak ayağını öpmeye başladıklarını söyledi. Alpsoy, bu sapkın ritüelin üç dört kez kendisine de uygulandığını hatta insanların sevdikleri cemaat yöneticilerinin ayakkabısına su doldurarak içtiğini de anlattı. Alpsoy, Gülen'in giydiği bir ayakkabıdan bir parça deri koparılarak kaynatıldıktan sonra törendekiler tarafından yenildiğini söyledi.
FETÖ üyeleri, Gülen'den arta kalan yiyecekler almak için kavga ediyormuş. Örgütten ayrılan Ahmet Keleş bana "Gülen, bu sapkınlıklardan haberdardı ancak sadece gülerek karşılık veriyor. Megaloman biri" dedi.
Teröristbaşı evlenmeye karar verdi!

Gazeteci yazar Fuat Uğur'dan çarpıcı bir iddia geldi. Uğur, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in evleneceğini ve 6 ay önceden eş adayının belli olduğunu kaleme aldı. İşte ayrıntılar...
Şaşırdınız değil mi?
Haberi doğrulatmak için epeydir bekliyorduk Ümit Akdemir'le.
Bana ilk söylediğinde "Hadi canım, bu kadarı da olamaz" dedim. Ümit "Ağabey bundan her şey beklenir, bu adamı tanıyorum ben, inan bana" diyordu her seferinde.
Nihayet dün aradı beni "İşlem tamam, çünkü gerçekten evleniyor" diye.
Nasıl bir ruh hastası ile karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha idrak ettim.
Kararını nasıl yakın çevresine bildirdiğini ve gelişimini biraz sonra anlatacağım. Ama önce evlenme takıntısının nörotik kişiliğinin üzerinde neden baskı oluşturduğunu 6 Ekim 2016 tarihli yazımdan yeniden hatırlatayım size:
EVLİLİK TAKINTISININ SEBEBİ
Şakibaşı, bir ara mesaj yayınladı ve "Ben 99 yaşına kadar yaşayacağım, Türkiye'ye döneceğim, Türkiye'nin bütün illerini dolaşacağım, evleneceğim çocuklarım olacak" dedi. Bu lafları peşine taktığı zavallıların hepsi işitti.
"Evleneceğim ve çocuklarım olacak" ifadesi çok önemli. Müptezelin bunu neden söylediğini daha önce anlatmıştık.
Çünkü Said Nursi Emirdağ lahikası sayfa 208'de çok çarpıcı öngörülerde bulunarak âdeta onu tarif ediyor ve şöyle diyordu:
"Büyük dairede onun gibi dehşetli cemaatler ve bu süfyan siyasi islamiyeye, şeair-i islamiyeye darbe vuracağından, 12-13-14 ve 16 tarihlerinde tokatlar yiyecekleri ihtar edildi."
Ancak bu öngörünün devamında gelen bir tespit daha var ki Fetullah'ı tam canevinden vuruyordu. Ne diyordu Said Nursi burada:
"Bertaraf edilecek olan bu şahıs ebter (soysuz ve çocuksuz) olacaktır."
"BERTARAF EDİLMİŞ EBTER" OLMA KORKUSU
İşte Fetullah bu tespitten kurtulmak için "Evleneceğim, çocuklarım olacak" diyerek etrafına "Said Nursi'nin işaret ettiği ben değilim" izlenimi vermeye çalışmaktaydı. Bu da Fetullah'taki evlenme takıntısını yeniden ortaya çıkardı. Said Nursi'nin bertaraf edilen kişinin soysuz ve çocuksuz bir ebter olacağını işaret etmesi onu canevinden vuruyordu. 15 Temmuz'da da bertaraf edilmişti ve Türkiye'ye de Makam-ı Mahmud, yani "Mehdi" olarak gelmek yerine tutuklu getirileceği korkusu sarmıştı her yanını. Tek ümidi ABD'nin onu gözden çıkarmayacağıydı. Darbe girişimi başarılı olsaydı yukarıda anlattığımız üzere Türkiye'ye gelip halifeliğini ilan ettikten sonra evlenecekti.
"MESELEYİ" İLK ÖNCE CEVDET TÜRKYOLU'NA AÇTI
Ama 15 Temmuz başarısız olunca, FETÖ elebaşı, aynı zamanda yeğeninin eşi ve kendi yerine geçecek kişi olarak tayin ettiği Cevdet Türkyolu'nu yanına çağırarak niyetini dile getirdi. Fetullah Gülen, her zaman olduğu gibi uzun şizofrenik konuşmalar yaptıktan sonra "Şu meseleyi de artık daha fazla ertelemeyelim" dedi. Cevdet Türkyolu'nun daha sonra yakın çevresine verdiği bilgilerden öğreniyoruz ki kendisi de ilk evvela Fetullah'ın ne dediğini anlayamadı. Ne evliliği, kimin evliliğiydi? Aklından bin çeşit düşünce geçerken Fetullah dilinin altındaki baklayı çıkardı:
"Türkiye'ye döndükten sonra hizmet hareketinin gönüllü erlerine gerçekleştirmeyi vadettiğim evlilik meselesi..."
Şaşkınlıkla Fetullah'ın yanından çıkan Cevdet Türkyolu bu "sırrı" kimseye söylemedi. Özellikle "Böyle bir ortamda işitilirse tabandan bir nefret yükselebilir" endişesi taşıyordu.
Hatta mollalara da açmaktan kaçındı konuyu. Fetullah'ın yakın çevresinde bilindiği üzere 15-20 adet molla denilen adam bulunur ve yaklaşık 10 yıl civarında orada kalırlar. Fetullah onları yetiştirir ve daha sonra da "Oldun" diyerek bölgelere gönderir. Dolayısıyla da Cevdet Türkyolu bu molla takımına meseleyi açmak zorundaydı bir istişare mekanizması oluşturması bakımından.
EŞ ADAYI 6 AY ÖNCE BELİRLENMİŞ
Denildiğine göre Fetullah darbenin yüzde 100 başarılı olacağına inandığı için eş adayını da 6 ay öncesinden belirlemiş.
Şimdi, darbe başarısız olunca kutsi diye nitelediği sürüsünün gözündeki değerini düşürmemek ve "bertaraf edilmiş bir ebter" olarak anılmamak için dünyaevine girmeye hazırlanıyor. Ümit Akdemir'in elde ettiği bilgilere göre hazırlıklar çoktan başladı. ABD'de seçim sonuçları istediği gibi çıkar Hillary Clinton başkan olursa seçimden sonra dünyaevine girecek. Aksi takdirde, sürgün edileceği ülkede evlenecek.
Eh bir de şöyle ya da böyle tüp bebek de yaptırırsa artık "Bertaraf edildim ama soysuz değilim" diyebilir ve hastalıklı muhayyilesiyle yeni tezgâhlar kurgulayabilir.
Not: Bu bilgi canı sıkılan eski FETÖ'cü bölge imamı tarafından bir başka ülke abisine aktarıldı. Onun yardımcısı da bilgiyi Ümit Akdemir'e sızdırdı. Şimdiye dek ondan gelen bilgileri bu köşede yayınladım. FETÖ'cülerin darbe hazırlığı yapmasından, MHP içindeki FETÖ'cü oluşuma dek. Hepsi doğru çıktı. Bu yüzden Ümit'e güveniyorum.
Türkiye
İşte ihanet albümü

Emekli Albay Ali Türkşen, darbe girişimine katılan 7’si tutuklu 10 subayın yer aldığı 1997 Deniz Harp Akademisi albümünü SABAH’la paylaştı. Türkşen 2014’te “Bunlar FETÖ’cü” diyerek 10 subayı ihbar etti ancak savcı ‘Dedikodu’ deyip işlem yapmadı
Poyrazköy Davası'nda 3.5 yıl hapis yatan Emekli Deniz Kurmay Albay Türkşen, "2014'te savcıya götürüp verdim" dediği 10 FETÖ'cü amiral ve subayın fotoğraflarının yer aldığı albümü SABAH'la paylaştı. 1997'de Deniz Harp Akademisi'ni kazanan kurmaylara ait albümde, darbe girişimine karışan yüksek rütbeli subayların fotoğraf ve bilgileri var.
SAVCI: İFTİRA ATIYORSUN
Poyrazköy davasından hapis yatan eski SAT komandosu Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen, Ankara'da geçen pazar katıldığı bir seminerde, "2014'te askeri savcıya, 1997'de Deniz Harp Akademisi'ni kazanan, sonradan FETÖ'den tutuklanan ya da kaçan Deniz Harp Okulu 1988 mezunu 10 askerin ismini tek tek verdim. Hatta yanımda, Harp Akademisi'nin yıllığını da götürdüm. İfademi alan savcı, anlattıklarımın 'söylenti' olduğunu söyledi. Ben de bu kadar söylenti üzerine bir şey yapması gerektiğini aktardım" diye konuştu. O tarihte Deniz Harp Akademisi'ni kazanan 13 subaydan ikisinin Balyoz davası öncesi emekli olduğunu, birinin dava kapsamında tutuklandığını anlatan Türkşen, "Geriye kalan 10 subay ise ya 15 Temmuz'da Akıncı Üssü'nden çıktı ya da tellerin üstünden atlarken yakalandı" dedi. Ali Türkşen, o albümü SABAH'la paylaştı. Albümde 1997'de Deniz Harp Akademisi'ne girmeye hak kazanananların ve eşlerinin isimleri, fotoğrafları ve bilgileri yer alıyor. Ali Türkşen şunları söyledi: "2014'te ifade verdiğim Genelkurmay'daki askeri savcı, harp akademisi albümündeki FETÖ'cü subayları kendisine gösterdiğimde, 'Kendi rakiplerine iftira atıyorsun. Bunlar dedikodu' deyip tepki gösterdi. Darbe soruşturmasında Genelkurmay Askeri Savcılığı'nda bulunan savcıların çoğunun da FETÖ ilişkisi tespit edilerek orduyla bağı koparıldı. Benim ifademi alan savcının da bu atılanlar arasında olabileceğini değerlendiriyorum."
FETÖ'NÜN TSK, MİT VE EMNİYETTEKİ HÜCRE YAPISI ORTAYA ÇIKTI
'SESİMİZE KULAK VEREN OLMADI'
Emekli Albay Türkşen sözlerine şöyle devam etti: "15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ'yle mücadelede önemli yol katedildi. Gülen'in "Günü gelmeden sesimizi çıkarmayacağız, zamanı gelince ortaya çıkacağız" sözünden hareketle 15 Temmuz'a kadar geldiler. Halkına kurşun sıkacak kadar alçak bir yapıya bürünmüşler. Yıllarca bu kumpasları anlatmaya çalıştık. Ancak ne sesimizi duyan, ne de bize ses veren oldu.
Deniz Hava Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı emrini veren komutan olduğu iddia ediliyor. Kocaeli'nde 16 Temmuz'da gözaltına alındı ve tutuklandı.
Güney Grup Eski Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici: Yunanistan'a çitlerden atlayarak kaçmaya çalışırken 7 Eylül'de yakalandı.
Deniz Kuvvetleri Plan Prensiplere Daire Başkanı Tuğamiral İrfan Arabacı: Darbe başarısız olunca firar etti. Darbe başarılı olsaydı Deniz Kuvvetleri Komutanı olacaktı.
Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur: 17 Temmuz'da gözaltına alınarak tutuklandı.
Sahil Güvenlik Komutanı Kurmay Albay Murat Yılmazarslan: Odasında 'F' serisi 1dolar bulundu. 24 Temmuz'da tutuklandı.
Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Serdar Ahmet Gündoğdu: 16 Temmuz'da tutuklandı.
Deniz Harp Okulu Dekanı Deniz Kurmay Albay Çetin Özaktan: 19 Temmuz'daİstanbul'da gözaltına alındı ve tutuklandı.
Deniz Kuvvetleri Plan Prensipleri Başkanı Tuğamiral Oğuz Karaman: 20Temmuz'da tutuklandı.
Emekli Deniz Kurmay Albay Mustafa Koç: Yurtdışına kaçtı.
Kuzey Deniz Saha Komutanı Harekât Başkanı Deniz Kurmay Albay Nejat Polat:Yurtdışında firarda.
Ali Türkşen: 1997'de Deniz Harp Akademisi'ni kazanan 13 subaydan ikisi Balyoz öncesi emekli oldu, biri tutuklandı. Kalan 10 subay ise FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine katıldı.
‘FETÖ, dünya için DEAŞ kadar tehlikeli’

Cumhurbaşkanı Erdoğan: FETÖ bir fitne hareketi. FETÖ hem itikadi sapkınlığıyla hem de eğitim ve ticaret odaklı yöntemleriyle Müslümanlar ve dünya için DEAŞ kadar önemli bir tehdittir
Şuranın açılışına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kafkas Müslümanları Din İdaresi Başkanı Şeyhülislam Allahşükür Paşazade, Rusya Federasyonu Müslümanları Dini İdare ve Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuddin, Bosna Hersek Reisü'l Uleması Hüseyin Efendi Kavazoviç, Kosova İslam Birliği Başkanı Naim Ternava da katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen "Avrasya'da İslam Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi" temalı 9. Avrasya İslam Şurası'nın açılış törenine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi:
15 TEMMUZ'DAN SONRA: Bu toplantının asıl önemi, Türkiye'de 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin ardından yapılıyor olmasıdır. Ülkemizdeki darbe, klasik bir darbe girişimi olsaydı, bu şuranın gündeminde yer almazdı. 15 Temmuz'u farklı ve bu heyet açısından önemli kılan husus; darbe girişiminde bulunanların kendilerini dini bir cemaat, liderlerini de sözüm ona mehdi olarak görüyor olmasıdır.
DÜNYA İÇİN TEHDİT: İslam coğrafyasını kana ve ateşe bulayan El Kaide ve DEAŞ gibi bu tür örgütlerin de kendilerince çok ulvi gayelere hizmet ettiğini düşünen kişilerden oluştuğunu unutmamalıyız. FETÖ, hem itikadi sapkınlığıyla hem de eğitim ve ticaret odaklı yöntemleriyle Müslümanlar ve tüm dünya için DEAŞ kadar önemli bir tehdittir. El Kaide gibi örgütlerin kendilerince ulvi gayelere hizmet ettiğini düşünen kişilerden oluştuğunu unutmayın.
FİTNE HAREKETİ: 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra ağustos ayı başında toplanan ülkemizin önde gelen alimlerini, dini adamlarını ve eğitimcilerini bir araya getiren Olağanüstü Din Şurası'nda bu konuda önemli tespitler yapılmıştır. Her şeyden önce FETÖ'nün bir cemaat veya dini grup olmadığı üzerinde görüş birliğine varılmıştır. Bu örgüt; dini istismar eden, amaçları için her türlü yöntemi meşru gören, şaibeli kaynakları olan, ümmeti ve tevhidi parçalamak için çalışan, gizli yapısı sebebiyle gizli yapısı sebebiyle gerçek yüzü görülemeyen bir fitne hareketidir. Avrasya coğrafyası, FETÖ'nün ülkemiz dışındaki ilk açılım alanı ve en yoğun faaliyet gösterdiği bölgedir. Doğu Avrupa ve Orta Asya'da uzun bir fetret döneminin ardından elde edilen özgürlük ortamı, bu örgüt tarafından alabildiğince istismar edilmiştir. Bu örgüt, maalesef sadece kendi hegemonyasını kurmak için çalışmıştır.
HIRİSTİYAN, YAHUDİ TERÖRÜ: Dünyanın her yerinde farklı inanç gruplarına mensup kişiler tarafından düzenlenen terör eylemlerine rastlanabilir. Sadece faili Müslümansa bunun adı 'İslami terör' olarak ifade ediliyor. Şayet fail, başka bir inanca mensupsa çoğu defa bu eylem, 'terör' olarak dahi vasıflandırılmıyor, adli vaka sınırının ötesine geçirilmeden gündemden düşülüyor. Bugüne kadar hiç "Hıristiyan terörü", "Yahudi terörü" veya 'Musevi terörü', 'Budist terörü', şayet kişi herhangi bir inanca mensup değilse 'ateist terörü' diye bir şey duydunuz mu? Duyamazsınız, çünkü sadece eylemci Müslümansa, terörist inancıyla sıfatlandırılır, değilse hiç sözü edilmez.
İSLAM ÜLKELERİNE MEKTUP
İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak, 56 ülkenin hepsinin devlet ve hükümet başkanlarına bir mektup gönderdiğini belirten Erdoğan, ABD Kongresi'nde kabul edilen "Terörizme destek verenlere karşı adalet yasası"na ilişkin kaygılarını ilettiğini bildirdi. Erdoğan mektupta yasanın uluslararası hukuka, devletlerin egemenliği eşitliği ve suçun şahsiliği ilkesi başta olmak üzere BM şartında yer alan temel ilkelere uygun olmadığını kaydetti. İslam ülkeleri olarak yasaya karşı ortak tutum alınması çağrsında bulunan Erdoğan "ABD Kongresi'nin bu kararı gözden geçirerek geri çekmesini isteyeceğiz. Bir terörist, halkı Müslüman olan ülkeden çıkmış, orayı bombalamış da olabilir. Peki ülkemde eğer Amerikalı bir terörist bir yeri bombalarsa, ki bombalıyorlar, biz de ABD'yi mahkum etme yoluna gidebilir miyiz? Suçların şahsiliği ilkesi vardır. Siz onu bir devlete ödetemezsiniz."
'İZİN ALMAYA İHTİYACIMIZ YOK'
"Eğer Irak ve Suriye'nin başı dertteyse çözüm en çok Türkiye'nin sorumluluğu. Bu her şeyden önce kardeşliğin komşuluğun bir gereği. Bunun için de bir yerlerden izin almaya ihtiyacımız yoktur, almayı da düşünmüyoruz. Bazı ülkeler, binlerce kilometre uzaktan gelip Afganistan'da ve daha pek çok yerde, kendine tehdit oluşturduğu iddiasıyla operasyon yapacak, Türkiye yanı başında 911 kilometre Suriye sınırı, 350 kilometre Irak sınırı, buradaki tehlikeye müdahale edemeyecek. Biz bu çarpıklığı asla kabul etmiyoruz."
'ÖNCE HADDİNİ BİL'
"(Irak Başbakanı Ibadi'ye) Şahsıma hakaretler ediyor, sen benim muhatabım değilsin, seviyemde değilsin, kıratımda değilsin, kalitemde değilsin, Irak'tan senin bağırman çağırman bizim için hiç de önemli değil, biz bildiğimizi okuyacağız, bunu böyle bilesin. Kim bu? Irak'ın Başbakanı. Önce haddini bil... Kendilerinin Başika üssünü kurmamız için sayın Davutoğlu döneminde bizlere talepleri var. Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu sizlerden talimat alacak kadar kalitesini kaybetmiş değildir. Irak'taki bütün bu gelişmeler karşısında rak'a ırak kalamayız."
Sincan ‘sembol cezaevi’ yapılacaktı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan FETÖ çatı iddianamesinde yer alan gizli tanık ifadesinde, darbe girişimi öncesi yapılan hazırlıklara ilişkin ilginç detaylar ortaya çıktı. 'Güneş' kod adlı gizli tanık, FETÖ'nün 'Türkiye imamı' MustafaÖzcan'ın terör örgütü elebaşısı Fetullah Gülen ile bir telefon görüşmesinde, "Sincan'da yapılan cezaevi, siyasilerin konulduğu sembol cezaevi olacak" dediğini anlattı. Adana'da görüştüğü Özcan'ın, infaz koruma memuru alınırken sert mizaçlı, sadece emre itaat edecek kişilerin seçilmesi gerektiğini söylediğini kaydeden gizli tanık, bunun nedenini de "İleride bize karşı büyük eyleme geçebilirler. O gün geldiğinde elimiz güçlü olsun. Bu nedenle dönemin Başbakanı ve siyasiler tutuklandığında acımayacak olanlar alınsın" şeklinde açıkladığını iddia etti.
Kılıçdaroğlu neredeyse İbadi’den özür dileyecekti!

Türkiye’ye “işgalci”, askerimize “yerinizden kıpırdarsanız vururum” dedikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da hakaret eden IrakBaşbakanı İbadi’ye CHP Liderinden destek geldi. Kılıçdaroğlu’nun İbadi’den adeta özür dilediği konuşması tepki topladı.
Kendi halkını koruyamayan, DEAŞ'ın geldiğini duyar duymaz bu örgütün istediği şehir ve ilçeleri bir bir boşaltan Irak Başbakanı İbadi'nin Türkiye'ye yönelik küstah ve hadsiz çıkışlarına karşı Beştepe ve Hükümet yetkililerince verilen cevaplar CHPLideri Kılıçdaroğlu'nu üzdü.
ERDOĞAN'IN ÇIKIŞINI ÇARPITTI
Kılıçdaroğlu grup toplantısındaki konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak'ta fiili bir mezhep zulmü tehlikesi olduğuna dikkat çektiği ve 'Mezhepçi tutumlardan uzak durun' dediği açıklamalarını kastederek Erdoğan'ın mezhepçilik yaptığını iddia etti.
"Sayın Erdoğan, Dubai merkezli bir dergiye verdiği demeçle mezhep endeksli bir dış politikayı gündeme getirdi." diyen Kılıçdaroğlu neredeyse İbadi'den özür dileyecek noktaya geldiği konuşmasına şöyle devam etti.
IRAK'IN "TÜRKLER İŞGALCİ" KARARINI "SADECE PROTESTO" GİBİ ANLATTI
"…Bunun üzerine Irak Merkezi Yönetimi, Türk askerinin Başika'dan çekilmesini istedi ve protesto edildi."
İBADİ'YE RİCA İLE SESLENDİ: "SİZ ONLARA BAKMAYIN"
"Ben şimdi CHP Genel Başkanı olarak Merkezi Irak Yönetimi'ne seslenmek isterim, Irak'ın toprak bütünlüğünü her dönem savunduk, savunmaya da devam edeceğiz. (…) Buradan size ulaşan bazı söylemlerin iticiliğine kapılıp Başika'da askerlerimizin Irak'ı terk etmelerini istemeyiniz."
Kılıçdaroğlu'ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a garip eleştiri
CUMHURBAŞKANI'NIN KONUŞMASINDAN RAHATSIZ
"Eğer Dışişleri ile ilgili konuşması gereken biri varsa hadi Dışişleri Bakanı değil, Başbakandır, sorumluluk ona aittir. Neden Cumhurbaşkanı konuşur ve hangi gerekçeyle konuşur?"
Sabah.com.tr / M. Fatih GEDİMAN
BAKAN ÇAVUŞOĞLU: ABD, BİZ KONUŞTUĞUMUZ ZAMAN...
FETÖ'den ABD’de büyük emlakdolandırıcılığı!

Uluslararası hukuk firması Amsterdam & Partners, ABD’nin Ohioeyaletinde faaliyet gösteren Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı okullarda yolsuzluk yapıldığını tespit ettiklerini, sadece Ohio'da emlak dolandırıcılığından 19 milyon dolar gelir elde ettikleri gerekçesiyle bu okulların soruşturulması için yetkili makamlara resmi başvuruda bulundu.
Amsterdam & Partners hukuk firmasının yönetici Robert Amsterdam, Ohio'daki FETÖ ile bağlantılı Horizon Bilim Akademisi ve Noble Akademisine ilişkin bir süredir yaptıkları incelemenin sonuçlarını eyaletin başkenti Columbus'ta düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu.
Ohio'daki 17 okulun da aralarında bulunduğu ABD genelindeki FETÖ ile bağlantılı 150'den fazla okulun önceliğinin eğitim olmadığının altını çizen Amsterdam, okulların asıl amaçlarını gizlediklerini kaydetti. Amsterdam, FETÖ'nün gayelerini kendi destekçilerinden dahi saklı tuttuğuna işaret ederek, "Amerikalıların arka bahçelerinde olanları anlamasını istemiyorlar." dedi.
ABD'deki FETÖ ile bağlantılı okullarda, öğretmen ve diğer meslek sahipleri için geçici çalışma izni sağlayan H-1B vizesinin sistematik olarak suistimal edildiğini, öğretmenlerin gelirlerinin gizlendiğini hatırlatan Amsterdam, örgütle ilişkili Ohio'daki okullarda da durumun farksız olduğunu dile getirdi.
Amsterdam, bu okulların kamu fonlarını özel amaçlar ve örgütün diğer şirketleri için kullanmak, Türk çalışanlara ve öğrencilere ayrımcılık sağlamak ve dolandırıcılık yapmak gibi kamu güvenini kötüye kullandıklarının uzun süredir bilindiğini aktardı.
19 MİLYON DOLARLIK EMLAK SAHTEKARLIĞI
FETÖ'nün eyaletteki eğitim kurumlarının, 2015 yılında, devletin kendilerine verdiği fonları okul yönetim kurulu üyelerine yasa dışı şekilde aktardığını belirten Amsterdam, aslında bu tarz okullardaki yönetim kurulu üyelerinin gönüllülerden oluşması gerektiğini ancak FETÖ'nün bu pozisyonları kendi elemanlarıyla doldurduğuna vurgu yaptı.
Amsterdam, okul müdürlerinden Önder Seçen'in okuluna sağlanan fondan 3 bin doları kişisel harcaması için kullandığını, okul yönetimleri ve tedarikçileri arasında şüpheli para akışlarının bulunduğunu söyledi.
FETÖ'nün okullarının "New Plan Learning" adlı şemsiye bir şirket tarafından edinildiği, şirketin, "okulların mal sahibi" olarak gözüktüğü bilgisini veren Amsterdam, okullar ile mal sahibi görünen şirket arasında oldukça şüpheli "kapalı döngü borçlanma" durumu bulunduğunu ifade etti.
Amsterdam, okulların kiralarının da aşırı bir şekilde yüksekliğine dikkati çekerek, örgütün sadece Ohio eyaletinde emlak dolandırıcılığından yaklaşık 19 milyon dolarlık gelir sağladığını tespit ettiklerini bildirdi. Amsterdam, eyaletin Cincinnati şehrinde "New Plan Learning" şirketinin sadece bir okulu 1,25 milyon dolar gibi rayicin çok üzerinde bir paraya kiraladığı örneğini verdi.
"TANRI ÇOCUKLARINIZA YARDIM ETSİN"
FETÖ ile ilişkili okullara ödenen fonların aynı zamanda okulla hiçbir ilişkisi olmayan Türk vatandaşlarının göçmenlik masrafları için de kullanıldığını aktaran Amsterdam, özellikle belirli çalışanlara verilen ikramiye paralarında da usulsüzlük yapıldığına işaret etti.
"Bu okullardaki çocuklarınız eğer zeki değillerse Tanrı onlara yardım etsin." diyen Amsterdam, Ohio eyaletinin Cumhuriyetçi denetmeni Dave Yost'a seslenerek, eyaletteki okulların "kuşku uyandıran emlak anlaşmaları ve kira sözleşmelerinden" dolayı soruşturulmasını talep etti.
Amsterdam, "Dosyada sunduğumuz konu ve deliller ışığında, bu işletmelere verilen eyalet ve federal fonlarının istenildiği şekilde kamu yararı için, hileli bir şekilde özel çıkarlardan ziyade öğrencilerin çıkarlarına en iyi şekilde hizmet edecek biçimde kullanıldığını kapsamlı şekilde araştırılmasını istiyoruz." dedi.
Türkiye'de 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişiminin yaşandığını hatırlatan Amsterdam, örgütle bağlantılı ABD'deki okulların da siyasi ajandaları bulunduğunu kaydetti. Amsterdam, ABD'deki FETÖ okullarının genellikle askeri noktaların yakınlarına kurulduğunu belirterek, "Bu tür bir organizasyon, ABD'de herhangi bir soruşturmaya tabi olmadan nasıl büyüyebilir?" diye sordu.








YORUMLAR