Yüzlerindeki pişmanlık değil başarısızlık öfkesi’

Yüzlerindeki pişmanlık değil başarısızlık öfkesi'

-Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da avukatı olan Mustafa Doğan İnal, müdahil olduğu Çatı Davası’ndaki sanıkların tavırlarını ve savunmalarını değerlendirdi: Yaptıklarından pişman olmayan, başarısızlıklarına üzülen teröristler bunlar -Teröristbaşı Öcalan’ın özel kalem katibi, Karayılan’ın ise yakın koruması olan Nuran Ekinci, Bitlis’te ölü olarak ele geçirildi

29 Mayıs 2017 - 08:44 - Güncelleme: 29 Mayıs 2017 - 09:33

Giriş Tarihi: 29.5.2017 01:54 Soon Güncelleme Tarihi: 29.5.2017 05:21

‘Yüzlerindeki pişmanlık değil başarısızlık öfkesi’

‘Yüzlerindeki pişmanlık değil başarısızlık öfkesi’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da avukatı olan , müdahil olduğu Çatı Davası’ndaki sanıkların tavırlarını ve savunmalarını değerlendirdi: Yaptıklarından pişman olmayan, başarısızlıklarına üzülen teröristler bunlar

Yurtta Sulh Konseyi'nin de bulunduğu 221 kişinin yargılandığı Ankara'daki Çatı Davası'nda sanıkların, ağırlaştırılmış müebbet cezası alacaklarını bilmelerine takındıkları tavır, alaycı bir dil kullanmaları, dahası kendilerini değil 'yü aklamaya çalışmaları, akıllara "FETÖ cezaevinde de beyinleri yıkamaya devam mı ediyor" sorusunu getirdi.
Davaların müdahil isimlerinden biri olan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da avukatı olan , cuntacıların bu tavrını "Yüzlerinde pişmanlık değil başarısızlığın öfkesi var. Mahkemedeki tavırları bile örgütsel bir faaliyet" diye açıkladı. İnal, SABAH'ın soruların yanıtladı.

ONLAR İÇİN BU BİR İMTİHAN SÜRECİ

Bir darbecinin kendisini değil teröristbaşı Gülen'i ve örgütünü koruması, pişman olmaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sanıkların tavırları gerçekten dikkat çekici. 15 Temmuz'dan hemen sonra gözaltında ve hâkim sorgularında anlattıkları itiraflar doğru olandı. Çünkü darbe girişimindeki başarısızlığın hemen ardından anlattıkları umutsuzluklarının bir göstergesiydi.
Fakat süreç içinde gerek örgüt liderinin mesajları, gerek cezaevlerinde birarada olmaları ve gerekse Türkiye de hükümete muhalif çevre ve partilerin darbe girişimini 'kontrollü' diye tanımlamaları darbecilere güç, umut ve motivasyon verdi. Bu davalarda beklentileri kesinlikle beraat etmek değil, örgüt liderine verdikleri söze sadık kalıp kendilerince bu 'imtihan' sürecini tamamlamak.

İfadelerde de ortak bir dil var. Ne yapmaya çalışıyorlar?
Sinsi bir şekilde belirli bir amaç etrafında toparlanmış bu yapının 40 yıllık örgüt motivasyonunu göz ardı edemeyiz. Nitekim başlayan yargılamalarda verdikleri ifadelerin temeli örgüt bağının ve darbe teşebbüsünün inkâr edilmesi, emir komuta zinciri içinde sadece aldıkları emri uyguladıkları gibi savunmalara dayanmaktadır. Hemen hemen hepsi aynı cümlelerle savunma yapmakta, yargılamanın yönünü başka tarafa kaydırmaya çalışmaktalar.


Darbenin en kilit isimleri?

PİŞMAN DEĞİLLER

Bu hainler hakkında bir izlenim elde etme imkânınız oldu mu?
Duruşmalardaki bu örgütsel tavrın ve savunmanın arkasında aslında yaptıkları şeyi meşru görmek yatıyor. Mesela Muğla'daki suikast davasında sanıklar kendilerince bir terör operasyonuna gittiklerini, hedeflerinin Cumhurbaşkanı'na suikast olmadığını anlatıyor. Duruşmalarda sanıkların sözlerinde ve gözlerinde başarısız olmalarından kaynaklanan hırsı, kini ve nefreti hemen görebiliyorsunuz. Yani yaptıklarından pişman olmayan, başarısızlıklarına üzülen teröristler bunlar.



AYRIMI DOĞRU YAPMAK ÖNEMLİ

FETÖ yargılamalarının uzun süreceğini düşünüyor musunuz?

Devam eden 2 yargılama konusu var. Birincisi 15 Temmuz darbe girişimine aktif olarak katılmış, destek vermiş sanıkların yargılandığı darbe yargılamaları. İkincisi ise darbe girişimini yapmış FETÖ örgütü ile ilişkili örgüt yönetici ve üyeliği ile ilgili suçlamalarla yargılanan sanıkların davaları. Şu anda yapılan çok sağlıklı bir ayrım olmuştur. Somut olarak kim hangi eylemle suçlanıyorsa o konuda eylemin yapıldığı yerde yargılaması devam etmektedir. Açıkçası torba bir dosya olmayışı bu anlamda FETÖ'cülerin algı işini de zorlaştırmış, yargılamaların kısa zamanda neticeye ulaşmasını sağlayacak güzel bir usul olmuştur.

Bu süreçte mağduriyet konusunun çok sık gündeme getirildiğini görüyoruz. Gözaltı ve tutuklama kararlarında titiz davranıldığını düşünüyor musunuz?
FETÖ ile mücadele edilirken en dikkat etmemiz gereken şey, bu yapıya ait hiyerarşiye dahil, FETÖ'nün amaçları doğrusunda çalışan ve olanlarla bir şekilde teması olmuş ama asla örgüt bağlantısı olmamış insanları net olarak ayırt etmek olmalıdır. İnsanların devlete olan inancı, adalete olan güveni sarsılırsa bu en çok FETÖ'nün işine gelmektedir, gelecektir. Özellikle FETÖ mensupları kafaları karıştırmak, mücadeleyi sulandırmak için alakasız kişilerle ilgili ihbarlar yapmakta, bir şekilde insanları soruşturmalara muhatap ederek toplumda mağduriyet algısını güçlendirmeye çalışmaktadır. Her ihbarı soruşturma konusu yapıp, bununla ilgili tutuklama ve gözaltı işlemleri yapmak mücadeleye ciddi zarar verecektir.



'KENDİ İRADELERİ YOK'

FETÖ'nün bu darbeyi nasıl planladığı konusunda detaylara ulaşabildiniz mi? Muğla'da devam eden yargılamalarda gizli tanık/itirafçı olan "kuzgun" ve "şapka" kod adlı generallerin anlattıkları bu darbe girişimini nasıl planladıklarını ve nasıl hareket ettiklerini göstermesi açısından önemliydi. Özellikle Çukurambar'da yapılan gizli darbe toplantılarında birbirini hiç tanımayan darbecilerin, darbe toplantılarına bağlı bulundukları mahrem abileri tarafından getirilmeleri, gelen darbecinin kendisine tebliğ edilen darbe görev emrini sorgulamadan alıp tekrar bağlı bulunduğu mahrem imamla görev yerine dönmeleri dehşet verici itiraflar. Karşımızdakiler, kendi iradeleriyle hareket eden insanlar değil. Bağlı bulunduğu örgüt abisi ne derse, ne yaparsa bir general onu yapıyor. Bu örgütün ezoterik bir terör örgütü olduğunu görüyoruz. Tüm sanıklar öncelikli hedef olarak örgütü ve örgüt liderini korumaya çalışmaktadır.



'YARGILAMA SÜRECİ ÇOK UZAMAMALI'

"Temel motivasyonu örgütü korumak olan sanıklar, doğal olarak yargılamaları sulandırmaya çalışmakta, ciddiyetsiz sözlerle kafalarda soru işaretleri bırakmak istemektedirler. Özellikle mahkeme salonlarında dava dosyasındaki suçlamalardan bağımsız konulara yoğunlaşmakta, bir şekilde darbenin karşısında durmuş isimleri sanki darbeciymiş gibi anlatmaktadırlar. Mahkemeler, yargılamayı sulandırmaya çalışan sanıklara izin vermemeli. En önemlisi, yargılamalar örgüt mensuplarının inisiyatifine bırakılmadan usul kuralları doğru uygulanarak hızlıca bitirilmelidir. Yargılamalar uzadıkça hem sanıkların umudu artmakta hem de darbe girişimi giderek sıradanlaştırılmaktadır."

50 yıldır ihanet için gizlendiler

Giriş Tarihi: 29.5.2017
50 yıldır ihanet için gizlendiler
FETÖ'nün Darbe Girişimi'ni Araştırma Komisyonu, 600 sayfalık raporunda, örgütün militan kazınma faaliyetlerinin ilk kez 1960'tan itibaren başladığına yer verdi. Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/ PDY) 15 Temmuz Darbe girişimyle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'nun taslak raporunda FETÖ/PDY'nin kamu kurumlarına sızarak örgütlenmesine bir başlık altında yer verildi. Raporda, komisyona bilgi veren kişilerin değerlendirmeleri ışığında, "Örgütün, devlet kurumlarını kontrolüne almak suretiyle iktidarı ele geçirmeyi hedef edindiğini, bu maksatla ortaya çıktığı 1960'lı yıllardan itibaren örgüt evlerine çektiği zeki ve genç insanları bir yandan örgüt militanı şeklinde yetiştirirken bir yandan da iyi bir eğitimle devlet kademelerinde yer almasını sağladığını ortaya koymaktadır" görüşüne yer verildi.

FETÖ MİT ÜZERİNDEN ERDOĞAN'I HEDEF ALDI
Raporda, örgütün, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı 7 Şubat 2012'de gözaltına almaya çalışarak, kurumu tasfiye etmeye ve o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a siyasi hesap çıkarmaya çalıştığı belirtildi. Raporda, "MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması ile örgütün siyasi hedefler takip eden ve bu hedeflere ulaşmak için komplolar tertip eden bir yapı olduğu konusunda ilk ciddi belirtiler ortaya çıkmış ve örgüt hakkındaki soru işaretleri somut bir şüpheye dönüşmüştür. (...) Bu olayla birlikte ayrıca örgütün, dönemin hükümetinin varlığından ve yürüttüğü politikalardan rahatsız olan uluslararası güç odakları adına hareket ettiği de bir iddia olmaktan çıkarak somut bir veriye dönüşmüştür" ifadeleri yer aldı..

Hainler için hesap zamanı

Hainler için hesap zamanı
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki "ana darbe soruşturması" kapsamına haklarında dava açılan ve aralarında FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen, 6 general ve 17 subayın da bulunduğu, 9'u firari 15'i tutuklu 24 sanığın yargılanmasına bugün Silivri'de başlanacak. Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşında yapılan binada yapılacak duruşma, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülecek. Davada İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan da duruşma savcısı olarak görev yapacak.

92'ŞER KEZ AĞIR MÜEBBET
FETÖ elebaşı Gülen ile "Yurtta Sulh Konseyi"nin İstanbul yapılanmasında yer alan Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu ve Tuğgeneral Eyyup Gürler'in de yer aldığı 10 sanık, 92'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 174'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak. Sanıklar İstanbul'da şehit edilen 89 kişinin ölümünden ve aralarında Orgeneral Ümit Dündar'ın da bulunduğu 5 kişinin kaçırılmasına teşebbüs eylemi ile tüm darbe faaliyetlerinden sorumlu tutuluyor. Dava iddianamesinde, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bulunduğu 89 kişi, TBMM ile bazı kurum ve kuruluşlar "suçtan zarar görenler" sıfatıyla yer alıyor.

50 bin 136 tutuklu 7 bin 112 firari...

50 bin 136 tutuklu 7 bin 112 firari...

15 Temmuz’dan bu yana 154 bin 694 kişi hakkında işlem yapıldı. 50 bin 136 kişi tutuklandı. Tutuklulardan 2 bin 431’i hâkimsavcı, 6 bin 982’si ise TSK mensubu

'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrasında cumhuriyet başsavcılıklarınca başlatılan soruşturmalar kapsamında şu ana dek 50 bin 136 kişi tutuklandı. Adalet Bakanlığı yetkililerinin paylaştığı bilgiye göre, darbe girişiminin ardından 154 bin 694 şüpheli hakkında işlem yapıldı. Şüphelilerden 2 bin 763'ü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına hükmedildi.

167 GENERAL TUTUKLU
Tutuklanan 50 bin 136 kişi arasında, 2 bin 431 adli ve idari yargıda görevli hâkimsavcı, 104 Yargıtay, 41 Danıştay, 2 Anayasa Mahkemesi, 3 HSYK üyesi bulunuyor. 167'si general olmak üzere 6 bin 982 asker, 8 bin 816 polis, 23 vali, 72 vali yardımcısı, 112 kaymakam ve 31 bin 550 sivil ile memur da tutuklu...
Gözaltına alınanlardan 45 bin 708'i adli kontrol kararıyla, 12 bin 753'ü ise kolluk kuvvetleri ve adliyedeki işlemler sonrasında serbest bırakıldı.
7 bin 122'si adli kontrol şartıyla olmak üzere toplam 7 bin 430 şüpheli, cezaevine konulmalarına rağmen delillerin değerlendirilmesi sonrası tahliye edildi. Tahliye edilenler arasında bin 312 asker, bin 247 polis, 9 vali yardımcısı, 3 vali, 3 kaymakam, 195 hâkim ve savcı, 2 HSYK, bir Danıştay ve 8 Yargıtay üyesi yer alıyor.

7 BİN 112 KİŞİ ARANIYOR
211 hâkim ve savcı, 6 Danıştay üyesi, 25 Yargıtay üyesi, 137 asker, 369 polis, 3 vali yardımcısı, 8 kaymakam ile 6 bin 353 kamu görevlisi ve sivil toplam 7 bin 112 şüpheli hakkında yakalama kararı var. 655 şüpheli de halen gözaltında..

O hain öldürüldü

Teröristbaşı Öcalan’ın özel kalem katibi, Karayılan’ın ise yakın koruması olan , ’te ölü olarak ele geçirildi

O hain öldürüldü

Bitlis'te öldürülen 7'si kadın 11 'lı teröristten birinin "Jinda Özgür" Kod adlı olduğu belirlendi. Kadın teröristin daha önce Suriye'de Öcalan'ın özel kalem katipliğini yaptığı ortaya çıktı. Ekinci'nin uzun yıllardır da Kandil'de Murat Karayılan'ın korumalığını yaptığı öğrenildi. 17 yaşındayken 3 arkadaşıyla birlikte Suriye'ye giden Ekinci'yi, o yıllarda Suriye'de bulunan Öcalan'ın, "Yoğunlaşması lazım" diyerek yanına aldığı, bir süre sonra ise diğer teröristlere, "Benim özel katibim. Talimatları benim talimatımdır" diyerek tanıştırdığı belirlendi. Örgütün gizli beyni olan teröristin, 2016'da Tatvan sorumlusu yapıldığı kaydedildi.


Ekinci, teröristbaşı Öcalan'la Suriye'de böyle poz vermişti.

Karakutu öldürüldü

Giriş Tarihi: 29.5.2017

Karakutu öldürüldü

Bitlis’te öldürülen teröristlerden biri elebaşısı Öcalan’ın “özel kalemi”, Kandil’deki Karayılan’ın da yakın koruması çıktı. 17 yaşında örgütte olan “Jinda Özgür” kod adlı terörist örgütün kara kutusuydu

ÖCALAN'IN ÖZEL SEKRETERİ, KARAYILAN'IN KORUMASIYDI

Güvenlik güçlerinin Bitlis'in Tatvan ilçesi kırsalında sürdürdüğü operasyonlar sırasında etkisiz hale getirilen 7'si kadın 11 'lı teröristten birinin, daha önce Öcalan'ın özel kalem müdürlüğünü, uzun yıllardır da Kandil'de 'ın yakın korumalığını yapan "Jinda Özgür" kod adlı Nuran Ekinci adlı kadın terörist olduğu belirlendi.

İHA'LAR BULDU, ASKER VURDU
Ağır kış koşullarının hala hüküm sürdüğü Bitlis'te, terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlarını sürdüren Jandarma Bölge Komutanlığı'na bağlı özel birlikler Tatvan ilçesi kırsalında İnsansız Hava araçları (İHA) ile yaptığı keşifte, kış üstlenmesinde bulunan bir grup terörist tespit etti. Hemen bölgeyi ablukaya alan özel birlikler, teröristlere 'teslim ol' çağrısında bulundu. Teröristler ise ateşle karşılık verdi. Bunun üzerine çıkan çatışmada, 3 ayrı grup halindeki 7'si kadın 11 PKK'lı terörist, özel birliklerin karadan, Silahlı Hava Araçları Bayraktarlar ile de havadan düzenlenen operasyonla etkisiz hale getirildi.


Örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan - Jinda Özgür kod adlı Nuran Ekinci

"TALİMATI BENİM TALİMATIMDIR"
Bu başarılı operasyonun ardından istihbarat birimleri, teröristin kimlik bilgileri üzerinde yaptıkları çalışmada ise "Jinda Özgür" kod adlı Nuran Ekinci ile ilgili ilginç bir ayrıntıya ulaştı. Daha 17 yaşında ve lise çağında üç arkadaşıyla birlikte Suriye'ye giden Ekinci'yi, o yıllarda bu ülkede bulunan terörist başı 'ın, "Yoğunlaşması lazım" diyerek yanına aldığı, kod adını da bizzat verdiği bir süre sonra ise diğer örgüt mensuplarına, "Benim özel kâtibim. Talimatları benim talimatımdır" diyerek tanıştırdığı belirlendi.

KARAYILAN'IN KORUMASI
Teröristbaşı Öcalan'ın 1998'de Suriye'den ayrılmak zorunda kalınca Nuran Ekinci'yi bu kez de Kandil'deki örgüt kampına göndererek Murat Karayılan'a emanet ettiği tespit edildi. Karayılan'ın yanından ayırmadığı ve kendisine yakın koruma yaptığı Nuran Ekinci'nin, 2016 başlarında ise Bitlis-Tatvan grubu sorumlusu olarak bölgeye gönderildiği belirlendi. Yıllarca iki örgüt liderinin en yakınında bulunan kısa bir süre önce kırsala gönderilen Nuran Ekici'de, yüzlerce terörist gibi, dağda can verdi

Diyarbakır'da dev operasyon başladı

Diyarbakır'da dev operasyon başladı

Diyarbakır’ın Lice, Hazro, Kocaköy ve Dicle ilçelerine bağlı 59 köy ve mezralarında sokağa çıkma yasağı ilan edilerek, terör örgütü PKK’ya yönelik geniş kapsamlı operasyon başlatıldı.

Diyarbakır Valiliğinden yapılan açıklamada, Lice, Hazro, Kocaköy ve Dicle ilçeleri mülki sınırları içerisindeki dağlık ve ormanlık alanda faaliyet yürüten, aralarında üst düzey örgüt yöneticilerinin de bulunduğu değerlendirilen bölücü terör örgütü mensuplarını ve işbirlikçilerini etkisiz hale getirmek amacıyla operasyon düzenleneceği belirtildi.

Açıklamada, "Operasyon icra edilecek bölgelerde halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması ve sivil vatandaşların zarar görmemesi amacıyla, Lice'ye bağlı Akçabudak, Örtülü, Ulucak, Saydamlı, Kılıçlı, Yorulmaz, Güldiken, Üçdamlar, Baharlar, Bayırlı, Hedik, Tuzlaköy, Yamaçlı, Kıralan, Dernek, Konuklu, Yünlüce, Yaprakköy, Damar, Zümrüt, Kıpçık, Çıralı, Sığınak, Kıyıköy, Dallıca, Budak,, Türeli, Tepe, Yolçatı, Dibekköy, Çağdaş, Arıklı, Serince, Kayacık, Uçarı, Ziyaret, Ortaç, Yalaza, Bağlan, Esenler, Çavundur, Dolunay, Kabakaya, Kutlu ve Oyuklu Köyü ile mezraları, Hazro'ya bağlı Ormankaya, Çitlibahçe,Terdöken, Kırmataş, Kavaklıboğaz, Dadaş ve Sarıerik Köyü ile mezraları, Kocaköy'e bağlı Boyunlu, Gözebaşı ve Tepecik köyü ile mezraları ve Dicle'ye bağlı Kurşunlu, Taşağıl, Kırkpınar ve Kayıköy ile mezralarında bugün saat 18.00'dan itibaren geçerli olmak üzere ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasaklanmıştır" denildi.

Yasaklama kararının duyurulmasının ardından bölgede asker, polis ve güvenlik korucularının katılımıyla geniş kapsamlı operasyon başlatıldı. Operasyona, ilçelerdeki askeri birliklerin yanı sıra, Diyarbakır 7'nci Kolordu Komutanlığı Jandarma Hava Grup Komutanlığından kalkan çok sayıda helikopter havadan destek veriyor.

Kılıçdaroğlu eğer ispatlayamazsa...

Kılıçdaroğlu eğer ispatlayamazsa...

Mahmut Övür bugünkü köşe yazısında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sözleri ve FETÖ ile amaç birliğine değindi. Ayrıca Övür Binbaşı O.K. üzerinden yürütülen tartışmaya da dikkat çekti. İşte yazısından öne çıkanlar:

mahmut övür sabah ile ilgili görsel sonucu

(...) Durumu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "kontrollü darbe" ve "AK Parti'de 180 ByLockçu var" açıklamalarıyla daha da içinden çıkılmaz hale getirdi.

Bugüne kadar da ne çıkıp iddiasını ispat etti, ne de bir anlık söylenmiş bir sözdür deyip sustu. Şu çelişkisini de hatırlatmakta yarar var; hem Gazi Meclis'te CHP'lilerin darbeye karşı direndiğini söylüyor hem de o darbenin kontrollü olduğunu. Acaba hangisi doğru?
Bu çelişki ve belgesiz iddialar da doğal olarak FETÖ'nün işine yarıyor.

Yoksa Kılıçdaroğlu bunu bilerek mi yapıyor?

Eğer "Kontrollü darbe"yi ve AK Parti'deki 120-180 arası ByLockçuyu belgeleriyleaçıklamazsa işi zor, bu zan üzerine yapışır kalır.

(...)

Şimdi gelelim MİT meselesine...
Bu konuda da soru işaretlerinin haddi hesabı yok. Şu sıralarda daha çok 15 Temmuz günü MİT'e gelen Binbaşı O.K. ile ilgili şüpheler var. Buradan yola çıkıp MİT'in darbeyi bildiği ve bildiği halde önlemediği söyleniyor.
Acaba yine bir algı operasyonuyla mı karşı karşıyayız?

Cumhurbaşkanı : 2053 kızıl elmamız her şeyiyle size emanet

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2053 kızıl elmamız her şeyiyle size emanet

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip , "Çevreme bir bakıyorum, bazılarının gençlerimizle yeni nesille ilgili karamsar düşünceler taşıdıklarını görüyorum. Ben ise tam tersine gençlerimizden, yeni nesillerden ümitliyim. 2023 Türkiyesini sizler için ve sizlerle birlikte inşa ediyoruz." dedi.

, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Başbakan Binali Yıldırım, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanı sıra 81 il ve KKTC'den birer kadın ve erkek temsilci genç ile sporcuları kabul etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondaki gençlere hitaben yaptığı konuşmasına, "Sizler nezdinde tüm gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını tebrik ediyorum. Bu milli günümüz vesilesiyle istikbalimiz olan siz, gençlerimizle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyduğumu özellikle ifade etmek istiyorum." diyerek başladı.

Gençlerin enerjisinin, dinamizminin ve geleceğe umutla bakan gözlerinin kendisine daima mutluluk verdiğini, motivasyon kaynağı olduğunu belirten Erdoğan, gençlere baktığında özellikle kendi gençlinin aklına geldiğini söyledi.

Kendisi bu yaşlardayken tüm benliklerini kaplayan, heyecanlarıyla hayata nasıl baktıklarını, dünyayı nasıl avuçlarının içinde hissettiklerini gördüğünü aktaran Erdoğan, "Eğer o dönemde böyle ideallerimiz olmasaydı, onlara ulaşmak için kendimizi yetiştirme gayretine girmeseydik, herhalde bugün ulaştığımız bu yerlere gelemezdik." ifadesini kullandı.

2053 TÜRKİYESİ SİZE EMANET

Gençlik döneminde yapılan hiçbir şeyin hiçbir zaman boşa gitmeyeceğine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şöyle çevreme bir bakıyorum, bazılarının gençlerimizle ilgili, yeni nesille ilgili karamsar düşünceler taşıdıklarını görüyorum. Ben ise tam tersine gençlerimizden, yeni nesillerden ümitliyim. 2023 Türkiyesini sizler için ve sizlerle birlikte inşa ediyoruz. Bir sonraki Kızıl Elma'mız olan 2053 Türkiyesi ise her şeyiyle sizlere emanettir. Aynı şekilde 2071 vizyonunu sonraki nesillere kazandırma sorumluluğunu da sizler üzerinizde taşıyorsunuz.

Kendilerinden bu derece büyük beklentilerimizin olduğu gençlerimize güvenmemek, inanmamak, geleceğimizden vazgeçmek demektir. Biz, geleceğimizden vazgeçmiyoruz, tam tersine istikballe ilgili lerimizi sürekli büyütüyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 Türkiyesi ile bugünkü Türkiye arasında ekonomik büyüklük farkının bulunduğunu, kişi başına düşen milli geliri 3 bin 500 dolardan, 11 bin dolara çıkarmış bir Türkiye'den söz edildiğini vurguladı.

Hedeflerinin bu rakamı 2023 yılına kadar 25 bin dolara yükseltmek olduğunu bildiren Erdoğan, Türkiye'nin ilerki 6-7 yıllık dönemde iki kat daha büyümesinin önünde hiçbir engelin bulunmadığını dile getirdi.

HEDEFLERİMİZDEN TAVİZ YOK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zaten önlerine çıkartılabilecek tüm engellerin çıkartıldığına ve çıkartılmaya da devam edildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Ben, bütün bu yaşadıklarımızı bir kenara bırakıyorum. Sadece 2013 yılından beri maruz kaldığımız saldırılar, İstiklal Harbimizden bu yana başımıza gelen en ciddi sıkıntılardır. Gezi olaylarından 17-25 Aralık emniyet, yargı darbe girişimine, bölücü örgütün çukur eylemlerinden 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar her biri tarihi nitelikte pek çok olay yaşadık.

Ülkemiz, dünyanın en kanlı terör örgütlerinin saldırısı altında olmasına rağmen, hedeflerinden, yatırımlarından zerre kadar taviz vermemiştir. Yatırımlar yine devam etmiştir. Çünkü biz, kesinlikle ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkartacağız, bu kararlılığın içerisindeyiz. Bu kararlılığın gerisindeki en büyük sebep, gençlerimize güvenli, huzurlu ve müreffeh bir Türkiye bırakmak ve ülkemize olan bağlılığımızdır."

Delilleri yok eden Prof. konuştu: Korktum

Delilleri yok eden Prof. konuştu: Korktum

Erzurum'da Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan ve gözaltına alınmadan önce delilleri yok etmeye çalıştığı görüntüleri basına yansıyan Prof. Dr. Halil İbrahim Tanç, terör örgütüne yönelik operasyonlar nedeniyle tedirgin olduğu ve korktuğu için bu belgeleri çöpe attığını öne sürdü.

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve suça karışanların saptanması amacıyla başlatılan soruşturmalar devam ediyor.

İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Başsavcılığın talimatı doğrultusunda Atatürk Üniversitesinde FETÖ ile bağlantılı kişileri saptamak üzere bazı akademisyenler ile çalışanların faaliyetlerini mercek altına aldı.

Araştırmalar sonucu FETÖ ile bağlantısı olduğu belirlenen ve gözaltına alındıktan sonra tutuklanan eski İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanç'ın delil kararttığını tespit eden ekipler, üniversiteye ait güvenlik kamera kayıtlarını inceleyince Tanç'ın odasındaki bilgisayar kasasını alarak evine götürdüğünü, flash bellekleri de çöpe attığı belirledi.

Bu doğrultuda Tanç'ın üniversite lojmanlarındaki evine giden ekipler, iş yerinden eve götürülen bilgisayar kasasını ve aynı bölgedeki çöp kutusunda da 3 flash belleği buldu.

ABD'DE İKİ KEZ GÜLEN İLE GÖRÜŞTÜ

İnceleme sonucu 2009 yılı sonrası iki kez ABD'ye gittiği ve burada terör örgütü elebaşı Gülen ile görüştüğü tespit edilen Tanç, emniyetteki ifadesinde, FETÖ'nün Atatürk Üniversitesi yapılanması içinde yer aldığını ve Fetullah Gülen ile irtibatının olduğunu da itiraf etti.

Elde edilen bilgi ve belgelerin doğru olduğunu kabul eden Tanç, "Ben 2009 yılı sonrasında iki kez Amerika'ya gittim. Bunun yanı sıra Gürcistan ve Azerbaycan'da da bulundum. ABD ziyaretlerimde örgütün Atatürk Üniversitesi imamının ayarladığı randevularla Pensilvanya'da Gülen'le görüştüm. Bu görüşmelerimiz büyük bir alanda gerçekleşti. Bu görüşmeler dışında mektuplar yazarak övücü sözler söyledim." dedi.

"KORKTUĞUM İÇİN DELİLLERİ YOK ETTİM"

Atatürk Üniversitesi yerleşkesindeki odasından bilgisayar kasasını ve çantasını alarak çıktığı, cebindeki flash bellekleri de Anıtlar mevkisinde bulunan çöp kutusuna atarak delil kararttığı belirlenen Tanç, bu konuya ilişkin verdiği ifadesinde ise bu eylemleri 15 Temmuz sonrasında yapılan operasyonlardan çekindiği için yaptığını söyledi.

Çöpe attığı flash belleklerde herhangi bir şey olmadığını ileri süren Tanç, "O flash bellekleri içinde dualar olduğu için saklıyordum. Ayrıca sohbet toplantılarının dokümanları da vardı. Başka gizli bir belge de yoktur. Son zamanlardaki operasyonlar dolayısıyla çok tedirgin oldum. 15 Temmuz ve sonrasındaki gelişmeler beni korkuttu. Bu nedenle elimde bulunan not kağıtları ve flash bellekleri çöpe attım. Bunun dışında başka da bir amacım yoktur." diye konuştu.

Tanç, üniversite eğitimi aldığı dönemde bu yapıyla ilişkisinin başladığını ve o zamanlarda alt yaş gruplardakilere dersler verdiğini de itiraf etti.

nasıl kılınır? - Teravih namazı kaç rekat ve hangi dualar okunur? - İşte kılınışı

Teravih namazı nasıl kılınır? - Teravih namazı kaç rekat ve hangi dualar okunur? - İşte kılınışı

11 ayın sultanı Ramazan ayı için heyecanlı bekleyiş bu gece sona eriyor. Müslümanlar için çok değerli olan ibadet ve dualar ile geçen Ramazan ayınnı ilk bu akşam kılınacak. ''?'' sorusu sabah saatlerinden itibaren sıkça araştırılmaya başladı. Peki ? Teravih namazı nasıl kılınır? İşte detaylar...

Mayıs ayının sonuna yaklaşırken müslümanların heyecan ve sevinç ile beklediği bir Ramazan ayına daha gelmiş bulunuyoruz. Bu akşam bu önemli ayın ilk kılınacak. Bu nedenle ''teravih namazı nasıl kılını?'' sorusunun cevabı merak ediliyor. Biz de bu başlık altında teravih namazının nasıl kılınacağını sizler için derledik. ve nasıl kılınır? İşte detaylar...

TERAVİH NAMAZI NASIL KILINIR?

Diğer nafile namazlardan teravih namazının kılınışın bir farkı yoktur. Yani iki rekât bir namaz nasıl kılınıyorsa, mesela sabah namazının sünneti diyelim teravih namazının iki rekâtı o şekilde kılınır. Ondan sonraki bütün rekâtlar da bir birinin benzeridir. Sabah namazının iki rekat sünnetini veya farzını ölçü alabiliriz. Teravih namazı yatsı ile vitir arasında kılınmalıdır.

TERAVİH NAMAZI SAAT KAÇTA?

TERAVİH NAMAZI KAÇ REKATTIR?

Hz. Peygamber (s.a.s.)'in kıldırmış olduğu Teravih namazlarının kaç rekat olduğu konusunda bir rivayet bulunmamaktadır. Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan Teravih namazlarının rekatları konusunda iki rivayet vardır; yirmi rekat, on bir rekat. Hz. Ömer'in dönemiyle ilgili farklı rivayetler; Nevevi ve Ayni tarafından, on bir rekatla ilgili rivayetin Hz. Ömer'in halifeliğinin ilk döneminde kılınan Teravih namazlarıyla ilgili olduğu, sonra Teravihin yirmi rekat olarak yerleştiği ve günümüze kadar da böyle devam ettiği şeklinde açıklanmıştır. Teravih namazı nafile bir ibadet olduğundan, farz gibi telakki edilmesi de doğru değildir. Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, Teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rekat kılınması halinde de sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir.

Ramazan Duası ve Anlamı

Allâhümme inni es'elüke bismikel Hüsna

Yâ Allâh, fa'lem ennehû lâ ilâhe illellâh

Yâ Rahmân, errahmânü allemel Kur'an

Yâ Rahiym, ve kânellâhü Ğafûrar Rahıym

Yâ Mâlik, mâliki yevmiddin* Yâ Kuddûs, el Melikül Kuddûsüs Selâm

Yâ Müteâl, fe teâlellâhül melikü hakk

Yâ Selâm, vâllahü yed'û ilâ dâris selâm

Yâ mü'min, el Mü'minül Müheyminül Aziyz

Yâ Aziyz ve kânellâhü Aziyzen Hakiymâ

Yâ Cebbâr, el Cebbârül Mütekebbir

Yâ Hâlik, fe tebârekellâhü ahsenül hâlikıyn

Yâ Musavvir, hüvellezi yüsavviruküm fil ehram

Yâ Bâriül Musavvir

Yâ Evvel, hüvel evvelü vel âhiru vez Zâhiru vel Bâtin

Yâ Şekûr, inne Rabbenâ le Ğafûrun Şekûr

Yâ Vedûd, ve hüvel Ğafûrul Vedûd

Yâ Zâhir, vez Zâhiru vel Bâtin

Yâ Kâimen bil kıstı lâ ilâhe illâ hû

Yâ Hayy, Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm

Yâ Aliym, Yâ Basıyr, innellâhe basıyrun bil ıbâd

Yâ Haliym innehû le aliymün haliym

Yâ Hakiym, ve kânellâhü aziyzen hakiymâ

Yâ Keriym, innellâhe le Ğaniyyün Keriym

Yâ Kâdir, kul hüvel kâdiru alâ en yeb'ase

Yâ Muktedir, ınde meliykün muktedir

Yâ Bâis, innellâhe yeb'asü men fil kubûr

Yâ Râzık, vallahü hayrür râzikıyn

Yâ Vâris, ve LillÂhi miyrâsüs semâvati vel ard

Yâ Kaviyy, innellâhe le kaviyyün aziyz

Yâ Şehiyd, innellâhe alâ külli şey'in şehiyd

Yâ Mübdiü, innehû hüve yübdiü ve yüıydü

Yâ Razzâk, vellâhü yerzüku men yeşa

Yâ Tevvâb, innellahe kâne tevvâben rahiymâ

Yâ Vehhâb, inneke entel vehhâb

Yâ Celiyl zül celâli vel ikrâm

Yâ Cemiyl, fasbir sabran cemiylâ

Yâ Vekiyl, ve kefâ billâhi vekiylâ

Yâ Kâfi, ve kefallâhül mü'miniynel kıtâl

Yâ Veliyy, vehüvelveliyyül hamiyd

Yâ Rabbi, fe tebârekellâhü rabbül âlemiyn

Yâ Ğaniyy, vellâhül ğaniyyü ve entemül fükarâ

Yâ Şâkirü, innellahe şâkirun aliym

Yâ Hallâk, vehüvel hallâkul aliym

Yâ Muhsin, vellâhü yuhibbül muhsiniyn

Yâ Kadiyr, vellâhü alâ külli şey'in kadiyr

Yâ Mufaddil, vellâhü zül fadlil azıym

Yâ Mütimm, ve yütimmü ni'metehû aleyk

Yâ Müızz, tüızzü men teşâü ve tüzillü men teşâ

Yâ Refiy'u, refiud deracâti zül arş

Yâ Şefi, men zellezi yeşfeu indeh

Yâ Kebiyr, innellâhe kâne aliyyen kebiyrâ

Yâ Hakk, fe teâlellâhül melikül hakk

Yâ Berru, innehû hüvel berrür rahıym

Yâ Vitr, veş şef'ı vel vetr

Yâ Ğaffâr, innehû kâne Ğaffârâ

Yâ Ğafir, ve ente hayrül ğafiriyn

Yâ Hamiyd, tenziylün min hakiymin hamiyd

Yâ Mennân, be lillâhü yemünnü aleyküm

Yâ Bâki, ve yebkâ vechü rabbike zül celâli vel ikrâm

Yâ Vâhid, kul hüvellâhü ehad

Yâ Metiyn, innellâhe, hüver razzâku zül kuvvetil metiyn

Yâ Hâdi, innellâhe yehdi men yeşâ

YÂ Bedi, bediy'as semâvâti vel ard

Yâ Aliym, âlimül ğaybi veş şehâdeh

Yâ Fettâh, ve hüvel fettâhül aliym

Yâ Muhıyt, vellâhü bi mâ ta'melûne muhıyt

Yâ Kâdi, vellâhü yakdi bil hakk

Yâ Samed, Allâhüs samed

Yâ Hasib, ve kânellâhü alâ külli şey'in hasiba

Yâ Nasıyr, ni'mel mevlâ ve ni'men nasıyr

Yâ Vâsiu, ve kânellâhü vâsian hakiyma

Yâ Kâhir, ve hüvel kâhiru fevka ıbâdih

Yâ kebiyr, kebiyrul müteâl

Yâ men leyse lehû veledün, lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfüven ehad

Yâ Men Leyse kemislihi şey'ün ve hüves semiul basıyru ni'mel mevlâ ve ni'men nasıyr

Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil azıym

Ramazan Duası Anlamı

Ey Rabbim!

Yüce Esma-ül Hüsna ismin hürmetine yalnız senden istiyorum,

Ey Rabbim senden başka ilah yoktur

Ey Merhamet yüce olan Rabbim! Affeden, bağışlayan acıyan sensin. Yüce kitabımız olan kuran-ı kerimi öğreten sensin.

Ey Rabbim kıyametin ve mülkün tek sahibi sensin.

Ey noksanlıklardan münezzeh olan Rabbim! Güven veren, Malik olan sensin.

Hak, selam ve Melik isimlerinin sahibi olan Allah, imansızların vasfından beridir.

Allah Teâlâ bütün insanları kurtuluş yurduna çağırır.

Ey görüp gözeten ve güven veren, zor kullanma gücüne sahip olan Yüce Rabbim!

Ey Hâkim ve Aziz olan Rabbim! Ey kuvvetin ve gücün sahibi olan Rabbim! Yücelik, kuvvet ve güç yalnız ve yalnız sana aittir

Ey yokken var eden Rabbim! Yoktan var etme yetkisine yalnız sana aittir

Ey şekil veren Allah'ım Anne rahimlerinde bulunanlara yalnız sen istediğin şekli verebilirsin.

Evvel, ahir, batın, zatın ve dışarı da sana karşı söylenenlerden beri duran, yapılan duaları, şükürleri kabul eden Allah'ım! Muhakkak ki bağışlayan ve şükürleri kabul eden tek sensin

Ey merhametlilerin en merhametlisi, kullarına çok acıyan ve bağışlayan Rabbim!

Ey mutlak adaletin sahibi, her şeyi ayakta tutan ve zatından başka gerçek bir ilah olmayan Rabbim!

Ey Hay, sıfatının sahibi olan Rabbim! Sen birsin ve teksin

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul her anlamda ülkemizin vitrinidir

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul her anlamda ülkemizin vitrinidir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un Fethinin 564. yıl dönümü etkinliğinde konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben İstanbul'u anlatırken Türkiye'yi anlatıyorum. İstanbul, Türkiye'nin özetidir. İstanbul'u anlatmak, Türkiye'yi anlatmaktır. İstanbul'a hizmet etmek Türkiye'ye hizmet etmektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul her anlamda ülkemizin vitrinidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen İstanbul İl Protokolü İftarına katıldı. Bizlere bu güzel şehri kazandıran Fatih Sultan Mehmet Han'ı ve o kutlu orduyu rahmetle andığını aktararak sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her şehrin elbette kendine göre dikkat çekici yönleri oluyor. Ama emin olun bir bütün olarak İstanbul'dan daha güzelini henüz görmedim. Yaşadığınız şehrin kıymetini lütfen çok iyi bilin. İstanbul'a hizmet etme şerefi dahi başlı başına bir iftihar sebebidir. Bizimde bu şehri sevmemiz yetmiyor. Kendimizi de ona sevdirmemiz gerekiyor. Kendimizi İstanbul'a sevdirmemizin en güzel yolu ona en güzel hizmet etmekle geçiyor" dedi.

İstanbul'u ilk göz ağrısı olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul'un yeri ayrıdır. Haftalık mesaimin neredeyse yarısını İstanbul'da geçiriyorum. İstanbul'da atılan her adımı her gelişmeyi yakından takip ediyorum. Zaman zaman hep İstanbul'u anlatıyor diyenler oluyor. Oysa ben İstanbul'u anlatırken Türkiye'yi anlatıyorum. İstanbul, Türkiye'nin özetidir. Türkiye'nin 80 vilayetinin tamamının da İstanbul ile insani ve fiziki bağlantısı vardır. Öyleyse İstanbul'u anlatmak Türkiye'yi anlatmaktır. İstanbul'a hizmet etmek Türkiye'ye hizmet etmektir. Ustalık beratımızı da burada aldıktan sonra Tüm Türkiye'ye açıldık. Ülkemizi 14 yılda getirdiğimiz yer ortada, aynı kararlılıkla hizmet etmeyi sürdüreceğiz" dedi.

"DÜNYA YENİDEN YAPILANMANIN SANCILARINI ÇEKİYOR"

"Dünya yeniden yapılanmanın sancılarını çekiyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye ve onun vitrini olan İstanbul'a bu süreçte çok önemli görevler düşüyor. Biz bu durumun farkında olduğumuz için demokraside ve ekonomide yeni bir atılım döneminin hazırlıklarını yapıyoruz. Bunun için öncelikle 2019'a kadar olan dönemi en verimli şekilde kullanmamız gerekiyor. 2023 hedeflerimiz, bizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine taşıyacak önemli bir eşiktir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki hedeflerimizin de lokomotifi yine İstanbul olacaktır."

"BİRİLERİ BU MİLLETİ YIKAMAMANIN SANCISINI ÇEKİYOR"

Bu vatanın, bu milletin, sevgi saygıya çok ihtiyacı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu başardığımız gün, birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirdiğimiz gün bu milleti kimse yıkamayacaktır ve zaten birileri de bu milleti yıkamamanın sancısını çekiyor. Özellikle FETÖ, DEAŞ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin bu şehre (İstanbul) verdikleri zararları ortadan kaldıracak, onları bir daha bu şehre el uzatamayacak hale getirecek çalışmaları süratle tamamlayacağız" diye konuştu.

soruşturmalarında 10 aylık bilanço

FETÖ soruşturmalarında 10 aylık bilanço

'nün darbe girişimi sonrasında cumhuriyet başsavcılıklarınca başlatılan soruşturmalar kapsamında şu ana kadar 154 bin 694 şüpheli hakkında işlem yapıldı, bu kişilerden 50 bin 136'sı tutuklandı.

50 BİN TUTUKLU

Fetullahçı Terör Örgütünün () 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrasında cumhuriyet başsavcılıklarınca başlatılan soruşturmalar kapsamında 50 bin 136 şüpheli, bulunuyor.

AA muhabirinin Adalet Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, darbe girişiminin ardından şu ana kadar 154 bin 694 şüpheli hakkında işlem yapıldı. Şüphelilerden 2 bin 763'ü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına hükmedildi.

Soruşturmalar çerçevesinde gözaltına alınan 50 bin 136 kişi tutuklanarak cezaevlerine konuldu.

Tutuklananlar arasında 2 bin 431 adli ve idari yargıda görevli hakim ve savcı, 104 Yargıtay, 41 Danıştay, iki Anayasa Mahkemesi, üç Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi, 167'si general olmak üzere 6 bin 982 asker, 8 bin 816 polis, 23 vali, 72 vali yardımcısı, 112 kaymakam ve 31 bin 550 sivil ile memur da bulunuyor.

Gözaltına alınan zanlılardan 45 bin 708'i adli kontrol kararıyla, 12 bin 753'ü ise kolluk kuvvetleri ve adliyedeki işlemler sonrasında serbest bırakıldı.

7 BİN 430 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ

FETÖ'ye yönelik soruşturmalar kapsamında 7 bin 122'si adli kontrol şartıyla olmak üzere 7 bin 430 şüpheli, cezaevine konulmasına rağmen delillerin değerlendirilmesi sonrasında tahliye edildi.

Tahliye edilenler arasında bin 312 asker, bin 247 polis, dokuz vali yardımcısı, üç vali, üç kaymakam, 195 hakim ve savcı, iki HSYK, bir Danıştay ve sekiz Yargıtay üyesi de yer alıyor.

7 BİN 112 KİŞİ ARANIYOR

FETÖ'ye ilişkin soruşturmalar kapsamında 211 hakim ve savcı, altı Danıştay üyesi, 25 Yargıtay üyesi, 137 asker, 369 polis, üç vali yardımcısı, sekiz kaymakam, 6 bin 353 kamu görevlisi ve sivil olmak üzere 7 bin 112 şüpheli hakkında yakalama kararı bulunuyor.

Soruşturmalar çerçevesinde 655 şüpheli, halen gözaltında tutuluyor.

'un 'su Kemalist görünümlü Gülenist !

15 Temmuz'un Madanoğlu'su Kemalist görünümlü Gülenist Cemal!

Rasim Ozan Kütahyalı bugünkü yazısında çatı davasını ve Yurtta Sulh Konseyi üyelerinden Partigöç'ü yazdı. Darbeci Partigöç için 15 Temmuz'un 'su diyen Kütahyalı bakın hangi kritik noktalara dikkat çekti;

rasim ozan sabah ile ilgili görsel sonucu

Bu satırları bir 27 Mayıs günü yazıyorum. Türkiye tarihinde askeri darbeler dönemini başlatan, iktidara gelmek için her türlü eşkiyalığın mubah sayıldığı o aşağılık gün: 27 Mayıs...

2016 ile 27 Mayıs 1960 arasında da büyük korelasyonlar hatta yer yer birebir ayniyetler vardır...

Elbette 15 Temmuz omurgası itibariyle Gülenist bir darbe teşebbüsüdür. Fakat 15 Temmuz darbecilerinin rol modeli 27 Mayıs darbecileridir...

Geçen ay Genelkurmay Askeri Başsavcısı Albay Mehmet Yüzbaşıoğlu'na gittiğimi, saatler süren görüşmemizi aktarmıştım...
 

Yüzbaşıoğlu ben ve Nagehan'a askeri kütüphanelerden -15 Temmuz'dan 9 ay önceden başlayarak- tüm 27 Mayıs darbecilerinin hatıra kitaplarının kapış kapış alınarak, 15 Temmuz'cu subaylar tarafından okunduğunu tespit ettiğini anlatmıştı...

27 Mayıs cunta darbesi 15 Temmuz cuntasının da rol modeliydi. Hatta 27 Mayıs-15 Temmuz arasında isimler üzerinden korelasyon kurmak da mümkündür...

27 Mayıs 1960'ta Tümgeneral Cemal Madanoğlu'nun rolü ne ise 15 Temmuz 2016'da da Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün rolü aynıdır...

-Partigöç arasında benzerlik yoktur. Bu iki isim arasında nerdeyse bire bir ayniyet vardır. Aynı durum Gürsel-Akın Öztürk arasında da vardır...

Madanoğlu 27 Mayıs'ın kalbi ve beynidir. Partigöç de 15 Temmuz'un Madanoğlu'sudur...

15 Temmuz'un kalbi ve beyni yani darbenin askeri lideri tartışmasız Partigöç'tür...

Artık tüm tarihsel kanıtlarıyla ortaya çıkmıştır 27 Mayıs'ın lideri bilinen Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel aslında 27 Mayıs'ın başarısında hiçbir rolü olmayan oportünist bir yancıdır...

15 Temmuz'un askeri lideri sanılan Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk de 15 Temmuz'un Cemal Gürsel'idir...

Bire bir aynı pozisyonda olan iki oportünist ve yancı orgeneral tipolojisidir Gürsel ve Öztürk...

27 Mayıs'ın beyni Cemal Madanoğlu yaptığı eşkiyalığa Atatürk'ü kalkan yapan aşağılık bir hayduttu...

15 Temmuz'un beyni Mehmet Partigöç ise Mehdi gördüğü Fetullah Gülen'in emrinde bu eşkiyalığı yapan aşağılık bir hayduttu...

Sözün özü: Mehmet Partigöç Kemalist görünümlü Gülenist bir Cemal Madanoğlu'dur...

hakkında itiraf gibi çözülme: Onun ismini görünce...

FETÖ hakkında itiraf gibi çözülme: Onun ismini görünce...

Suç tarihinde Genelkurmay Personel Başkanı olan eski korgeneral İlhan Talu, yayınlanan mesajları altında ’ün ismini gördüğünde bu darbe girişiminin bir ’cü kalkışma olduğunu anladığını da belirterek, “Partigöç hakkında PDY (paralel devlet yapılanması) kaydı olduğunu bildiğim için mesajların altında onun ismini görüne bunun FETÖ’cü bir kalkışma olduğunu anladım” dedi. Talu, darbe girişiminin erkene alınmasına etkili olan isimlerden olmakla suçlanıyor.

'cü girişimini, tutuklamalar olduğu gerekçesiyle daha erken saatlere aldırdığı belirtilen Yurtta Sulh Konseyi üyesi İlhan Talu, sürekli kendini aklamaya çalışarak darbe emirlerinin altında imzası bulunan Mehmet 'ü suçladı ve "Emirlerin altında O'nun adını görünce kalkışmanın FETÖ'cü yapı tarafından yapıldığını anladım" dedi.

İlhan Talu "Partigöç'ün ismini görünce FETÖ olduğunu anladım"

 

Talu, 2015 YAŞ öncesinde yapılan çalışmalarda terfi ettirilmesi yönünde görüş belirtilen pek çok isme Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın itiraz ettiğini, yanlarında "CB" kısaltması olan bu isimlerin bu nedenle terfi listelerinden çıkarıldığını söyledi.

YURTTA Sulh Konseyi üyelerinin yargılandığı Genelkurmay Çatı Davası'nda yargılanan kilit isimler birbirlerine düşmeye başladı. Kalkışma saatini öne aldırdığı bilinen darbeci Korgeneral İlhan Talu, "Emirlerin altında Mehmet Partigöç'ün ismini görünce kalkışmanın FETÖ'cü yapı tarafından gerçekleştirildiğini anladım" dedi.

FETÖ'cü darbe girişiminin önemli davalarından olan ve güvenlik nedeniyle Sincan Cezaevi yerleşkesinde görülen davanın dünkü duruşmasında ilk olarak, iddianamede "tutuklamaları öğrenince darbeyi öne çeken kişi " olarak geçen dönemin Genelkurmay Personel Daire Başkanı eski Korgeneral İlhan Talu'nun sorgusu yapıldı.

Darbeci Talu savunmasında, kalkışmanın FETÖ tarafından yapıldığını anlattı. Talu bu durumu, darbe emirlerinin altında imzası bulunan Mehmet Partigöç'e ilişkin bilgilerle aktardı. Talu'nun FETÖ / PDY ile ilişkili olduğunun MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gelen "hassas kaynak araştırma raporları"ndan da anlaşıldığını belirterek 15 Temmuz akşamına ilişkin şu bilgiyi verdi:

"İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Hududi beni o akşam 23:00 sıralarında aradı. Kara Kuvvetleri Komutanı, Genelkurmay Başkanı ve İkinci Başkan'a ulaşamadığını söyledi. Kendisine, Albay Cemil Turhan ve Tuğgeneral Mehmet Partigöç imzalı emirler geldiğini söyledi. Ben de ilk defa darbecilerin emirler yayınlandığından o zaman haberdar oldum. Partigöç hakkında Paralel Devlet Yapılanması kaydı olduğunu bildiğim için bu kalkışmanın FETÖ'cü bir kalkışma olduğunu düşündüm. Adem Paşaya da bu faaliyetini emir komuta zinciri dışında bir kalkışma olduğunu söyledim, FETÖ'cü bir eylem olduğunu söyledim"

Talu, Adem Hududi'nin görevden alındıktan sonra yerine atanan dönemin 7'inci Kolordu Komutanı Korgeneral Halil İbrahim Yılmaz'ın bu göreve getirilmesi emrinin de Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar tarafından verildiğini, kendisinin sadece buna ilişkin yazılı mesajı çektiğini söyledi.

BUNLAR KENDİLERİNİ GİZLEMİŞLER

Sürekli olarak kendini aklamaya çalışan Darbeci sanık Talu ifadesinde, FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri içine nasıl sızdığına ilişkin değerlendirmeler yaptı. Bu yapının hala etkili olduğu 2015 yılındaki Yüksek Askeri Şura'da terfi ettirilen birçok ismin daha sonra darbe girişimine katıldığını ifade etti ve şöyle konuştu:

"2015 şuarasında Paralel Devlet Yapılanması kaydı olan ve terfi ettirilenlerin büyük çoğunluğunun darbeye iştirakten tutuklanmış olması, FETÖ'cü personelin kendini çok iyi kamufle ettiğini göstermektedir. MİT ve Emniyet'ten gelen bilgilerin sağlıklı olmadığını göstermektedir."

"ERDOĞAN İTİRAZ ETTİ"

Talu ifadesinin bu bölümünde, 2015 YAŞ öncesinde yapılan çalışmalarda terfi ettirilmesi yönünde görüş belirtilen pek çok isme Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın itiraz ettiğini, yanlarında "CB" kısaltması olan bu isimlerin bu nedenle terfi listelerinden çıkarıldığını söyledi.

FETÖ'nün eski imamı hakimleri uyardı

Burak, Gülen evlerinde yetişti

Burak, Gülen evlerinde yetişti

Gazeteci , Sözcü’ye yönelik FETÖ soruşturmasında tanık sıfatıyla savcıya ifade verdi: ’ın babası Ertuğrul Akbay bana “Burak İsviçre’de cemaate ait bir evde yetişti” dedi

Gazeteci , Sözcü'ye yönelik "FETÖ adına suç işleme suçu" kapsamında yürütülen soruşturmada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na tanık sıfatıyla ifade verdi. 24 Nisan 2010 tarihli Yeni Şafak gazetesinde "Taha Kıvanç" mahlas ismiyle kaleme aldığı ve "'ın FETÖ evlerinde yetiştiği" iddiasıyla ilgili yazısı sorulan Koru, 1990'lı yıllarda Burak Akbay'ın babası Ertuğrul Akbay'ın, oğlu hakkında kendisine söylediklerini anlatarak şunları söyledi:



İSVİÇRE'DE CEMAAT EVİNDE...
Burak Akbay'ın yine gazetecilik yapan babası Ertuğrul Akbay ile bir gezi sırasında sohbetimiz olmuştu. Ertuğrul Akbay, bana oğlu Burak'ın 'İsviçre'de cemaate ait bir evde kaldığını, o sayede doğru düzgün yetiştiğini' övgü ile anlatmıştı. Yıllar sonra Burak Akbay'ın ani bir yükseliş sergileyerek ni açması bana tuhaf gelmişti.

AKBAY O İDDİAYI HİÇ YALANLAMADI
Baba Ertuğrul Akbay'ın bana 90'lı yıllarda bahse konu sohbetinde 'Oğlum dinine bağlı, muhafazakâr değerlere sahip biridir' demesine rağmen Sözcü gibi aşırı muhalif bir gazetenin patronu olmasını ben mantıklı bulmamıştım. Bu nedenle Yeni Şafak'taki yazıyı kaleme aldım. Bu yazımdan sonra Ertuğrul Akbay beni cep telefonumdan aradı. Yazıyı yazdığım için beni eleştirdi. Ben de kendisine 'Burak Akbay kendi imzası ile bir cevap verirse bunu gazete köşesinde yayımlayacağımı' söyledim. Kendisinin söylediklerini yayımlamamı istedi. Ben de 'Muhatabım sen değilsin, Burak Akbay açıklama gönderirse gönderdiği yazıyı köşeme taşırım' dedim. Bu yazımla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi. Ben cemaatin muhalefeti de kontrol altına alıp gerektiğinde hükümete sert muhalefet yapmak için bu gazeteyi kurdurmuş olabileceğini düşündüm ve bu yazıyı kaleme aldım.



"TÜRKİYE'YE DÖNMEYECEĞİM"
Sözcü gazetesinin firari sahibi Burak Akbay, Türkiye'ye dönmeyi düşünmediğini söyledi. Londra'da Alman Haber Ajansı DPA'ya açıklamalarda bulunan Akbay, "Türkiye'ye dönersem tutuklanırım" dedi. Akbay, FETÖ ile ilişkisinin olmadığını iddia etti. FRANKFURT

ABD'de silahlı saldırı: 8 ölü

ABD'de silahlı saldırı: 8 ölü

BD'nin Mississippi eyaletinde bir silahlı saldırgan, 8 kişiyi öldürdü.

ABD'nin Mississippi eyaletinde bir saldırganın aralarında şerif yardımcısının da bulunduğu 8 kişiyi öldürdüğü bildirildi. Yetkililer, saldırganın tutuklandığını belirtti. Mississippi Soruşturma Bürosu Sözcüsü Warren Strain açıklamasında, silahlı saldırının 3 farklı evde meydana geldiğini kaydederek, yetkililerin olay yerlerinden gerekli kanıtları topladıklarını sözlerine ekledi.

Saldırının nedeni henüz bilinmiyor.

'dan acı haber! 4 ...

Van'dan acı haber! 4 asker şehit...

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan bilgilendirmede ; Çaldıran'da 3 tırın yakılması olayını ardından başlatılan operasyonda çıkan çatışmada 3 ve 1 güvenlik korucusunun olduğu, 4 askerin de yaralandığı belirtildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan bilgilendirme şöyle; " Çaldıran, Gülizar mahallesi kırsalında bölücü terör örgütü mensupları tarafından karayolunun kesilerek üç tırın yakılması olayını müteakip bölgede arama-tarama faaliyetleri icra eden Güvenlik unsurlarımız ile bölücü terör örgütü mensubu silahlı teröristler arasında çatışma meydana gelmiştir. Söz konusu çatışmada üç kahraman silah arkadaşımız ve bir kahraman güvenlik korucumuz olmuş ve dört kahraman silah arkadaşımız da yaralanmıştır. Yaralanan silah arkadaşlarımız derhal hastaneye sevk edilmiştir. Bölgede operasyon devam etmektedir."

Hakkari'den gelen açıklama ise şöyle:

Hakkari Şemdinli Koçtepe bölgesinde 34'üncü Hudut Tugay Komutanlığı tarafından düzenlenen operasyon esnasında teröristler ile ile çıkan çatışmada 1 şehit oldu. Çatışma esnasında terör örgütü mensubu silahlı 1 terörist öldürüldü. Bölgede operasyonların devam ettiği belirtildi.

Deniz Kuvvetleri'nin en büyük tatbikatı: Denizkurdu 2017!

Komutanlığı'nın planlı en büyük ı 'nin seçkin gözlemci günü tamamlandı.

Komutanlığının planlı en büyük ı 'nin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu ile yabancı askeri ataşelerin katıldığı seçkin gözlemci günü tamamlandı.

Seçkin gözlemci gününün ikinci bölümünde, gemilerden su üstü hedefine top atışı gerçekleştirildi.

Top atışının ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, beraberindeki komutanlarla geminin sancak bölümüne geçti. Yapılan tören geçişiyle tatbikata katılan unsurlar, Orgeneral Akar'ı selamladı.

Tatbikatın sancak gemisi TCG Kemalreis Fırkateyni'nin Aksaz Deniz Üs Komutanlığı limanına yanaşmasının ardından, Denizkurdu 2017'nin seçkin gözlemci günü sona erdi.

Kandil'in yolu kesildi!

Kandil'in yolu kesildi!

Terörle mücadelede kararlı operasyonlar, terörist belediye başkanlarının yerine kayyum atanması Kandil’in yolunu tıkadı. PKK, istihbarat raporlarına göre son 6 ayda 7 kişiyi dağa götürebildi.

Doğu ve Güneydoğu illerinde güvenlik güçlerinin PKK terör örgütüne yönelik yaptığı başarılı operasyonlar sonuç vermeye başladı. Son 5 ay içerisinde düzenlenen 4 bin 786 operasyonda 345 terörist öldürüldü. 133 terörist teslim oldu, 187 terörist sağ olarak yakalanırken 6 teröristte yaralı olarak ele geçirildi.

İHA'LAR COK ETKİLİ OLDU

PKK terör örgütüyle kırsal alandaki mücadelede İHA'nın etkin kullanımı güvenlik güçlerine büyük avantaj sağladı. İHA'ların da yardımıyla kırsal alandaki hakimiyet tamamen güvenlik güçlerine geçti. İstihbarat raporlarına göre, güvenlik güçlerinin etkili operasyonları sonrasında PKK terör örgütüne katılım da neredeyse sıfırlanma noktasına geldi.

SON 6 AYDA SADECE 7 KİŞİ KATILDI

Son aylarda resmi olarak PKK terör örgütüne son 6 ayda katılan kişi sayısının sadece 7 olduğu öğrenildi. Hakkari, Şırnak, Diyarbakır, Tunceli ve Mardin'de etkin mücadele nedeniyle örgüte katılımlar neredeyse durdu. Örgütte katılımların azalmasında HDP il ve ilçe sözde sorumluları, PKK'ya finans sağlayan belediyelere kayyum atanmasının etkili olduğuna dikkat çekiliyor. HDP binalarında kandırılan gençlerin şifreli notlarla PKK üyelerine teslim edilerek örgüte gönderildiği tespit edildi. Kayyumların atanmasıyla birlikte il ve ilçelerde belediye hizmetlerinde büyük artışlar yaşandı.

GÖZÜNÜ SURİYE VE IRAK'A DİKTİ

Yetkililer, PKK'nın Türkiye'den katılımların kesilmesi nedeniyle gözünü Suriye ve Irak'ta diktiğini belirledi. Son yıllarda PKK'ya katılanların bu ülkelerden olduğu belirlendi.

BÜYÜKŞEHİRLERDE AĞIR DARBE

Kandil'e katılımların çok olduğu illerde yapılan operasyonlarda örgütün eleman sorumluları tek tek yakalandı. İstanbul'da 2016 yılında 782 adrese yapılan operasyonlarda 324 kişi tutuklandı. 2017'nin ilk 5 ayında ise 351 kişi gözaltına alındı. bu operasyonlarda örgütün kırsal alana eleman kazandıran çok sayıda sorumluları tutuklandı.(Akşam)

Bu haber 162126 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Yüksek Askeri Şura toplandı! Başkan Erdoğan liderlik ediyor: Komutanları terfi ve emeklilikleri masada
Yüksek Askeri Şura toplandı! Başkan Erdoğan liderlik ediyor:...
"Terörsüz Türkiye" komisyonu mesaiye başladı! Kurtulmuş'tan...