AGİT’e nasıl inanayım?

AGİT'e nasıl inanayım?

Cumhurbaşkanı Erdoğan Turkuvaz Medyanın ingilizce haber kanalı A News'e konuştu ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP'nin AYM'ye gitmesine ilişkin "AYM ve AİHM'in yetki alanında değil" diyen Avrupa'nın PKK'lı raportörleri konusunda da önemli açıklamalar yaptı.

21 Nisan 2017 - 09:39 - Güncelleme: 21 Nisan 2017 - 09:45

Giriş Tarihi: 21.4.2017 02:50 Son Güncelleme Tarihi: 21.4.2017 03:54

’e nasıl inanayım?

AGİT’e nasıl inanayım?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanalına konuştu: YSK’nın referandum kararı kesin, bu iş bitti. üyeleri, PKK paçavrasıyla fotoğraf veriyor. Ben şimdi AGİT’in tarafsızlığına nasıl inanayım?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yayınında aHaber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. mensuplarının PKK'lılarla çekilmiş fotoğraflarına işaret eden Erdoğan'ın mesajları özetle şöyle:
(AGİT heyetinin teröristler ve 'hayır'cılarla fotoğrafını göstererek) Bakın kimlerle Avrupa'daki ülkeler çalışıyor. Avrupa PKK'yı terör örgütleri listesinde kabul etmiştir. Fransa'da seçim var bu hafta. Bu seçimde Türkiye üzerinde hâlâ orada kampanya yapılıyor. Bu çok çirkin bir şey. Erdoğan orada seçime girmiyor ki. Bizim üzerimizden niçin böyle bir kampanya yapıyorsunuz? PKK terör örgütünü niye yanınıza alıyorsunuz?
Bu kişi Türkiye'ye AGİT üyesi olarak gelmiş biri. Bu bir Alman parlamenter. İlginç olan AGİT üyesi olarak buraya gelen bir kişinin tarafsız ve bağımsız olması lazım. O buraya bir rapor yazmak için geldi. Herhangi bir siyasi partinin veya bir terör örgütünün propagandasını yapmak üzere değil. 'Hayır' kampanyasına destek vermek üzere orada çekilmiş resimler. Burada PKK terör örgütünün paçavrasının arkasında çekilmiş resimler. Böyle bir kişiyi siz Türkiye'ye gönderdiğiniz zaman ben AGİT'in tarafsızlığına, bağımsızlığına inanabilir miyim? Her şey ortada taraflı.
Danimarkalı bir milletvekili PKK paçavralarının dalgalandırıldığı, terör örgütünün başının posterlerinin olduğu bir kalabalığa nutuk atıyor. Bu da AGİT üyesi. Bu insanlar benim ülkeme geldiği zaman ben AGİT'in adil davrandığına inanabilir miyim? AGİT üyelerini seçerken hem tarafsız hem bağımsız rapor hazırlasınlar diye seçip göndermekle yükümlü. Biz bu belgeleri ortaya koyduktan sonra AGİT kendini neye göre savunacak?
Güneydoğu aslına dönüyor. 30 yıl öncesi iyi bilirim. Güneydoğu halkı muhafazakârdır, sağlamdır. Ama bölge halkımızı silah tehditleriyle farklı mecraya iradelerini sevk etmek suretiyle oy kullandırttılar. Zaman geldi öldürdüler. Şimdi ne oldu? 1 yıl içinde Güneydoğu'da çok ciddi operasyonel mücadele başladı. 20 ay içinde yaklaşık 11 bin teröristi etkisiz hale getirdik. Kararlıyız. Bu milletin huzurunu kaçıran kim olursa olsun burada asla acıma diye bir şey olamaz.

CHP'nin referandum itirazına Erdoğan'dan yanıt
YSK KARAR VERDİ, BU İŞ BİTTİ
(Referandum sonucunun AYM ve AİHM'ye götürülmesi) Bunlar çok üzücü beyanlar. Bir genel başkan öncelikle dersini iyi çalışması lazım. Nerede YSK'ya, nerede AYM'ye gidilir, nerede AİHM'ye gidilir. Bunları öncelikle bilmesi lazım. 'Evet' ile 'hayır' arasındaki 1 milyon 400 bin oy farkı var. YSK seçimlerde nihai kararı veren mercidir. Bunu bilmesi lazım. AYM'nin özellikle bireysel başvuruda, bu onun yetki alanı içinde değil. AİHM'ye gidince, AİHM'nin kesinlikle ilgi alanı içinde değil. Bu Türkiye'nin kendi iç meselesidir. Onlardan alacağı cevap, YSK'dan aldığı cevap dışında bir cevap olmayacaktır.
Başarılı bir şekilde, yüzde 86 katılım olan bir referandumu şaibeli hale düşürme gayretinden başka bir şey değildir. Buna hakkın yok. Bu kendi tabanında ve 'hayır' veren vatandaşlarıma da 'Ne yapmak istiyorsun sen?' sorusunu sorduracaktır.
Boşuna uğraşma sen bu işi götüremiyorsun, anlatamıyorsun. Millet kararını verdi ve bu iş bitmiştir. Milli iradenin üstünde bir irade olamaz. Hala kalkıp YSK'yı suçlu duruma düşürmek de sana bir şey kazandırmaz. YSK kararını verdi. Verilen karar 10'a 1; bu iş bitti. Vatandaşımızın iradesine saygısızlık yapma hakkın yok.
YSK'nın kesin neticeleri açıklayıp Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra yaptığım istişarelerle yol haritamı ona göre çizdim. Ondan sonra kurucusu olduğum partime gidip üye olmayı düşünüyorum. (Olağanüstü kongre ile ilgili) Bu partimizin yetkili kurullarının vereceği bir karardır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16-17 Mayıs'ta Trump ile görüşecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16-17 Mayıs'ta Trump ile görüşecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 16-17 Mayıs'ta görüşeceklerini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, A News Televizyonu'na bir mülakat verdi.

ABD Başkanı Trump ile ne zaman görüşeceğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarih şu anda belirlendi. Zannediyorum 15-16 Mayıs'ta Çin'e gideceğim. Çin'den oraya geçeceğim. Herhalde 16-17 Mayıs olacak (Trump'la) görüşme tarihimiz. Yani Çin'den 15'inde ayrılıp, direkt Amerika." dedi.

Türkiye ile ABD'nin ikili ekonomik ilişkilerinde ticaret hacmini, 50 milyar dolar seviyesine çıkarmak gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ABD ziyaretinin "Bereketli ve isabetli" olacağını ifade etti.

Avrupa'da Nazizm Erdoğan'a karşı hortladı

TRUMP'LA 16-17 MAYIS'TA
(Genel Başkanlık ile ilgili) Böyle bir kararı yetkili kurullar alıyorsa, aldıktan sonra da böyle bir görev şahsıma terettüp ederse ben de partimde bu hizmeti seve seve vermeye hazırım. Bundan sonra da kararlı bir şekilde yine bu yola devam edeceğiz.
(Gülen'in iadesi) Arkadaşlarım ciddi bir hazırlık içinde. İnanıyorum ki sayın Trump bu konuda sayın Obama'nın yapamadığını yapacaktır.
(ABD'de Trump'la görüşme) Tarih şu anda belirlendi. Çin'den oraya geçeceğim. Görüşme tarihimiz 16-17 Mayıs olacak.
(Ticaret hacmi) ABD ile 30-50 milyar dolarlara çıkmamız gerekiyor. Bu ziyaretin çok bereketli olacağını düşünüyorum.
Kapıyı kapatan hep AB oldu. Verdikleri sözleri yerine getireceklerse getirsinler. 54 sene AB ile mi yaşadık?

BAŞBAKAN VE AKAR'LA KÜLLİYE'DEGÖRÜŞTÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'i ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca'yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul ederek bir süre görüştü. Erdoğan daha sonra da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı ve Başbakan Binali Yıldırım'ı kabul ederek bir süre görüştü

'ARTIK İCRAAT ZAMANI'
Bakanlar Kurulu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında geçen pazartesi günü Beştepe'de yapılan toplantısında, 16 Nisan referandum sonuçları masaya yatırıldı. Erdoğan, referandum sonuçları ve önümüzdeki döneme ilişkin şu değerlendirmeleri yapıp gerekli talimatları verdi:
BU BİR ZAFERDİR: Bu bir zaferdir. Yüzde 51.4 başarılı bir sonuçtur. Gördünüz anketler bir uçtan bir uca savruldu.
İYİ ANALİZ ETMELİYİZ: Bu sonucun çok iyi analiz edilmesi lazım. Bunun için genel merkez hemen bir çalışma başlatsın. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehirlerde neden hayır çıktığına ilişkin ayrı bir çalışma olsun...
BÖLGEDE DESTEĞİ ARTIRALIM: Doğu ve Güneydoğu'dan gelen destek önemli. Bundan sonra terörle mücadeleden de taviz vermeden, buradaki vatandaşların bize desteğini daha da artırmak için ne yapmalıyız buna da bakmalıyız.
ŞİMDİ İCRAAT ZAMANI: Şimdi icraat zamanı. Bütün bakanlar kendi alanları ile ilgili yoğun şekilde çalışmaya başlasın, yeni planlar ve projeler üretsin.
İNSAN İLİŞKİLERİ ÖNEMLİ: Hizmet etmek önemli ama hizmet hiçbir zaman tek başına başarı için yeterli olmaz. İnsan ilişkileri de önemli. O nedenle tüm bakanlar insan ilişkilerine, diyaloga önem vermeli.
MEYDANLAR GİBİ DÜŞÜNÜYORUM: (İdamı konusu) Meydanların ne dediğini biliyorum. Ben de meydanlar gibi düşünüyorum

Cumhurbaşkanı'ndan flaş açıklama: AYM ve AİHM'in yetki alanında değil

Cumhurbaşkanı'ndan flaş açıklama: AYM ve AİHM'in yetki alanında değil

Cumhurbaşkanı Erdoğan Turkuvaz Medyanın ingilizce haber kanalı A News'e konuştu ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP'nin AYM'ye gitmesine ilişkin "AYM ve AİHM'in yetki alanında değil" diyen Avrupa'nın PKK'lı raportörleri konusunda da önemli açıklamalar yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 16-17 Mayıs'ta görüşeceklerini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, A News Televizyonu'na bir mülakat verdi.

ABD Başkanı Trump ile ne zaman görüşeceğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarih şu anda belirlendi. Zannediyorum 15-16 Mayıs'ta Çin'e gideceğim. Çin'den oraya geçeceğim. Herhalde 16-17 Mayıs olacak (Trump'la) görüşme tarihimiz. Yani Çin'den 15'inde ayrılıp, direkt Amerika." dedi.

Türkiye ile ABD'nin ikili ekonomik ilişkilerinde ticaret hacmini, 50 milyar dolar seviyesine çıkarmak gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ABD ziyaretinin "Bereketli ve isabetli" olacağını ifade etti.

'da Nazizm Erdoğan'a karşı hortladı

Avrupa'da Nazizm Erdoğan'a karşı hortladı

Avusturya'da bir hastaneye asılan 'Erdoğancılar tedavi edilmez' tabelası, 80 yıl önce Almanya'da hastanelerde bulunan 'e burada hizmet verilmez' notunu akıllara getirdi.

Cumhurbaşkanı 'ın referandum öncesi başta Almanya olmak üzere lı ülkelerin Türkiye'yi hedef alan tavrına karşı yapmış olduğu değerlendirmelerin gerçekle uyuştuğu net bir şekilde görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son aylarda katıldığı her platformda Türkiye karşıtı Avrupa'lı yetkililere tepki göstermişti.

NAZİ ALMANYASI'NDAKİ HASTANE YASAĞI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği Nazi Almanyası'nda kullanılan tabela uluslararası alanda sembol niteliği taşıyordu. 1938'de hastanelere asılan "Juden werden hier nicht bedient" ifadelerinin yer aldığı tabelada, 'e burada hizmet verilmez' yazıyordu.

Geçtiğimiz günlerde Avusturya'da görülen bir tabela ise akıllara Nazı Almanyası'nı getirdi. Bölgedeki bir hastaneye asılan tabelada "Erdoğancılar tedavi edilmez" yazıyor.

Söz konusu tabelada Erdoğan fotoğrafının üstü çizildiği ve 'hayır' tercihinin bulunduğu da dikkati çekiyor.

Sosyal medyada hızla yayılan tabelanın hangi hastanede fotoğraflandığı henüz bilinmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başdanışmanı olan Yıldız Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Profesörü Gülnur Aybet de söz konusu tabelaya tepki gösterdi.

Avrupalı yetkililer ve gazeteciler, referandum öncesinde Cumhurbaşkanı hedef alan söylemleri her platformda paylaşıyor. Terör örgütü PKK'nın Erdoğan'ı hedef gösterdiği gösterilere göz yuman ve terör odaklarına açık destek veren Avrupalı yetkililer, Türk siyasetçilere de referandum öncesi cephe almışlardı.

 

'AYM'nin yetki alanında değil'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, halk oylaması sürecinde, yapılan düzenlemeyle ilgili bir rejim-sistem kavgası yapıldığını anımsatarak, sürekli olarak gerek meydanlarda gerek Parlamentoda, hükümet yetkililerinin, "Bunun bir rejim meselesi olmadığını" dile getirdiğini vurguladı.

Erdoğan, "1923'te zaten Türkiye'nin rejim sorunu hallolmuş ve cumhuriyet rejimine geçilmiştir. Ondan sonra zaten böyle bir sorun söz konusu değil ama artık bir sistem meselesi vardır. Yeni yönetim sistemiyle ilgili bir adım atıyoruz. 14-15 yıllık tecrübeyle böyle bir sistem değişikliğiyle Türkiye'yi çok daha ileri seviyelere taşıma imkanını yakalayacağımıza inandık." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AGİT raporuna tepki!

Geçmişte de Türkiye'de liderlerin birçoğunun bu eksikliğin farkında olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bakıyorsunuz işte rahmetli (Süleyman) Demirel'de bunu görüyorsunuz, rahmetli (Necmettin) Erbakan'da bunu görüyorsunuz, rahmetli (Turgut) Özal'da bunu görüyorsunuz, aynı şekilde bunu Alparslan Türkeş'te görüyorsunuz. Aynı şekilde bu konuda Muhsin (Yazıcıoğlu) beyin yine birçok açıklamaları olmuştur. Mesele insan meselesinden öte bir yönetim sistemini değiştirmek suretiyle Türkiye'de kim yüzde 50 artı 1'i yakalarsa, onunla birlikte bu ülkede bir sıçramanın çok daha hızlı bir yükselişin olması. Yani muassır medeniyetler seviyesinin üstüne eğer çıkacaksak ancak bu şekilde çıkabiliriz." dedi.

'Kararlıyız, acıma yok'

Erdoğan, Türk milletinin bunu kabul ettiğini, referandumda anayasa değişikliğine yaklaşık yüzde 51,5 oy oranıyla "Evet" dediğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi bundan sonraki süreç 2019 kasımda atılacak adımdır. Bu arada işte biliyorsunuz partili cumhurbaşkanına dönüş noktasında, cumhurbaşkanının partisine dönüşüne imkan verecektir. Bir diğer yön de Hakimler Savcılar Kurulu ile alakalı olarak da, yine Resmi Gazete'de yayınlandığı andan itibaren kesin netice, hemen süratle 13 kişilik, 4'ü Cumhurbaşkanı tarafından 7'si Parlamento tarafından olmak üzere 2 de Adalet Bakanı ve müsteşar olmak üzere 13 kişilik Hakimler Savcılar Kurulu üyelerinin atanması sürecidir. 2019 kasımına kadar atılacak adım bu konuda. Ondan sonra 2019 kasımında seçim yapılacak ve yüzde 50 artı 1'i alan kişi bir sandıktan cumhurbaşkanı olarak çıkacak, diğer sandıktan da milletvekilleri çıkacak ve asıl süreç bundan sonra başlayacak."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemde erken seçim olmadığını belirterek, "Tabii ki Türkiye'nin alt yapıda, üst yapıda bu 14-15 yıl içerisinde attığı çok büyük adımlar var ama yeterli mi? Değil. Eğitimde attığımız adımlar var, sağlıkta attığımız adımlar var, adalette, emniyette attığımız adımlar var, ulaşımda, enerjide, gıda, tarımda attığımız adımlar var ama bütün bunlarla beraber sizlerin de ifade ettiği gibi dış politikada da tabii yeni bir süreç başlayacaktır." dedi.

Halk oylamasının ardından dünyanın en ileri gelen ülkelerinin liderlerinin kendisini arayarak tebrik ettiğini, "Bundan sonraki süreçte beraber yapılacak çok şeyin olduğunu" dile getirdiğini aktaran Erdoğan, "Nitekim şu anda yani önümde mayıs ayı sonuna kadar ciddi manada yurt dışı seyahatler var. Bunların içerisinde Çin var, bunların içerisinde Hindistan var, bunların içerisinde Amerika var, bunların içerisinde Rusya var ve bunlar arka arkaya yapacağım ziyaretlerdir. Ziyaretler, Türkiye'nin özellikle dünyada çok ciddi bir konuma sahip olan bu ülkelerle ilişkilerini çok daha farklı bir şekilde gelişmesine vesile olacaktır." değerlendirmesini yaptı.

Batı'nın Türkiye'ye yönelik tavrı ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Batı'nın bazı ülkeleri gerçekten bize çok, çok çirkin saldırılarda bulundular ve bütün bu saldırılara rağmen bizler tabii hep sabrettik. AB'nin müzakereci bir ülkesi olmamıza rağmen, AB üyesi birçoğu, çok çirkin maalesef adımlar attılar, kapılarını kapattılar. Düşünün yani Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı'na uçuş izni vermeyen bir anlayışı biz nereye sığdıracağız, hangi demokrasinin içerisine sığdıracağız?"

Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yönelik skandal tavrını da hatırlatan Erdoğan, "Bir bayan bakanımı kalkıp da arabanın içerisine mahkum eden zihniyeti biz demokrasinin neresine sığdıracağız? Yani bunlara bizim kalkıp da 'Bunlar olumlu, hakikaten iyi niyetle yapılmıştır' dememiz mümkün mü?" diye konuştu.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT) Türkiye'ye gönderdiği gözlemci heyetine ilişkin değerlendirmesi sırasında, bazı fotoğrafları gösteren Erdoğan, "Bakın kimlerle Avrupa'daki ülkeler çalışıyor, bunu görme bakımından bunları ben çok çok önemli görüyorum. Zira AB biliyorsunuz PKK terör örgütünü, terör örgütleri listesinde kabul etmiştir ve Avrupa'nın mevcut ülkelerinin tamamı bunu terör örgütü olarak kabul etmiştir." vurgusu yaptı.

Almanya, Avusturya, Belçika, İsviçre, İsveç, hatta Fransa'da "Hayır" kampanlarının yürütüldüğüne işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi mesela Fransa'da bir seçim var bu hafta. Fransa'daki bu seçimde çok ilginçtir Türkiye üzerinden hala orada kampanya yapılıyor. Bu çok çirkin bir şey. Türkiye orada seçime girmiyor ki veyahut da Erdoğan orada seçime girmiyor ki. Bizim üzerimizden niçin böyle bir kampanya yapıyorsunuz veya PKK terör örgütünü niye yanınıza alıyorsunuz? Bakın şu anda şurada göreceğiniz bir kişi Türkiye'ye AGİT üyesi olarak gelmiş bir kişidir. Bu bir Alman parlamenterdir ve ilginç olan AGİT üyesi olarak buraya gelen bir kişinin tarafsız ve bağımsız olması lazım. Yani o buraya bir rapor yazmak için geliyor. Herhangi bir siyasi partinin veyahut da terör örgütünün propagandasını yapmak üzere değil ama şimdi burada bakıyorsunuz, 'Hayır' kampanyasına burada destek vermek üzere orada çekilmiş resimler. Bakın burada PKK terör örgütünün paçavrasının arkasında çekilmiş resimler ve bu kişi AGİT'in mensubu olarak Türkiye'ye gönderiliyor."

Böyle bir kişi Türkiye'ye gönderildiği zaman AGİT'in tarafsızlığına, bağımsızlığına inanılamayacağını bildiren Erdoğan, her şeyin ortada olduğuna dikkati çekti.

Erdoğan şöyle devam etti:

"Mesela yine Danimarkalı bir milletvekili PKK paçavralarının dalgalandırıldığı, terör örgütünün başının aynı şekilde posterlerinin olduğu bir kalabalığa nutuk atıyor. Bu da AGİT üyesi. Şimdi bu insanlar benim ülkeme geldiği zaman AGİT'in adil davrandığına inanabilir miyim? AGİT üyelerini seçerken hem tarafsız hem bağımsız rapor hazırlasınlar diye seçip göndermekle yükümlü. Şimdi biz bu belgeleri ortaya koyduktan sonra AGİT kendini neye göre savunacak? Aynı şekilde burada aynı kişi burada 'Hayır' kampanyasının önünde. Bütün bu ispatların dışında yine bir başka örnek vereceğim. Bakın bunlar da yine ne yazık ki orada yapılan çalışmaların bir başka boyutu. Bunların hepsi 'Hayır' kampanyası yapan PKK terör örgütünün mensupları.

Şimdi bunların hepsine Avrupa'da müsaade ederlerken, Türkiye'den benim bakan arkadaşlarım oraya gittiği zaman bunlara yol vermediler, müsaade etmediler. Salonları vermediler, verilen salonları sonradan iptal ettiler. Bütün bunlar yapıldı. Ben tabii bütün bunları gördüğüm zaman ne dedim? 'Bu faşizan bir baskıdır, bu bir Nazizm baskısıdır' dedim. İsyan ettiler, niye isyan ediyorsunuz? Siz değil misiniz bizim camilerimizi orada yakan, yıkan. Yönetimin bunlara karşı bir tedbir alması gerekmez mi? Camilerin duvarlarına gamalı haç işaretlerini yapanlar onlar. Böyle elimizde bizim yüzlerce örnek var. Şimdi AB'nin bunlara karşı tedbir alması gerekmez mi? Benim ülkemde kiliselerin duvarlarına biz onların hoşlanmayacağı işaretlerin yapılmasına müsaade etsek acaba kendileri bunu hazmedeler mi? Böyle bir şey olabilir mi? Biz yani Türkiye'de buna benzer hareketler olduğu zaman ilk işimiz şu 14-15 yıl içerisinde hemen kiliselere, manastırlara vesaire sinagoglara tedbir almaktır. İlk önce oraları koruma altına, güvence altına alırız ki orada herhangi bir şey olmasın diye ama biz aynı şeyi dost bildiklerimizden görmek isterdik."?

Birçok AB üyesi ülkeyle NATO çerçevesinde de Türkiye'nin bir arada olduğunu belirten Erdoğan, "Biz sizlerle NATO'da beraber olacağız, dost olacağız, AB'de de müzakereci ülke olacağız. Siz ise bizim burada yapılacak bir seçime ülkenizden müdahil olmaya gayret edeceksiniz. Netice ne oldu, başarabildiniz mi? Başaramadınız. Yine benim milletim, tüm Avrupa'daki vatandaşlarım, halkım, toplamda AB üyesi ülkelerde yüzde 59 gibi oranda evet demek suretiyle tavrını ortaya koydu. Yani 'Siz bizi değiştiremeyeceksiniz. Bizim tavrımız bellidir.' dedi." ifadesini kullandı.

Erdoğan, Avrupa'da olayların en şiddetli geçtiği yerler Hollanda ve Avusturya'da yüzde 70 civarında "Evet" çıktığına dikkati çekerek, "Zorla bu işler olmaz. Siz insanların iradesine, o milli iradesine müdahil olmaya çalışırsanız ters teper ve ters tepmiştir." diye konuştu. ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "(Avrupa Birliği) Siz teröristlerden kalkıyorsunuz, raportörler oluşturuyorsunuz, onlara rapor hazırlattırıyorsunuz. Böyle bir anlayış bizim tarafımızdan kabul görmez ve bugüne kadar hazırladığınız ne kadar rapor varsa hepsi de ideolojiktir, siyasidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, A News Televizyonu'na konuk olarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Güneydoğu Anadolu bölgesindeki referandum sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Güneydoğu'nun aslına döndüğünü belirterek, siyasete atıldığı ilk yıllarda Güneydoğu illerini dolaştığını, Güneydoğu halkının muhafazakar ve sağlam olduğunu ifade etti.

Erdoğan, "Ama bölge halkımızı, ne yazık ki bunlar, silah tehditleriyle vesaire farklı mecralara iradelerini sevk etmek suretiyle onlara oy kullandırttılar, zaman geldi öldürdüler, zaman geldi kovdular. İl il vermeyeceğim isimlerini ama biliyorum ki demografik yapıyı ciddi manada Güneydoğu'da bozdular." diye konuştu.

Son 1 yıl gibi bir süreç içinde Güneydoğu'da teröre karşı çok ciddi operasyonel mücadele başladığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 ay içinde yaklaşık 11 bine yakın teröristin öldürüldüğü, birkaç gün içinde de 26 teröristin Bestler Deresi'nde etkisiz hale getirildiği bilgisini verdi.

"Bu konuda kararlıyız çünkü bu milletin huzurunu kaçıran kim olursa olsun, burada asla acıma diye bir şey olamaz. Çünkü benim milletim 780 bin kilometrekarelik bu vatan topraklarında huzur içinde yaşayacak." diye konuşan Erdoğan, terör örgütü PKK'nın diğer terör örgütleriyle dayanışma içinde bölgeyi yakıp yıktığını, evlerin altından tüneller açtığını hatırlattı.

Erdoğan, şimdi kentsel dönüşümle oraları yeniden imar ettiklerini vurgulayarak, "Buralar inşallah bir, bir buçuk sene içinde bambaşka olacak ve buralardaki yeni yapılanmayla benim oradan kaçmış olan vatandaşlarım, Kürt kardeşlerim, yeniden kendi yerlerine dönecekler ve huzur içinde, mutluluk içinde inşallah oralarda yaşamaya başlayacaklar." dedi.

Güneydoğu halkının artık devletin her zaman kendilerinin yanında olduğunu ve kendilerine terör örgütlerinden bir zarar geldiği zaman hemen bütün kurumlarıyla zarar verenlerin tepesine bineceğini görmeye başladığına işaret eden Erdoğan, "Görmeye başladığı için, görüldüğü gibi çok ciddi manada Güneydoğu'da bir oy patlaması oldu. 'Evet'in lehine oldu. Bunu inşallah böylece sürdürmek suretiyle gerek Mart 2019 seçimleri bunun için çok çok önemli, gerekse ardından, tabii Kasım 2019 seçimleri bunun için çok çok önemli bir süreç olacak ki hizmet görsünler." ifadelerini kullandı.

- "BU TÜRKİYE'NİN KENDİ İÇ MESELESİDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisinin referandum sonuçlarına itiraz edeceğine yönelik açıklamaların hatırlatılması üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncelikle bir genel başkan olarak dersini iyi çalışması, nerede Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) gidilir, nerede Anayasa Mahkemesine gidilir, nerede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) gidilir, bilmesi gerektiğini belirtti.

Sonuçlara göre, şu anda 1 milyon 400 bin oy farkı bulunduğunu kaydeden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ve bütün bunların yanında artık YSK bir defa seçimlerde nihai kararı veren mercidir. Bunu bilmesi lazım. Bunu ben de yaşadım, çok iyi biliyorum. O zaman da yine aynı zihniyette bunların bir adamı vardı. O yetkiyi kendine devşirmek istedi. YSK'nın başında o zaman bulunan zat, isim vermeyeceğim, dedi ki 'Bu yetki senin değil, bu yetki benim' dedi. 'Nihai kararı, YSK Başkanı olarak ben veririm' dedi ve ikileyemediler. YSK olarak kararı verdi ve o karar uygulamaya girdi. Anayasa Mahkemesinin özellikle bireysel başvuruda, bu, onun yetki alanı içinde değil. Yetki alanı içinde neyse, Anayasa Mahkemesi de o konuda çalışma yapar, onun da kararını verir. AİHM kesinlikle zaten ilgi alanı içinde değil. Bu, Türkiye'nin kendi iç meselesidir, kendi yasal düzenlemeleri içinde bu yapılır ve adım da buna göre atılır. Dolayısıyla oralardan alınacak cevap, YSK'dan aldığı cevap dışında bir cevap olmayacaktır. Yüzde 86 katılım olan bir seçimi, referandumu şaibeli hale düşürme gayretinden başka bir şey değildir. Buna hakkın yok. Kendi tabanında veyahut da ona biliyorum ki inanarak, 'Hayır' veren vatandaşlara da 'Ne yapmak istiyorsun sen?', bu soruyu sorduracaktır. Ortada bir gerçek var artık ya, boşuna uğraşma. Sen bu işi götüremiyorsun, anlatamıyorsun."

Erdoğan, milli iradenin üstünde bir irade olamayacağını ve hala kalkıp, YSK'yı suçlu duruma düşürmenin onlara bir şey kazandırmayacağını kaydetti.

- "ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖREVİ YERİNE GETİRİRİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'ye ne zaman üye olacağının sorulması üzerine, YSK'nın kesin neticeleri açıklayıp, Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından, kurucusu olduğu partiye gidip, üye olmayı düşündüğünü bildirdi.

Erdoğan, "Olağanüstü kongreyle ilgili ise bu konu tabii ki şu anda partimizin yetkili kurullarının vereceği bir karardır. Yetkili kurulları bu kararı vermek suretiyle, ne zaman olacağına yönelik kararı verir, ha bizler de üzerimize düşen neyse, o görevi yerine getiririz." değerlendirmesinde bulundu.

2017'de sizi yine partinizin başkanı olarak görecek miyiz?" sorusu üzerine Erdoğan, "Böyle bir kararı, eğer yetkili kurulları partimizin alıyorsa, aldıktan sonra da böyle bir görev şahsıma tevdi ederse, ben tabii bu hizmeti partimde de seve seve vermeye her zaman hazırım." yanıtını verdi.

CHP 60 yıldır hazmedemedi

CHP 60 yıldır hazmedemedi

CHP, sadece son seçimde değil, 60 yılda kaybettiği her seçimde çamura yatıp mızıkçılık yaptı. Millet iradesine saygı duymak yerine her seferinde itirazda bulundu

Seçim yarışında aldığı mağlubiyetleri kabul edemeyen CHP 60 yıldan fazladır aynı söylemleri kullanıyor. Sadece yakın geçmişte değil çok partili sisteme geçilen yıllardan beri aynı savunmayı yapan CHP liderleri halkın iradesini yok sayarak seçimlere itirazlarda bulunuyor. 16 Nisan referandumuna itirazı reddedilen CHP'nin geçmişte manşete taşınan itirazlarından birkaçı şu şekilde:
1954 GENEL SEÇİMLERİ: CHP'nin çok partili hayata geçtikten hemen sonra aldığı ilk yenilgilerden birisi olan 1954 genel seçimlerinde Demokrat Parti 503 vekil kazanırken CHP yalnızca 31 vekil kazanmıştı. Bu büyük farka rağmen CHP ilk iş olarak seçim kanununun aksaklığına itiraz etmişti. CHP'nin itiraz ettiği liste usulü çoğunluk sistemi 1946 seçimlerinden beri kullanılan ve CHP'nin Meclis'te çoğunluğu bulundurduğu dönemde itiraz etmediği bir sistem.


CHP'nin çok partili hayata geçtikten sonra 1954 genel seçimleri... Sonraki yıllarda aldığı seçim yenilgileri ve bitmeyen hazımsızlığı.

1957 GENEL SEÇİMLERİ: Bir sonraki genel seçim olan 1957'de yine ezici bir üstünlük kuran Demokrat Parti'ye karşı CHP Lideri İsmet İnönü itirazlarda bulunmuştu. Seçim sonucunda Demokrat Parti 424 vekil kazanırken CHP 178 vekili Meclis'e gönderebilmişti. Bu sonuçlar karşısında birçok büyük ilde seçimin tekrarını isteyen CHP'liler o dönem de radyo yayınını kanuna aykırı bulmuşlardı.
2002'DEN GÜNÜMÜZE: Yakın tarihimize baktığımızdaysa 2002 sonrası AK Parti'nin tek başına liderliği aldığı her seçimde CHP seçim sonrası başarısızlıklarını seçim sonuçlarına gölge düşürmeye çalışarak kapattı. Elektrik kesintileri, dışarıdan oy pusulaları gibi sebepler öne süren CHP'liler son genel seçim olan 2015 Kasım seçimlerinden sonra da seçimin olağanüstü koşullarda gerçekleştiği bahanesini ileri sürdü.

TEK İSTİSNA 7 HAZİRAN AMA...
CHP'nin itirazlarının öne çıkmadığı tek seçim ise 7 Haziran 2015 seçimi oldu. Kemal Kılıçdaroğlu birinci olan AK Parti'nin tek başına iktidar olamamasını ve CHP'nin ikinci parti olmasını başarı olarak görerek "Demokrasinin kazandığını ve istifa edecek bir durum olmadığını" söyledi. Seçimden sonra yapılan bu değerlendirmeler her dönem için CHP'nin kendi başarısızlığını perdelemek için kullanılan bahaneler olarak algılandı.



destekli !

FETÖ destekli kaos planı!

unu bahane ederek Türkiye’de 2. kalkışması ve için özellikle sosyal medyadaki un teknik anatomisi çıkarıldı. Hangi hesaplar neleri ne kadar paylaştı? CHP’li milletvekili ’cü provokatör Eren Erdem işin neresinde, Sözcü gazetesi nasıl bir rol aldı? İşte tüm detaylar…

Türkiye'ye karşı topyekün saldırıya geçen Haçlı ittifakı ve içimizdeki işbirlikçileri 'da sandıktan EVET çıkmasıyla iyice çıldırdı. dan 'hayır' çıkması için elinden geleni yapan odaklar milletten tokadı yiyince şimdi de çareyi sokaklarda aramaya başladı.

TEK MERKEZDEN YÖNETİLEN KİRLİ OPERASYON!
Türkiye'yi karıştırmak isteyen güçler sosyal medya üzerinden kaos çağrısı yaptı. Kirli planlarını devreye sokmak için sosyal medya üzerinden harekete geçen sanal teröristlerin 397 binden fazla "" "sokağa çağrı" "şiddet çağrısı" konulu tweet attığı görüldü. En çok tweet atılan İstanbul, Ankara, İzmir'in yanı sıra Berlin, Londra ve Paris'ten "sokağa çıkın" çağrısı yapıldığı görüldü.

16 NİSAN SONRASI SOKAK ÇAĞRISI!
16 Nisan referandumundan "EVET" çıkmasıyla başlayan "sokağa ve şiddete çağrı" yapılmasına dair yapılan araştırma kirli oyunu gözler önüne serdi. İşte o araştırma:.



16-20 Nisan tarihleri arasında atılan tweet sayısı 397 bini geçti paylaşımlar "2. Gezi" vurgusuyla devam ediyor. Odakta CHP'li Eren Erdem var.



Sokağa çıkma ve şiddet çağrısında en çok paylaşım yapan provokatör hesaplar ve paylaşım sayıları.



Önce "protesto" söylemi geliştirilmiş sonra da "Yeni Gezi" çağrılarında bulunulmuş. Sokakları terörize edenlerin söylem analizi.



İnsanları sokakları terörize etmeye çağıran @ToplumsolDergi @sendika_org @hayir_tv adresler vererek eylemlere destek istedi. Finansör: .



Emniyet yetkilileri sokakta yaşanacak şiddet olayları noktasında @Srcn_Syn hakkında inceleme başlatmalı. @politikbaykus hesabı adres verici.



Türkiye'de yabancı haber ajanslarına çalışan "ajan" gazeteciler "Kitlesel Gezi eylemleri" demeyi ihmal etmedi @stephenstarr @nilkoksalcbc.



"Yeni Gezi" deyip yurt dışı iplerle paylaşım yapan hesaplar.


Bu iki hesap şiddet çağrısında aktif rol aldılar. Birçok paylaşımın odağında @memetalialabora vari bu ikisi var: @RifatDogann @ilkerdediki



Şiddet ve terör çağrısın yapıp demokratik hazımsızlık çeken ve en çok etkileşim alan 3 hesap @ferhatttunc @BirGun_Gazetesi @mkirikkanat.



Şiddet çağrılarına ABD'den aramıza katılan FETÖ'cü @washingtonpoint ve yine ABD'den yayın yapan @SafetyPinDaily olayı hayli ilginçleştiriyor.



@SafetyPinDaily hesabı Trump karşıtı yayın yapan ve FETÖ'nün ABD yapılanmasıyla içli dışlı bir ekibin ürünü..



FETÖ'cülerden sonra şiddet çağrısı yapan profillerinde ATATÜRK'ü kullanıp HDP-PKK sempatizanı 2 hesap karşımıza çıkıyor @rstbstn @baris_oruc.



397 binden fazla "Gezi" "sokağa çağrı" "şiddet çağrısı" konulu tweet atılmış. Ama ilginç olan paylaşım yapılan ilk 5 ülkedeki sıralama.



En çok tweet atılan İstanbul, Ankara, İzmir şehirlerin yanı sıra Berlin, Londra ve Paris'in "sokağa çıkın" çağrısı yapıldı.

Valisi Kaymak açıkladı

Tunceli Valisi Kaymak açıkladı

Valisi Kaymak, 'Kaza yerinden alınan 12 şehidimize Elazığ Adli Tıp Kurumunda yapılan incelemede, , zemine çok hızlı çarptığı için içindekilerin kaza anında yaşamını yitirdiği tespit edildi.' dedi.

Valisi , AA muhabirine yaptığı açıklamada, 18 Nisan Salı günü Pülümür ilçesinden havalanan Emniyet Genel Müdürlüğüne (EGM) ait "Sikorsky" tipi helikopterin, kalkışından kısa süre süre sonra düşmesi sebebiyle 1 hakim, 7 polis memuru, 1 astsubay ve 3 mürettebatın şehit olduğunu anımsattı.

Helikopterin olumsuz hava koşulları sebebiyle düştüğünü değerlendirdiklerini dile getiren Kaymak, şu bilgileri verdi:

"Helikopterin radar irtibatının kesildiğinin bildirilmesinin ardından İl Jandarma Komutanımız Albay Tekin Aktemur ve İl Emniyet Müdürümüz Doğu Ateş, yanlarına jandarma özel harekat (JÖH) ve polis özel harekat (PÖH) timlerini alarak bölgeye askeri helikopterle intikal ettiler. Olumsuz hava koşulları nedeniyle kaza yerine iniş yapamayan helikopterimiz, kaza yerine en yakın bölgeye iniş yaptı. Komutanımız Aktemur'un kararlılığı ve personelimizin büyük bir özverisiyle kar yağışı, sis, tipi, soğuk hava gibi olumsuz hava koşullarını hiçe sayarak 3 saat gibi çok kısa bir sürede kaza mahalline ulaşıldı."

Kaymak, zorlu hava şartlarına rağmen kaza bölgesine çok kısa sürede ulaşıldığına vurgu yaparak, "Olay yerine çok kısa sürede ulaşan ekibimiz yarım saat geç kalsaydı bölgede devam eden kar yağışı nedeniyle helikopter belki bulunamayacak ve çalışmalar çok uzayacaktı." ifadesini kullandı.

ADLİ TIP KURUMUNUN İNCELEMESİ

Vali Kaymak, helikopterdeki 12 kişinin kaza anında şehit düştüğünü kaydederek, "Kaza yerinden alınan 12 şehidimize Elazığ Adli Tıp Kurumunda yapılan incelemede, düşen 'Sikorsky' tipi zemine çok hızlı çarptığı için içindekilerin kaza anında yaşamını yitirdiği tespit edildi. O nedenle olay yerine yarım saat sonra bile varılsa yaralı bulma ihtimalimiz yoktu." diye konuştu.

‘AYM iptal etti’ bilgisi yalan çıktı

‘AYM iptal etti’ bilgisi yalan çıktı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “AYM, Bitlis Güroymak’ta mühürsüz oy kullanıldığı gerekçesiyle seçimi iptal etti” şeklinde verdiği bilgi de yalan çıktı

Geçtiğimiz salı partisinin grup toplantısında "AYM, 6 Şubat 2014'te Bitlis Güroymak'ta mühürsüz oy kullanıldığı gerekçesiyle seçimi iptal etti" diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun verdiği bilginin yalan olduğu ortaya çıktı. CHP liderinin verdiği tarihte AYM'nin Güroymak'la ilgili kararı olmadığı, o tarihteki tek kararın Mersin'deki oda seçimine ilişkin olduğu ortaya çıktı. 30 Mart'tan 2014'te Bitlis'in Güroymak ilçesinde yapılan seçimlerde mühürsüz oy kullanıldığı gerekçesiyle seçimlerin iptal edildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bu seçimle ilgili Anayasa Mahkemesi'ne başvurulduğunu, 6 Şubat 2014'te ret kararı verildiğini söylemişti. Ancak söz konusu tarihte Anayasa Mahkemesi'nce 14 karar verilirken, bu kararlar arasında Bitlis Güroymak seçimleriyle ilgili hiçbir karar bulunmuyor. Kılıçdaroğlu'nun söz konusu yalanı aynı tarihte Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası seçimleriyle ilgili verilen bir kararla karıştırarak uydurduğu öğrenildi. CHP lideri tarih konusunda da bir gafa imza attı. Kılıçdaroğlu'nun karar tarihi olarak gösterdiği 6 Şubat'ta henüz seçimler yapılmamıştı.

ÇARPITMA, ALDATMA VAR
Kılıçdaroğlu'nun 'mühürsüz oylar iptal edilir' algısını sağlamlaştırmak için grup toplantısında da okuduğu bölümünde, "Oylar, üzerinde ilçe seçim kurulu mührü bulunan ve oy verme sırasında sandık kurulu başkanı tarafından verilecek zarflara konulmak suretiyle kullanılır. Mühürsüz oy pusulası ve zarfla kullanılan oylar geçersiz sayılır" deniliyor. Ancak AYM kararında açıkça bu ibarelerin Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası'nın seçimleriyle ilgili yönetmelikten alıntılandığı vurgulanırken, Kılıçdaroğlu ise grup toplantısında bu kısımlarını okumayarak sanki seçimlere yönelik kararmış gibi vermeye çalıştı
Kripto FETÖ’cülere operasyon
Kripto FETÖ’cülere operasyon

İstanbul merkezli 6 ildeki operasyonda gözaltı kararı verilen 33 ‘FETÖ ablası’ndan 15’i yakalandı. Kayseri’de firari bir teğmen tutuklandı Sivas’ta ise 8 işadamı gözaltında alındı

FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında, örgüt ablası konumundaki 36 şüpheliye yönelik İstanbul merkezli 6 ilde eşzamanlı operasyon düzenlendi. İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü operasyonda "ByLock" kullanıcısı olan 15 FETÖ ablasını gözaltına aldı. İstanbul, Ankara, Bursa, Sakarya, Karabük ve Yalova'da yer alan 33 adrese eşzamanlı baskın yapıldı. Söz konusu adreslerde arama yapan İstanbul Mali Polisi, ele geçirilen malzemelere incelenmek üzere el koydu. Şüpheliler Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde sorguya alındı.

'SD KARTLARINI YUTUN' TALİMATI
FETÖ'nün "Marmara Bölgesi Kripto Abla" yapılanmasına yönelik operasyonda örgüt talimatları ve ablaların faaliyetleri hakkında detaylar da ortaya çıktı:
Para hesapları ve bütün mali bilgileri içeren micro SD kartların, yakalanma riski halinde kartların yutulması talimatı verildi.
Gizli toplantıların kayıt altına alınmasının önlenmesi için sinyal kesici kullanıldı.
Doğu illerinden maddi durumları kötü öğrenciler İstanbul'a getirilerek zengin işadamları ile görüştürüldü. Bağış adı altında toplanan paralar örgüte aktarıldı.
Kurban bayramlarından önce et firmaları ile anlaşılıp 5'er kiloluk paketler hazırlatıldı. Toplanan kurban paralarıyla kurban kesilmedi ve önceden hazırlanan etler dağıtıldı. Yurttaki diğer FETÖ operasyonlara da devam edildi. Kayseri'de bir internet kafede Fetullah Gülen'in sohbet videolarını izlerken vatandaşlar tarafından ihbar edilen karı-koca mahkemeye sevk edildi. FETÖ'den ihraç edilen teğmen olduğu ortaya çıkan M.M. tutuklanırken, eşi Y.M. ise hamile olduğu için adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sivas ve Malatya'da da 19 şüpheli gözaltına alındı. Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı iken firar eden, FETÖ/ PDY üyesi olduğu öne sürülen Coşgu Çakar'ın Ankara Sincan'daki evinde "böcek" tabir edilen dinleme cihazları ile çok sayıda telefon, telesekreter, ses ve video kasetleri ele geçirildi. Aramada üzerinde FETÖ elebaşısı Gülen'in isminin yazılı olduğu 6 şifreli CD de bulundu. Öte yandan MİT TIR'larını Hatay'da durdurarak arama yapmak isteyen eski Cumhuriyet Savcısı Yaşak Kavalcıoğlu "terör örgütü üyeliği" suçundan tutuklandı.



DERNEK YÖNETİCİSİ FETÖ'DEN TUTUKLANDI
FETÖ'ye ait olduğu gerekçesiyle kanun hükmünde kararname ile kapatılan Uluslararası Proje Araştırmaları Derneği'nin üst düzey yöneticilerinden Barış P. tutuklandı. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında ByLock kullanıcısı olduğu saptanan derneğin kurucu 5 yöneticisi hakkında gözaltı kararı verildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan, savcılıktaki sorgusunun ardından mahkemeye çıkarılan derneğin üst düzey yöneticisi Barış P. "teröre finans sağlama" ve "terör örgütü üyeliği" suçlarından tutuklandı. Şüphelilerin, Avrupa Birliği projelerinden alınan hibe desteğini dernek üzerinden FETÖ'ye aktardığı iddia ediliyor

Albaydan itirafları

Albaydan FETÖ itirafları

Niğde'de 'den yargılanan Niğde İl Jandarma Komutanı Albay İbrahim Taşkın, savunmasında cemaat abileri ile okul yıllarında tanıştığını, kendisine gizli namaz kılmasını ve zaman zaman içki içmesini telkin ettiklerini, kapalı olan eşinin başını da baskı ile açtıklarını söyledi.

Niğde'de /'nın (/PDY) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında 'Terör örgütüne üye olmak', 'Suç delillerini gizlemek', 'Resmi evrakta sahtecilik' suçlamasıyla hakkında dava açılan eski Niğde İl Jandarma Komutanı Albay İbrahim Taşkın hakim karşısına çıktı. Taşkın, savunmasında cemaat abileri ile okul yıllarında tanıştığını, kendisine gizli namaz kılmasını ve zaman zaman içki içmesini telkin ettiklerini, kapalı olan eşinin başını da baskı ile açtıklarını söyledi.

Niğde 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Konya'nın Akşehir İlçesi'ndeki cezaevinde tutuklu olan İbrahim Taşkın ile avukatları hazır bulundu. Hakkında 20 yıla kadar hapis cezası istenen Taşkın savunmasında cemaatle okul yıllarında tanıştığını söyledi.

KOD ADI NAMIK
Okul yıllarında namaz kıldığını anlatan örgüt içinde kod adının 'Namık' olduğunu itiraf eden Taşkın savunmasında, "Cemaat abileri açıktan namaz kılmanın yanlış olduğunu okuldan atılabileceğimi ve tuvalette gizli abdest almamı ve namazımı ima ile kılmamı söylediler. Bazen içki içmemi söylüyorlardı. Evlenme konusunda ise yüzbaşı rütbesine kadar evlenmememi söylüyorlardı. Psikolojik baskılardan biri de başı kapalı olan eşimin başını ordudan atılmamam için açması konusundaydı. Eşimle bunu konuştuk. Eşim başını açmak zorunda kaldı ve hayata böyle devam etti" diye konuştu.

Telefonuna örgütün gizli haberleşme ağı olan 'u Van'da görevli iken Cafer kod isimli kişinin yüklediğini anlatan Taşkın sözlerine şöyle devam etti.

BYLOCK YÜKLEDİ
"İlk zamanlar ankesörlü telefonla görüştük daha sonra Cafer kod adlı kişi ankesörlü telefonla konuşmanın zor olduğunu söyleyerek bana Bylock yükledi. Bana da cemaat 'Namık' kod adını verdiler. Görev yaptığım yerlerde cemaat mensupları bu ismi bilmiyordu. Bu ismi kullanmadım. Görev yaptığım yerlerde bazen cemaat mensuplarıyla evlerde ve çay bahçelerinde buluşurdum. Bana Fethullah Gülen'in CD'lerini verirlerdi. 15 Temmuz gecesi ise ismimi sıkıyönetim listesinde gördüm. Daha önceden kimse bana darbe girişimini haber vermedi."

DHA'nın haberine göre Mahkeme heyeti, İbrahim Taşkın'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi

Bugün yapılsa AK Parti'nin oyu
Bugün seçim yapılsa AK Parti'nin oyu

Bugün olsa sonuç ne olur? A Haber'de yayınlanan Söz Teması programına konuk olan Genar Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş bu sorunun cevabını yanıtladı. Aktaş: "Halk oylaması ile siyasi sonuçları birbirinden ayırt etmek lazım. Bugün seçim olsa AK Parti %50-51 bandında, CHP yine %25'lerde. MHP %10-11, HDP'de %8-9 bandında. " tespitinde bulundu...

Halk oylaması ile siyasi sonuçları birbirinden ayırt etmek lazım bugün bir olsa partilerin oyu şu şekilde; AK Parti yüzde 50-51 bandında, CHP bir kader olarak yüzde 25'lerde, MHP yüzde 10-11 bandında, HDP' de yüzde 8-9 bandında.

Aslında dolayısı ile bu referandumda verilen oylar seçim sonuçlarını değiştirmiyor ki en azından AK Parti'den yüzde 5 civarında bir "Hayır" oyu verildiğini gördük. Seçim sonrası araştırmalarda bu daha iyi ortaya çıkar. Sadece biraz şu nedenle cesaretlenmiş olabilirler, MHP'nin muhalefet eden kanadı biraz gözünü karartmış bir şekilde genel merkez hilafına bir tutum sergiliyor. Muhtemelen Devlet Bahçeli ve MHP Genel Merkezinin beklediği bu grubun gidip Emine Ülker Tarhan gibi bir parti kurmasına yöneliktir. MHP pozisyonunu güçlendirdikten sonra muhtemelen cephe diye bir şey kalmayacak.

Referanduma verilen oylar siyasi partilerin oylarını değiştirmiyor. HDP oyunu yüzde 15'e çıkarmadı CHP'de oyunu yüzde 30'a çıkarmadı.

Devlet paylaştı, yıkıldı!

Devlet Bahçeli paylaştı, sosyal medya yıkıldı!

MHP Lideri , Twitter'da güneş gözlüğü taktığı fotoğrafları paylaştı, paylaşıma "kazandık beyler" yorumları yapıldı.

Güneş gözlüğü takmış halde fotoğrafı yok denecek kadar az olan Devlet bu defa şaşırttı. MHP'nin resmi Twitter adresinnden paylaşılan fotoğraflarda Bahçeli'nin güneş gözlüklü, makam arabasının dışında, yol kenarında inceleme yaparken çekilmiş hali görülüyor.

Anlık istihbaratta PKK’ya darbe

Anlık istihbaratta PKK’ya darbe

Şırnak'ta uzun süreden beri devam eden operasyonlar kapsamında, terör örgütü PKK'ya ağır bir darbe daha indirildi. Terör örgünün gizlendiği ve saldırı amacıyla Kuzey Irak'taki kamplardan gelen teröristlerin barındığı Şırnak-Siirt arasındaki Bestler-Dereler bölgesinde kalabalık bir grup terörist grubun ağır silahlarla mağarada gizlendiği yönünde anlık istihbarat geldi. Bunun üzerine Diyarbakır 2'inci Hava Kuvvet Komutanlığı 8'inci Ana Jet Üssü'nden iki adet F16 savaş uçağı ile Şırnak 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı'ndan iki adet Atak tipi taarruz helikopteri havalandı. Harekâtta 18 PKK'lı öldürüldü. Bir terörist de yaralı olarak teslim alındı. Helikopterle bölgeye indirilen komandoların operasyonunda da 7 terörist daha öldürüldü. Bu arada ölü ele geçirilen teröristlerden birinin, örgütün Bestler Dereler sorumlusu "Soro" kod adlı İran uyruklu terörist olduğu tespit edildi.

AYM ve AİHM’nin yetkisi yok

AYM ve AİHM’nin yetkisi yok

Adalet Bakanı Bozdağ YSK kararını değerlendirdi: Anayasamız YSK kararlarının kesin olduğunu ve bu kararlara karşı hiçbir merciye başvurulamayacağını açıkça hükme bağlıyor

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, aHaber canlı yayınında Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bozdağ, YSK'nın önceki gün verdiği kararı değerlendirirken, YSK'nın sadece seçimleri koordine ettiğini, seçimleri asıl siyasi partilerin gerçekleştirdiğini kaydetti. Bozdağ, "YSK'nın bu kararı doğru bir karardır. Çünkü YSK sadece bugün değil geçmişte de benzer konuları değerlendirmiş ve her zaman değerlendirdiğinde benzer yönde karar vermiş" şeklinde konuştu. Adalet Bakanı Bozdağ, referandumdaki "mühürlü oy - mühürsüz oy" tartışmasının geçen yıllarda yapılan bazı seçimlerde de gündeme geldiğini hatırlattı. CHP ve HDP'nin 2015'te ilgili seçim kurullarına mühürsüz oyların geçerli sayılması için başvuruda bulunduklarını belirterek şöyle konuştu:

CHP'NİN DE BAŞVURULARI VAR: Ne değişti de CHP o gün 'bunlar geçerli olsun' diye uğraşırken şimdi birden bire 'geçersiz olsun' diye uğraşıyor. Sadece bir tutum, davranış değişti. O zaman YSK'nın kararları usul ve yasaya uygun, aynı konuda CHP'nin lehine verdiği kararlar uygun, aleyhine olunca uygun değil.

AYM'YE DE AİHM'YE DE BAŞVURU HAKKI YOK: Anayasa Mahkemesinin halk oylaması kararını inceleme hakkı ve yetkisi yoktur. Anayasamız YSK kararlarının kesin olduğunu ve bu kararlara karşı hiçbir merciye başvurulamayacağını açıkça hükme bağlıyor. Anayasa Mahkemesinin yerine geçerek konuşmak istemiyorum ama bir hukukçu, Adalet Bakanı olarak şunu derim, böyle bir karar gittiğinde bunun sonucunun kabul edilemezlik olduğunu anlamak, anlatmak, görmek için Adalet Bakanı, hukukçu olmaya gerek yok. Çok açık. Böyle bir müracaat yapsa bile Anayasa Mahkemesinin, bu müracaat karşısında bunun reddi dışında bir seçeneği önünde yoktur. Adalet Bakanı, bu sürece ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yapılamayacağını da AİHM'nin Avrupa ülkelerinde yapılan referandumlara ilişkin yapılan başvurular sonunda verdiği kararları örnek göstererek anlattı.

KARALAMA MAKSATLI RAPOR: AGİT'e bundan sonra göndereceği raportörlerin PKK, DHKP-C veya FETÖ bağlantılı olup olmadığını araştırarak göndermesi çağrısında bulunan Adalet Bakanı, bu gözlemcilerin hazırladıkları rapor için de "AGİT'in raporu tamamıyla baştan sonra taraflı bir rapordur. Türkiye'yi karalamak, bu halk oylamasına gölge düşürmek, bu konuyu dünyada tartıştırmak, Türkiye içerisinde tartıştırmak maksadıyla hazırlanmış bir rapordur" dedi.

AİHM 'NİN İPTAL HAKKI YOK
Milletvekilliği seçimi dışındaki seçilme haklarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin koruması dışında kaldığı AİHM 'nin birçok kararında da belirtiliyor. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, hiçbir uluslararası kurumun herhangi bir ülkedeki referandum sonucunu geçersiz sayma hakkı bulunmadığını söyledi. Jagland, Strazburg'da yaptığı açıklamasında, YSK'nın halk oylamasının iptaline yönelik başvuruları reddetmesinin, AHİM 'e taşınmasının düşünebileceğini belirtirken, "Hiçbir uluslararası kurumun herhangi bir ülkedeki bir referandumu geçersiz sayma hakkı yok" ifadesini kullandı.

İKİ GEREKÇEYLE REDDEDİLİR
Referandumu iptal ettirmek için yaptığı başvuruda YSK'dan umduğunu bulamayan CHP bu kez Anayasa Mahkemesi ve nihayetinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruda bulunmayı planlarken her iki mahkemenin de böyle bir başvuruyu reddedeceklerinin kesin işareti olan çok sayıda karar bulunuyor. Referandum sonuçlarının iptali için YSK'nın önceki günkü kararının Anayasa Mahkemesi'ne taşınması halinde hangi yolla olursa olsun bu başvurunun "bireysel" olmaması nedeniyle reddedileceğine kesin gözüyle bakılıyor.

MİT tırlarını durduran savcı tutuklandı

MİT tırlarını durduran savcı tutuklandı

MİT'e ait tırları Hatay'da durdurarak arama yapmak isteyen ve itiraz eden MİT görevlilerini tehdit ettiği iddiasıyla gözaltına alınan eski Kırıkhan Cumhuriyet Savcısı Yaşar Kavalcıoğlu tutuklandı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, Harem Otogarı'nda 16 Nisan'da gözaltına alınan eski savcı Kavalcıoğlu, İstanbul'daki işlemlerin ardından Ankara'ya getirildi.

TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİNDEN TUTUKLANDI

Kavalcıoğlu, Ankara Adliyesi'nde, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına ifade verdi.FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı "ByLock"u kullandığı tespit edilen Kavalcıoğlu'nun, hakkındaki suçlamaları kabul etmediği öğrenildi. Kavalcıoğlu, "terör örgütü üyeliği" suçundan tutuklandı.

"BURADA KRAL BENİM!"

Hatay'da, 2014'te MİT'e ait tırları durdurarak arama yapmak isteyen ve kendisine itiraz eden MİT görevlisini "Burada kral benim." diyerek tehdit ettiği ileri sürülen Kavalcıoğlu, süreç içinde meslekten ihraç edilmiş ve hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı.

FETÖ’nün ablalarına operasyon: 40 gözaltı kararı

FETÖ’nün ablalarına operasyon: 40 gözaltı kararı

FETÖ'nün 'abla' yapılanmasına yönelik İstanbul merkezli 7 ilde operasyon başlatıldı. 40 şüpheli için gözaltı kararı verildi.

İstanbul merkezli 7 ilde FETÖ/PDY'nin kadın yapılanmasına yönelik operasyon başlatıldı. İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ve MİT Bölge Müdürlüğü ortak operasyonuyla sabah FETÖ/PDY'nin "abla" diye tabir edilen kadın yapılanmasına yönelik 40 gözaltı kararı verildi. 7 ilde 40 şüphelinin yakalanması için eş zamanlı operasyon için düğmeye basıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terörle Mücadele savcısı Gökalp Kökçü tarafından yürütülen soruşturmada ablaların büyük bir kısmının ByLock kullanıcısı olduğu tespit edildi.

'ya akıl verdi: edin!

FETÖ Belçika'ya akıl verdi: Asimile edin!

devlet kanalı Canvas'taki De Afspraak programına katılan bağlantılı Beltud derneği yöneticisi Bahattin Koçak, program sunucusuyla Belçika'lı Türklerin büyük çoğunluğunun mesafe tanımadan konsolosluklara gidip, %75'le Avrupa'da rekor evet oyunu çıkarmasınının nedenlerini sorguladı. Diyanetin faaliyetlerinin durdurulması, Türk kanallarının izlenmemesi için çanak antenlerin azaltılması, oy kullanmayı yasaklama gibi absürd konular programa damga vurdu.

TÜRKLERİN TÜRKİYE'YE İLGİSİ ARTIYOR, NEREDEHATA YAPTIK?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "'da yaşayan Türklere tekrardan Türk olduklarını hissettirdi" diyen Koçak, bu durumun engellenmesi için kendini de içine kattığı Belçikalılar için yol gösterdi. "Son yıllarda burada yaşayan Türklerin Türkiye'ye olan ilgisi güçlü bir şekilde arttı. Her zaman demişimdir bu konunun araştırılması gerekiyor. Neden böyle oluyor. Nerede hata yaptık? Biz derken, sadece Türkleri değil Flaman hükümetini de kastediyorum. Türkiye'nin siyasi nüfuzundan dolayı ilgileri arttı ve Erdoğan tekrardan Türk olduklarını hissettirdi. Buraları sürekli ziyaret eden siyasetçilerden ve camilerdeki imamlardan dolayı son yıllarda Türklük aidiyeti de arttı."

DİYANETİN FAALİYETLERİ DURDURULMALI

Türklerin Flaman toplumuyla birleşemediğini iddia eden Koçak, Türkiye için yurtdışındaki Türklerin çok önem arz ettiğini söyledi. "Belçika'daki Türkler Türkiye'yle çok fazla ilgileniyor ve bu konuda bir şeyler yapmak zorundayız. Neden bu kadar uzun süre boyunca Türkiye'nin etkisini tolere ettik? Örneğin, camiler. İmamlar ithal edilmemeli ve Flemenkçe konuşabilmeli. İthal etmek yerine kendi ulusal enstitülerimiz olmalı." Koçak'ın bu sözleri, 'nün ülkedeki camileri kendi kontrolü altına almak isteyip, Diyanet'e bağlı camilerin yasaklanmasını talep etmek olarak yorumlandı. Referandumdan hemen önce, İçişleri Bakanı Liesbeth Homans Beringen'deki Fatih Camii'nin resmi olarak tanınmaması için girişimde bulunmuştu. Diyanete bağlı bu camide casusluk faliyeti yapıldığını iddia eden Homans'ı, Belçika istihbaratı yalanlamıştı.

TÜRKİYE'YLE BAĞLARI KOPARTILMALI

Türk gazeteleri ve uydu kanallarının Belçika'da yaşayan Türklerin evine girdğini ve bundan dolayı anavatanlarıyla bağlarının canlı tutulduğunu söyleyen sunucuya, Koçak "Antenler azaltma yoluna gidilse bile, sosyal medya var. Nereye kadar bu enstrümanlar yasaklanabilir bilemiyorum" diye cevap verdi.

Konsolosluğa giden Türk vatandaşların tepkileriyle karşılaşmaktan korktuğu için oy vermeye gitmediğini ileri süren Koçak, programın ilerliyen dakikalarında oy veren vatandaşları eleştirdi. "Burada hayatlarını etkieyecek politikalara katkı sağlamak yerine, 3bin kilometre uzaklıktaki bir seçimi etkiliyecek kadar benciller."

TÜRKİYE'DEKİ SEÇİMLERDE OY VERMELERİ YASAKLANABİLİR

Çifte vatandaşların sadece bir ülkede oy verebilme durumunun sağlanabileceğini savunan Koçak, şuanki serbest durum için şu ifadelerde bulundu: "Tabii ki yasaklanabilir, bu yapılırsa bir iki jenerasyon sonra buradaki Türkler bu ülkeye daha fazla uyum sağlayabilir."

Referandum sonrası, Belçika federal hükümetinin üç iktidar ortağı partisi de çifte vatandaşlığın iptali için çağrıda bulunmuştu. FETÖ ve PKK'nın "adeta Avrupa'daki merkezi" olmakla suçlanan ülkede referandum oylaması sürecince, PKK yandaşları araç yakma ve bıçaklı saldırılarla terör estirdiler.

’nin sponsoru yeniden hortladı! İşte yeni hedefi

Gezi’nin sponsoru yeniden hortladı! İşte yeni hedefi

Dünyanın en ünlü provokatörü ’un sonrası ortaya çıktı. Soros, %51.4 'evet' ile yeniden hortladı. 100 milyon dolar bağışladığı Açık Toplum Enstitüsü'nü görevlendirerek Türkiye karşıtı kampanya başlattı. , ABD Başkanlık seçimi, Ukrayna ve Gürcistan gibi dünyada genelinde birçok ayaklanmanın arkasındaki isim olan Soros, CHP ve HDP'nin söylemlerini kullanarak, Gezi benzeri olaylar çıkarmak için kesenin ağzını açtı.

Soros'un çatı örgütü olan Açık Toplum Enstitüsü, Human Rights Watch (HRW – İnsan Hakları İzleme Örgütü) kuruluşunu Türkiye'deki sonrası küçük çapta başlayan protestoları kaosa dönüştürmek için görevlendirdi. Akşam'ın haberine göre, Soros 10 yıl boyunca 1 milyar dolar paraya boğduğu HRW'den Türkiye karşıtı yayınlar yapmasını istedi. HRW ise Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı kampanyalarına hız verdi.

İşte yalan ve iftira dolu o paylaşımlar ve kampanyalar:

TUTUKLU HDP'LİLERİ KORUMAYA ALDI

20 Mart'ta HRW'nin hazırladığı haberde "Referandum yolunda Kürt muhalefet kırıldı, vekilleri hapishaneye gönderildi, seçilmiş belediye başkanları yerlerinden edildi" başlıklı ifadeler kullanılması dikkat çekiyor. Haberde "Hükümet Kürt yanlısı olan demokratik muhalefet üyesi 13 kişiyi hapishaneye gönderdi, 82 belediyenin kontrolünü ele geçirdi" ifadeleriyle karalama kampanyası başlatmıştı.

'OHAL'İ BİTİRİN, İDAMI REDDEDİN'

17 Nisan'da "Referandumun ardından OHAL'i bitirin. Eşit hakları destekleyin ve idam cezasını reddedin" başlıklı kampanya düzenleyen HRW, bu kez de OHAL'in uzatılma kararını gerekçelerini göz ardı ederek 'siyasi baskı dalgası yaratma' olarak tanımladı. HRW Türkiye direktörü Emma Sinclair-Webb ise mühürsüz zarfların sayılmasını konu alan yazısıyla sandığın hükmünü tanımadığını ilan etti.

MAKALEDE İFŞA ETTİLER

4 Nisan'da HRW'nin yayımladığı "Türkiye'nin Anayasa Referandumu: Sorular ve cevaplar" başlıklı makalede şu ifadeler Soros'un durduğu noktayı da açıkça ifşa eder nitelikte:

-"Demokrasi ve kontrol-denge mekanizmaları otoritenin demokratik saygınlığı için önemlidir. Bunun için en önemli mekanizma güçler ayrılığı ilkesidir."

-"Başkan yargı üzerinde artmış bir otoriteye sahip olacak ki Türkiye'de yargı siyasi etki altında ve bu değişiklik yargı bağımsızlığını daha da azaltacak."

-" Bağımsız medya Türkiye'de susturuldu. 160 medya ve kuruluş kapatıldı ve 120 gazeteci hapishanelerde.

-HDP'nin iki lideri ve üyeleri cezaevlerine atıldı. Venedik Komisyonu'nun da belirttiği gibi bu koşullarda tek taraflı ve gazeteciler için aşırı zor bir ortamda seçim düzenlenecek."

POLİSLERİN MESAİLERİNE EYLEM AYARI

benzeri olaylar çıkarmak için provokasyona başlayan gruplar, Kadıköy, Beşiktaş, Kartal ve Maltepe'de her akşam protesto gösterisi yapıyor. Bu eylemleri 1 Mayıs öncesinde fırsata dönüştürmek isteyen marjinal örgütlere karşı da polis alarmda. İstanbul Emniyeti 12 saat mesainin ardından 24 saat dinlenme modelinde olan çalışma sistemini 12 saat çalışma ve 12 saat dinlenme modeline geçti. Uygulama 1 Mayıs'a kadar sürecek.

40 KİŞİ GÖZALTINDA

Referandumun ardından 'Hayır'cıları sosyal medyadan sokaklara çağırarak, provokatif eylem ortamı hazırladıkları ileri sürülen aralarında ÖDP'li yönetici Mesut Geçgel'in de bulunduğu 40 kişi gözaltına alındı.

'li den Türkiye ekonomisini batırmaya davet!
CHP'li vekilden Türkiye ekonomisini batırmaya davet!

Türkiye düşmanı Batı medyasında başlatılan Türkiye’ye yönelik ekonomik kuşatmaya ’den skandal bir destek geldi. CHP İzmir Milleti kendi ülkesini batırmak için ekonomik boykota başladığını belirtti. Çıray’ın bu paylaşımı sosyal medyada “böyle ihanet görülmedi” şeklinde yorumlandı.

Cumhuriyet Halk Partisi seçimleri geçersiz sayma, meclisten çekilme gibi birbiri ardına gelen skandalların ardından şimdi de kendi ülkesini batırmak için ülke ekonomisini boykot eden milleti skandalıyla çalkalanıyor. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan İzmir Milletvekili "Zorunlu alışverişlerim dışında ekonomik faaliyetlerimi en aza indiriyorum. Sözcü'den başka gazete bile almayacağım." dedi.

CHP'li Çıray'dan skandal tweet

 

 

Bu haber 148217 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Yüksek Askeri Şura toplandı! Başkan Erdoğan liderlik ediyor: Komutanları terfi ve emeklilikleri masada
Yüksek Askeri Şura toplandı! Başkan Erdoğan liderlik ediyor:...
"Terörsüz Türkiye" komisyonu mesaiye başladı! Kurtulmuş'tan...