Meclis’te 2017 bütçesi kabul edildi

Meclis'te 2017 bütçesi kabul edildi

TBMM Genel Kurulunda 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşülerek kabul edildi. Başbakan Yıldırım'dan flaş açıklama: Halep tarihe kara leke olarak düştü Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda bütçe kapanış konuşmada 'Halep bu asrın tarihine daha şimdiden kara bir leke olarak kaydolmuştur. Biz konuşmaktan işbirliğinden yanayız' dedi.

17 Aralık 2016 - 02:23 - Güncelleme: 17 Aralık 2016 - 02:48

Giriş Tarihi: 17.12.2016 01:27 Son Güncelleme Tarihi: 17.12.2016 04:02

Meclis'te 2017 bütçesi kabul edildi

TBMM Genel Kurulunda 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşülerek kabul edildi.

Meclis'te 2017 bütçesi kabul edildi

Meclis'te 2017 bütçesi kabul edildi

TBMM Genel Kurulunda, görüşmelerin tamamlanmasının ardından ilk olarak 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın oylaması yapıldı. Oylamaya, 415 milletvekili katılırken, 312 milletvekili kabul, 103 milletvekili ise red oyu kullandı.

EZİCİ ÇOĞUNLUKLA KABUL EDİLDİ

2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanun Tasarısı'nın oylamasına ise 414 milletvekili katılırken, 312 kabul, 102 red oyu verildi.

Böylece, 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanun Tasarısı kabul edilmiş oldu.

Oylamalara AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Bakanlar Kurulu üyeleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı.

Meclis'te 2017 bütçesi kabul edildi

2017 YILI BÜTÇESİ YATIRIM VE YENİ PROJELERİN BÜTÇESİ OLACAK

Tasarıların kabulünün ardından kürsüye gelen Başbakan Yıldırım, bütçeye emeği geçen herkese teşekkür etti. Bütçenin millet için hayırlı olması dileğinde bulunan Yıldırım, 2017 yılı bütçesinin tam bir yatırım bütçesi olduğunu söyledi.

Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti: "2017 yılı bütçesi yatırımların yüzde 30 arttığı, istihdamın, üretimin, özellikle terörle mücadelenin amansız bir şekilde devam ettiği, bölgelerimizin inşası, imarı için önemli kaynakların ayrıldığı bir hizmet, yatırım ve yeni projelerin bütçesi olacaktır."

Meclis'te 2017 bütçesi kabul edildi

Başbakan Yıldırım'dan flaş açıklama: Halep tarihe kara leke olarak düştü

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda bütçe kapanış konuşmada 'Halep bu asrın tarihine daha şimdiden kara bir leke olarak kaydolmuştur. Biz konuşmaktan işbirliğinden yanayız' dedi.

TBMM Genel Kurulunda, 2017 yılı bütçesi üzerine hükümet adına konuşan Başbakan Yıldırım, bütçenin Türkiye'ye ve millete hayırlı olmasını diledi. 

FETÖ, bölücü terör örgütlerine karşı hayatını ortaya koyan, kahramanca mücadele eden ve bu uğurda şehit düşenlere, Allah'tan rahmet dileyen Başbakan Yıldırım, "Ülkemiz Türkiye, çok büyük hedefleri olan ve bu hedefler doğrultusunda geleceğe yürüyen bir ülkedir. Türkiye ile bayrağımızla, ülkemizle, milletimizle, bayrağımızla ne kadar gurur duysak yeridir. Bu aziz millete hizmet etme imkanı verdiği için Rabbim'e hamd ediyorum." diye konuştu.

Başbakan Yıldırım'dan flaş açıklama: Bu, tarihe kara leke olarak düştü

Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasında satırbaşları

2023 HEDEFLERİ

Şehitlerimizi rahmetle minnetle anıyorum, mekanları cennet olsun. Gazilerimize hürmet ve şükranlarımı sunuyorum. Türkiye hedefleri olan ve geleceğe emin adımlarla yürüyen büyük bir ülkedir. Ne kadar gurur duysak yeridir. Bu aziz millete hizmet etme imkanı verdiği için Rabbime hamd ediyorum.

Bütçe görüşmelerinde geride bıraktığımız yıl dikkatle değerlendirildiği gibi gelecek hedeflerimiz kaynaklarımızı nerede kullanacağımızı neler yapacağımızı konuşuyor  değerlendiriyor ve karara bağlıyoruz. Geleceği doğru planlamak insan hayatında olduğu gibi toplum ve devlet hayatında da büyük önem taşır.

AK Parti olarak 2023'e giderken koyduğumuz bütün hedefleri gerçekleştirerek bugünlere gelmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Attığımzı her adım ülkemizin aydınlık geleceği milletimziin huzuru ve refahı içindir. Cumhuriyetimizi güçlü bir şekilde gelecek nesillere emanet etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Birlik ruhu içerisinde ülkemizi demokrasi ile güçlendirmeye büyük çaba sarfediyoruz.

Bir yandan istikrarı korumaya diğer yandan da Türkiye'yi dünyanın güçlü ekonomileri arasında tutmaya gayret ediyoruz. Her şey Türkiye için her şey milletimiz için diye durmadan yorulmadan yola devam ediyoruz.

2016 YILI KOLAY GEÇMEDİ 

Sıkıntılarla geçen bir yılın sonuna yaklaştık. İnşallah, önümüzdeki yıl 2017 çok daha ferah ve çok daha aydınlık bir yol olacak. Zira 2016 hem dünya için hem de Türkiye için kolay bir yıl olmadı.Vatan hainleri eli kanlı bölücü terör örgütleri kirli ve karanlık emellerini her fırsatta gösterdiler. Hayat hakkına toplumsal huzura kardeşliğimize birliğimize kast eden hainler kanlı cinayetlerine yenilerini eklediler.

MİLLİ İRADE KAZANDI

Terör karşısında milletçe bir olduk, beraber olduk birlikte Türkiye olduk. 15 Temmuz'da bu gazi meclisimiz dünyanın en alçak saldırısına uğradığında siz değerli vekillerimiz örnek bir birliktelik gösterdiniz. Vatandaşlarımız ile birlikte alçak saldırı karşısında milletin evini alçaklara hainlere teslim etmediniz. Demokrasiye darbe vurmak isteyenler kaybetti, milli irade kazandı. Cumhurbaşkanımız asker kıyafetli teröristlerce hedef alındı öldürülmek istendi.

Sokağa çıkan vatandaşlarımızın üzerine bombalar yağdı. İnsanımız canını vermekten asla gözünü kırpmadı. O karanlık geceyi başta millet olmak üzere, Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve siyasi partilerimizin birlikte ortaya koydukları demokrasi yönündeki kararlı duruşu aydınlattı. Milletvekili, savcılarımız STK'larımız vatansever polisimiz ve askerimiz işçimiz memurumuz esnafımız velhasıl 79 milyon milletimiz o gece ayaktaydı.

DÜNYA MİLLİ DİRENİŞİ HAYRANLIKLA TAKİP ETTİ

O karanlık gecede bir olduk beraber olduk. Demokrasiye ve hukuk düzenine birlikte sahip çıktık. O gün ortaya konan ortak tavır milli iradeyi bir kez daha tescil etti. O gün yeniden bir millet olduk yeni bir milli mutabakatı ortaya koyduk. Bütün dünya Türk Milleti'nin bu alçak girişim karşısındaki direnişini hayranlıkla takip etti.

Yenikapı meydanında milyonlarca insan 81 ilin meydanlarında 30 milyonu aşkın insanımız 1 ay boyunca demokrasiye sahip çıktı nöbet tuttu. Böylece terörün ve şiddetin hiç bir zaman hedefine ulaşamayacağını bütün dünyaya göstermiş olduk. Bugün de aynı birlik beraberlik ve dayanışmayı gösteriyoruz. 10 Aralık'ta da Meclis'imizde partililerimizle birlikte olduk.

Yine Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile bir araya geldik. Konu terör ve teröristler ise gerisi teferruattır anlayışı ile ortak tavır gösterme noktasında bir uzlaşma içerisinde olduk. Bu vesile ile bir kez daha Sayın Genel Başkanlara teşekkür ediyorum. Bütün dünya gördü ki terör hiç bir şekilde bu milleti ayrıştıramaz. İktidarı ile muhalefeti ile terör karşısında her zaman el ele omuz omuza birlikteyiz. Teröre terörizme siyaset üstü bir bakış sergiliyoruz.

 TERİRÖSTLER TÜRKİYE'Yİ DEMOKRASİ VE HUKUK ÇİZGİSİNDEN UZAKLAŞTIRAMAYACAK

Terör Türkiye'yi asla esir alamaz alamayacaktır, hukuk çizgisinden uzaklaştıramayacaktır. Şer odakları mutlaka yok olmaya mahkum olacaklar.  Bni yıllık kardeşlik hukukumuzu bozmak isteyenler hangi alçak yöntemlere başvurursa vursunlar sonları hüsrandır başarısızlığa mahkum olacaklardır. FETÖ ve diğer hiç bir unsur bu aziz milletin birliğini bozamayacaklar. Bütün güvenlik güçlerimize polisimize, askerimize, jandarmamızla, bekçimizle gurur duyuyoruz. Onlar her türlü takdiri hak ediyorlar. Devlet olarak hükümet olarak millet olarak bütün imkanlarla onların yanındayız. Sizlerin siyasi fikirlerinizi bir kenara bırakarak ortaya koyduğunuz dayanışma şehitlere duaların en güzelidir şehit yakınlarına en büyük destektir. Bütün terör örgütleri aynıdır. Hepsi insanlığın  düşmanıdır. Hiç birinin dini inancı kutsalı yoktur.

Terörü birlik ruhu ile kardeş dayanışması ile mutlaka dize getireceğiz. Devletimiz ve milletimiz hiç bir zaman terörün millet ile devlet arasına girmesine izin vermeyecektir.

Bütün amacımız davamız ülkemiz için demokrasi ve hukuk devletinin tesisidir. Bütün davamız 79 milyon vatandaşımızın 81 vilayetimizin huzurudur mutluluğudur güvenidir.

GÜÇLÜ TÜRKİYE'Yİ İSTEMEDİLER

12 Eylül vesayet anasayasından kurtulmak bütün toplumun öncelikli talebidir. Bu tartışma 34 yılı aşan bir tartışmadır. Anayasa konusu yeterince tartışılmış ve artık olgunlaşmıştır. Siyaset kurumunun tamamı 12 Eylül darbesinin ürünü olan bu anayasanın artık rafa kalkması gerektiğinde gerektiği konusunda hem fikirdir. Seçim meydanlarında vatandaşlarımıza siyasi partiler tarafından verilen sözlerin başında Anayasa değişikliği olmuştur. Şimdi sıra millete verdiğimiz bu sözün gereğini yerine getirmek kalmıştır. Uzun bir süredir gündemi işgal eden Anayasa ve yönetim sistemi tartışmalarını artık çözmek bir sonuca bağlamak zamanı gelmiştir. Vesayet odakları her 10 yılda bir darbe yaparak veya darbeye yeltenerek milletimizi sosyal istikrarsızlığa sürükleme gayreti içerisinde oldular. Hiç bir zaman güçlü bir Türkiye istemediler. 14 yıldır bu mücadeleyi verdik aynı zamanda ülkemizin milletimizin yıllardır özlemini beklediği hizmetleri projeleri birer birer hayata geçirdik.

Hepinizin bildği gibi karşımıza çıkartılan 367 icadı nedeniyle Cumhurbaşkanını seçememiş 2007'de referandum kararı almıştık. Bunun sonucunda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ilk kez milletin oyu ile seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak göreve başladı. Bu modelle uyumlu olmayan yönetim sistemindeki çelişkiler de daha fazla gün ışığına çıktı. Mevcut durumda artık Anayasa'da ve yönetim sisteminde değişiklik öncelikli bir mesele haline gelmiştir. AK Parti grubu olarak bu konuda üzerimize düşen ne ise yerine getirmek üzere harekete geçtik.

AK Parti’de 3G formülü

YÖNETİMSEL ANLAMDA CHP İLE TEMELDE FARKLI DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ ORTADADIR

Uzmanlarımız arkadaşlarımız bir araya geldi ve çalışma yürüttü. Yönetim sistemi konusunda CHP ile temelden farklı düşündüğümüz bir sır değildir. CHP demokrasi tarihimizin en eski partisidir her zaman demokrasiyi özgürlüklüeri temel hak ve özgürlükleri savunmuştur. Elbette bunlar önemlidir ama bütün bunlar sözde kalmamalıdır. Anayasa için demokrasi arayışımız bizi bir noktaya getirmiştir. Bu süreçte MHP lideri Bahçeli Ekim ayı başlarında kamuoyu ile paylaştığı anayasa ve sistemle ilgili sorunun çözümünü anlatan beyanat ile yeni bir boyut kazanmıştır istek. O günden başlayan MHP AK Parti uzmanlarının çalışarak ortaya koydukları sistemin değiştirilmesi mevcut yapının Anayasa ile uyumlu hale getirilmesi yöünndeki değişiklik teklifindeki çalışmalar tamamlanmış ve geçtiğimiz günlerde AK Parti olarak yüce Meclise 316 milletvekilimizin imzası ile teslim edilmiştir.

KAPIMIZ CHP'YE SONUNA KADAR AÇIKTIR, BEKLİYORUZ

Sayın Cumhurbaşkanımızın değişikliğin ne olacağı yönünde bir görüş ileri sürüldü. Bu değişikliğin anayasanın arkasında kim olacak dedi. Buradan açıkça söylüyorum bunun arkasında 316 imzası AK Parti grubu olacak. Bu anayasanın arkasında uzlaşarak siyaset üstü anlayış gösteren MHP olacaktır. Bunun arkasında eğer Meclis onay verdiğinde milletin önüne giderse 79 milyon vatan evladı olacaktır. Siyasetin ve siyasetçinin asli görevi bu kapı ana muhalefet partisine de sonuna kadar açıktır bekliyoruz. Ülkenin meseleleri için yük olmak ülkenin önünü açmaktır.

Sorunları geleceğe havale etmek çözüm olamaz. AK Parti sorunları torunlara havalee etmedi ve çöze çöze bugünlere geldi. Yüce Meclis enine boyuna görüşecek değerlendirecek onayını vermesi halinde de kararı yüce milletimiz verecektir. Değişiklik teklifinde şu bilgiyi paylaşmak istiyorum. Sürecin başında 3 parti olarak başladığımız görüşmelerdeki maddelerin büyük bir kısmı da yer almaktadır. Anayasa değişikliğinde ne var ne yok bunlar önümüzdeki günlerde konuşulacak, bütün detaylarıyla ele alınacak.

Esas itibari ile bu teklifi hazırlayan AK Parti grubunun başkanı olarak bir kaç huususu sizlerle paylaşmak istiyorum;

SÜREKLİ İSTİKRAR VE GÜÇLÜ İKTİDAR MODELİ OLACAK

Seçimler 5 yılda bir yapılacak, milletvekili seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri aynı gün olacaktır. Böylece hre seçim güçlü ve siyasi bir iktidar çıkarmış olacaktır. bunun adı da sürekli istikrar sürekli güçlü iktidardır. Cumhurbaşkanı devletin başı olarak yürütme yetkisini kullanmış olacaktır. Yürütme yetkisini kullanan Cumhurbaşkanı aynı zamanda sorumluluğunu da yerine getirecektir. Hesap sorulabilen bir sisteme dönüşmüştür. Siyaset kurumunu daha da güçlendiren bir anayasadan söz ediyoruz. Siyasi partiler demokrasimizin ayrılmaz bir bütünüdür. Bu sistemle siyasi partiler meclisin oluşmasında olduğu gibi Cumhurbaşkanı seçilmesinde de daha etkin rol oynayacaktır.

TÜRKİYE'NİN YOLU BELLİDİR, EKSENİ BELLİDİR

Rejim değişikliği esasen eksen kayması tartışmaları boş ve anlamsız hale gelmiştir. Türkiye'nin ekseni bellidir yolu bellidir. Türkiye'nin yolu muassır medeniyetler yoludur, Gazi Mustafa Kemal'in gösterdiği yoldur. Rejim tartışmaları 1923 yılında tamamen kapanmıştır sona ermiştir. Bütün partilerimizin görüş ve katkılarına açığız. Meclis ve halkımızın desteği ile ülkemizde siyasi istikrarı kalıcı kılan bir Anayasa değişikliğini yüce Meclis çıkarmaya gerçekleştirmeye muktedirdir, hayırlı olsun.

TÜRKİYE'NİN TEK BİR GÜNÜNÜ BİLE KAYBETMEYE VAKTİ YOKTUR

Ülkemiz için hiç şüphesiz en büyük ekonomik kaynak siyasi ve demokratik istikrardır. İstikrarı gözümüzün nuru gibi koruyacağız. Siyasetin kör noktalarına saplanıp kalmadan kısa vadeli kazanımlar için ülkemizin gelecek hedeflerinden asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye zayıf iktidar ve istikrarsızlıklardan çok şey kaybetti. Tek partili dönemden sonraki 60 yıl içinde tam 45 tane hükümet kurmuşuz. Hükümet başına düşen süre sadece 16 ay. Türkiye'nin normal bir demokratik istikrar çizgisi olsaydı 60 yılda 45 değil 15 hükümet kurması gerekirdi. Bu tablo Türkiye'ye dışardan bakan hiç kimse istikrarlı bir güven ilişkisi kuramaz. Artık Türkiye'nin kaybedecek tek günü bile yoktur. Ülkemizi karanlık günlerden çıkarıp bugünlere getirdik. Ülkeyi geri götüremeyiz kazanımları bir kenara atamayız.

2. DÜNYA SAVAŞINDAN SONRAKİ EN BÜYÜK GÖÇ DALGASI YAŞANIYOR

Dış politika ve uluslararası siyaset ne yazık ki bölgemizde ve dünyada bir adalet ekseni oluşturamıyor. Güçlü olanlar hak ve adalet ölçülerine uymuyor. BM teşkilatı ne yazık ki küresel barışı bir türlü tesis edemiyor. Hakemlik görevini yerine getiremiyor. Bizim için ehr bir insan alemin özüdür. Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Hiç bir maddi hedef bir tek insan heyetinden daha önemli değildir. 2016 yılı ülkemiz için olduğu kadar dünyada da son derece önemli ve üzücü olaylara sahne olmuştur. Bölgemizde 2. dünya savaşından sonraki en büyük göç dalgası yaşanmıştır. 12 Milyonun üzerindeki Suriyeli Iraklı insanlar yer değiştirirken 3 milyona yakın kişiyi evimizde misafir ediyoruz kucak açıyoruz.

HALEP İÇİN BÜTÜN ÇABAYI GÖSTERİYORUZ

Suriye'de yıllardır acı dram yaşanıyor. Halep'ten yükselenn feryatlara kayıtsız kalamazdık. Onların yaralarını acilen sarmak için büyük bir diplomatik hamle içerisine girdik. Cumhurbşakanımız ve hükümteimizin girişimleri ile görüşmeleri olumlu bir noktaya getirdik ve masum insanların tuzaktan kurtulmalarının yolunu açtık. Tarihe ev sahipliği yapan bu şehri kuşattılar ve şehrin insanlarını katlettiler. Siviller tamamen savunmasız kaldı. Suriye'nin doğsuunda 10 binlerce insanın hapsolduğu alanda can pazarı yaşandı. Kaçan aileler sokaklarda perişan. Bu temaslar neticesinde kısmi ateşkes tesis edildi. Siviller İdlib'e götürülmek üzere tahliyeleri başlandı. 7 bin 500'ün üzerinde kişi İdlib'e götürüldü ve hayatları kurtarıldı. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti olarak AFAD ve Kızılay olarak 80 bin göçmen için hazırlıklarımızı başlatmış bulunuyoruz. İlk olarak 10 bin kişilik çadırkent tüm temel ihtiyaçlar karşılanacak.

HALEP TARİHE KARA LEKE OLARAK DÜŞMÜŞTÜR

Bu acıları bu feryatları katliamları dünyanın bir çok ülkesi sadece seyrediyor. Tıpkı daha önce balkanlarda, Gazze'de olduğu gibi. Halep bu asrın tarihine daha şimdiden kara bir leke olarak kaydolmuştur. Biz konuşmaktan işbirliğinden yanayız. Temel felsefemiz düşmanlıklarımızı azaltmak dostulklarımızı çoğaltmak. Türkiye olarak dış politikamızda özellikle bölgedeki duruşumuz çok nettir. Irak'ta söylediğimiz şudur. Musul DEAŞ'tan temizlenmelidir.

Irak güvenlik kuvvetlerine gerekli desteği yapmayı teklif ettik. Buradaki hassasiyetimiz gerek Musul'un Telafer'in DEAŞ terör örgütlerinden temizlenmesi ile birlikte meydana gelecek Şii Milis gruplarca etnik katliamın önüne geçmek değişime yönelik yapılan çalışmalardır. Musul, Musulluların olmalıdır, Telafer'deki yapı asla değiştirilmemelidir. Suriye için de görüşümüz çok nettir. türkiye olarak bizim Suriye'nin toprak bütünlüğü ile ilgili herhangi bir sorunumuz yoktur. Toprak bütünlüğü sağlanmalıdır, Suriye Suriyelilerin olmalıdır.

ADI NE OLURSA OLSUN BUNLARIN ALAYI TERÖRİSTTİR

Fırat Kalkanı'nın amacı bir yandan DEAŞ terör örgütüne karşı temizliği yapmak diğer yandan Güney hudutlarımızdan ülkemize yönelen terör unsurlarını temizlemek ve engellemektir. Bizim meselemiz Irak'ta Suriye'de yaşanan Kürtlerle değildir. Kürtlerle hiç bir meselemiz yok. Bizim meselemiz Kürtleri de Arapları da Türkmenleri de terör marifetiyle rahatsız eden yerinden yurdundan eden PKK onun uzantıları PYD ve YPG iledir. Bunun mutlaka bilinmesinde fayda vardır. Bazen bu konu maalesef farklı şekilde dünya kamuoyuna anlatılmakta adeta biz Suriye'deki Irak'taki kürtlere karşı düşman olduğumuz algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Burada söylemek istediğimiz şudur. Adı PKK, YPG olsun bunların alayı teröristtir asla ve asla bizim nezdimizde hiç bir yerleri yoktur.

UMARIM ABD HATASINDAN ERKEN DÖNER

Soruyorum, El Kaide'yi bitirmek için Taliban'ı kullandınız. Şimdi Taliban'ı yok etmek için neyi kullanacaksınız? Umarım ABD'nin yeni yönetimi bu fahiş hatadan dönecek ve Türkiye'nin uyarılarına erken kulak verecektir d iye düşünüyorum.

AB İÇİN ŞİMDİ LAF DEĞİL İCRAAT ZAMANIDIR

Biz de AB'nin gidişinden kaygılıyız: Bütün bu olanlardan sonra AB'de hala vizyon sahibi birliğin geleceğini düşünen liderler olmaya devam edecektir. türkiye verdiği her sözün arkasında durmuştur şimdi zaman AB'nin verdiği sözlerin arkasında durma zamanıdır vizeyi kaldırma zamanıdır Gümrük Birliği'ni güncelleme zamanıdır söz verdiği göçmenlere mültecilere yönelik yardımları gönderme zamanıdır, laf değil şimdi icraat zamanıdır.

Tarihler arasında yüzde 4,3 mü büyük 5,9 mu büyük? Türkiye'nin dünya ticaretinden aldığı pay binde 5'in altındaydı şimdi binde 96'ya çıkmıştır. Bütçenin faize gittiği, konusu burada gündeme geldi. Bütçe'nin ne kadarı faize gitmiş 2002'de rakamlarla söylerseniz başka bir şey oranlarla söylerseniz başka bir şey. Asıl olan oranlardır. Yüzde 43 2002 yılında gelmişiz 2015'e bütçenin bu kez yüzde 10,5'u faize gider hale gelmiş. 2016'ya gelmişiz yüzde 8,9'u faize gitmiş. Şimdi soruyorum yüzde 43 nere yüzde 8,9 nere?

Şimdi, faiz eğer yüzde 43 oranında devam etseydi daha çok ödeyecektik. Aradaki fark daha fazla olacaktı. Yatırıma ayıracağımız sağlığa ayıracağımız ulaşıma ayıracağımız sosyal desteğe ayıracağımız paralar daha fazla olacaktı. Peki şimdi ne oldu faize gitti de ne oldu?

2002'de yüzde 43 2016'da yüzde 8,9. Yüz liralık verginin 86 lirası faize gidiyordu. Şimdi 11 lirası faize gidiyor. Geriye kalanına bölünmüş yol yapıyoruz tünel yapıyoruz hastane yapıyoruz okul yapıyoruz stadyum yapıyoruz. Memleketin milletin ihtiacı olan eserleri yapıyoruz.

Bölünmüş yollar iki gidişi iki gelişi olan otoyol kalitesindeki yollardır. dolayısıyla bölünmüş yollara biz bugüne kadar harcadığımız miktar 130 milyar lira. Bunun için 18 bin 500 km bölünmüş yol yaptık. Bunun içinde sadece yol yok, tünel var viyadük var sanat yapısı var menfezler var. Bölünmüş yolların bir yıl içerisinde zamandan ve yakıttan sağladığı tasarruf 20 milyar lira. Sadece iki kalemden bahsediyorum. Ayrıca daha az egzoz havaya verildiği için dur kalk omadığı için 3,5 milyon ton karbondioksit gazı atmosfere verilmemiş ve çevre kirliliğinin önüne geçmiştir.

YOLLARI BÖLERİZ TÜRKİYE'Yİ BÖLDÜRTMEYİZ

Bölünmüş yollar sonrası ölümlü kazalarda yüzde 62 azalma olmuştur.Yolları böldük hayatları kurtardık. Yolları böldük milleti birleştirdik, yolları böleriz Türkiye'yi  böldürtmeyiz.

Demiryollarını Ankara Konya'ya hızlı tren yapmışız, Ankara İstanbul hızlı tren yapmışız, Konya Karaman bitmek üzere Karaman Ulukışla Mersin inşaatı başladı Ankara Afyon İzmir hattı yapılıyor daha çok var zamanım daraldı. Baraj olarak 53 yılda 128 tane baraj yaptık 30 metre yüksekliği olan barajlardan bahsediyoruz. 300 metreye yakın gövde yüksekliği olan baraj bunlar. Nihayet eğitimde 270 bin yeni derslik açarak eğitimde öğrenci sayımızı büyükşehirler dışında 25'in altına düşürmüşüz. Hedef okul öncesi eğitimi 2019'a kadar yüzde yüze çıkarmak, tek tedrisata geçmek.

Daha bir çok örnek var bütün bunları geçiyorum zamanım çok azaldı. Tabi yapılan iş çok olunca zaman yetmiyor. Tabii ki bu ülke için Türkiye için bugüne kadar taş üstüne taş koyan emeği olan herkese milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum. Bu da bir vefa borcudur yerine getirmemiz lazım.

Bir ekonomik kriz var, 8 Kasım'dan itibaren küresel anlamda piyasalarda bir dalgalanma var. Bu dalgalanma Türkiye'nin krizi değildir. 2000-2001 Türkiye'nin kriziydi. 2008-2009'la başlayan kriz küresel bir krizdir. 2006'da yaşadık atlattık, 2010'da yaşadık atlattık, 2013'te Gezi'de yaşadık onu da atlattık. Şimdi ülkelerin tamamı paralarında bir değer kaybı oldu Türkiye de bunlar arasında. Bizim Anadolu'da bir laf var. Elle gelen düğün bayram. Buna karşı tedbirimizi alıyoruz. Bunlar gelip geçecek. Bunlara göre geleceğimizi inşaa edemiyz ama tedbirimizi almak zorundayız.

ESKİDEN DOLAR ALMAK İÇİN VARDI KUYRUK ŞİMDİ BOZDURMAK İÇİN

65. hükümetin programında dedik ki bizim önceliğimiz reel sektör. Üreten, istihdam oluşturan ve ürettiğini satarak ülkenin refahına katkı yapan sektörlere öncelik vereceğiz. Buna yönelik bir dizi tedbir aldık. Bir yandan darbecilerle mücadele ettik bir yandan da bu mecliste çalışarak Türkiye'nin gelceeği ile ilgili çok önemli kararlar aldınız. Vatandaşlar iş alemi ile barıştık uzlaştık. Bugüne kadar SSK borcu olan vergi borcu olan gümrükte borcu olan 124 milyar lira 10 milyon vatandaşımız borcunu yeniden yapılandırmak için yeniden başvurdu. Bir ay içerisinde 14,5 milyar lirası kasaya girdi. Bu kadar kriz olan bir ülkede bu iş olur mu vatandaş para ödemek için kuyruğa girer mi? Eskiden de dolar satın almak için kuyruk vardı şimdi dolar bozdurmak için kuyruk var. Bu güven ve istikrarın bir yansımasıdır.

8 Aralık'ta aldığımız kararla iş alemine yeni kredi hacmi oluşturduk. Dedik ki biz fazla tedbir alalım dedik biz dedik 40 milyar mı istiyorsunuz buyrun 250 milyar lira. Güven ve istikrar Türkiye'nin geleceğinin teminatıdır. Dünyanın her yerinde yaprak kımıldamazken Türkiye büyük projeleri hayata geçiriyor. Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Marmaray ve önümüzdeki Salı günü Avrasya Tüneli'ni açıyoruz.

Meclis'te 2017 bütçesi kabul edildi

Meclis'te 2017 bütçesi kabul edildi

Güçlü yönetim güçlü Meclis güçlü istikrar

Güçlü yönetim güçlü Meclis güçlü istikrar

AK Parti, cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili değişikliğin halka anlatılması için kampanya başlatacak. Bu kapsamda yeni sistemin, güçlü yönetim, güçlü Meclis ve güçlü istikrar getireceği vurgulanacak

Cumhurbaşkanlığı sistemi için hazırlanan anayasa değişiklik teklifinin, 20 Aralık'ta TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşülmesi bekleniyor. AK Parti kulislerinde teklifin TBMM Genel Kurulu'ndan sorunsuz şekilde geçeceği değerlendirmeleri yapılıyor. Referandum öncesi uygulanacak kampanya için de çalışmalar başladı. AK Parti yönetimi, cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte anayasada yapılacak değişikliklerin halka doğru şekilde anlatılmasının önemi üzerinde odaklandı. Bunun için de özellikle gençlik ve kadın kolları teşkilatlarının seferber etmeye hazırlanıyor. Gençler ve kadınlar, illerde farkındalık oluşturarak, sistemin Türkiye'ye katacağı gücü anlatacak. Referandum kampanyalarında ise vatandaşa istikrarı ve gücü merkezine alan mesajlar verilecek. Yeni sistemin terör ve ekonomik saldırılara karşı güçlü bir yönetim sağlayacağı, güçlü siyaset sayesinde devletin bekası için faydalı olacağı fikri işlenecek.

MECLİS DENETLEYECEK
Halka verilecek önemli mesajlardan biri de sistemin Meclis'i daha da güçlü hale gelmesi olacak. Meclis'in denetim yetkisinin artacağı, Cumhurbaşkanı'nı da daha çok denetleyebileceği anlatılacak. İstikrarın Türkiye içen ne kadar önemli olduğu, dövizdeki dış kaynaklı dalgalanmaya karşı güçlü siyasetin getireceği güçlü istikrar da hatırlatılacak. Diğer yandan parti tabanında yeni sistemi tam olarak anlamadığı düşünülen yüzde 10 civarında olduğu tahmin edilen kesime de doğrudan ulaşılarak, yeni sistemin Türkiye için sağlayacağı faydalar bire bir iletişimle anlatılacak.

 

: 'taki saldırısında nın kimliği belli oldu!

Son dakika: Beşiktaş'taki terör saldırısında bombacının kimliği belli oldu!

gelen bilgilere göre, 'taki hain saldırısında kendini patlatan canlı bombanın alınan DNA örneği ile eşleşmesi sonucu Burak Y. olduğunu tespit etti.

İstanbul 'ta yaşanan ve 44 kişinin şehit olduğu hain saldırıda kendini patlatan canlı bombanın alınan DNA örneği ile eşleşmesi sonucu Burak Y. olduğunu tespit etti.

BOMBACININ KİMLİĞİ BELLİ OLDU

İstanbul Beşiktaş'ta 44 kişinin şehit olmasıyla sonuçlanan çifte bombalı saldırıya ilişkin soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında kendini canlı bomba olarak patlatan istlerden birinin kimliği netleşti. Olay yeri ve çevresindeki kamera görüntülerinin incelenmesi ve canlı bombanın kendisini patlattığı yerdeki delillerin araştırılması sonrasında, Terörle Mücadele ekipleri şüphelenilen 3 aileden DNA örnekleri aldı. Alınan örnekler neticesinde bombalı aracın patlamasından 45 saniye sonra, bayıldım yokuşunda polisin müdahalesi sonrasında sırt çantasındaki bomba düzeneğini infilak ettiren PKK'lı teröristin Şanlıurfa Suruç nüfusuna kayıtlı Burak Y. olduğu anlaşıldı.

Kimliği belirlenen teröristin 20 yaşında olduğu ve örgüt içerisinde "Erdal" kod adını kullandığı anlaşılırken polis canlı bombanın kimliği üzerinde ve bağlantılarıyla ilgili yeni çalışma başlattı.

56 YARALININ TEDAVİLERİ SÜRÜYOR

İstanbul Valiliği ise terör saldırısı sonrası hastanelerde 56 yaralının tedavisinin devam ettiğini bildirdi.

Valilikten yapılan açıklamada, Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında meydana gelen saldırıda yaralananların kentteki çeşitli hastanelerde tedavilerinin sürdüğü belirtildi.

Açıklamada, "10 Aralık'ta Beşiktaş ilçemizde gerçekleşen menfur terör saldırısı sonrası bugün 19.00 itibarıyla hastanelerimizde 56 yaralımızın tedavisine devam edilmektedir. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz." ifadeleri kullanıldı.

Milletin parasını ihanete harcadılar

Milletin parasını ihanete harcadılar

İddianameden: Örgüt talimat verdi, yaptı. İhale konusu olmadığı halde su, elektrik bağlanıp örgüte tahsis edildi. Bombalar burada zulalandı

Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, terör soruşturması kapsamında 30 Ekim'de cezaevine gönderilen eski Meclis üyesi ile 6'sı tutuklu 51 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, 2 yıl önce Dicle ilçesine bağlı Kurşunlu köyü mezrasında terör örgütü /'nın talimatları doğrultusunda sözde "şehitlik" için çalışma yapıldığı bildirildi. 5 Kasım 2015'teki operasyonlarda temizlenen sözde şehitlikle ilgili tespitlerin de yer aldığı iddianamede milletin parasıyla gerçekleştirilen ihanetler tek tek anlatıldı:

HALKA YOK, TERÖRİSTE VAR
Şüpheli terör yandaşları, siyasi güçlerini ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin imkanlarını kullanarak terör yandaşları için çadır kurdu.
Dicle ilçesine bağlı Kurşunlu köyünde kurulan nın örgüt yandaşlarınca korunması amacıyla kurulan çadırlar, bölgeye yakın yerde kalekol ve baraj inşaatlarının yapımını protesto etmek için de kullanıldı.
Terörist mezarlıklarının zemin düzleme çalışmalarının yapıldığı da yine iddianamede yer aldı.
Soruşturma kapsamında mezarlık inşaatında çalışan iş makinesi ve malzeme getiren araçların da belediyeye ait olduğu belirlendi.

TALİMAT PKK'DAN
İddianamede, yatırım ve ihale programında olmadığı halde terörist mezarlığı için Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (DİSKİ) imkanları kullanılarak, bölgeye içme suyu için kuyu açılmasının sağlandığı belirtildi. Hainler kuyunun kullanılabilmesi amacıyla jeneratör de tahsis etti. Dicle Elektrik Dağıtım AŞ'den (DEDAŞ) de talepte bulunularak elektrik bağlantısı yapılması sağlandı.
Hainler belediye imkanlarıyla yapılan mezarlık denetimini ise bizzat 21 Temmuz 2014'te Anlı yaptı. Ziyarete dair görseller de iddianamede yer aldı.
İddianamede, Anlı'nın terör örgütü PKK elebaşılarının telsizden verdikleri talimatlar doğrultusunda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin imkanlarını kullandığı yer aldı.

89 YIL İSTENDİ
İddianamede, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Fırat Anlı hakkında, 31,5 yıldan 89 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 50 sanık ise "silahlı terör örgütüne üye olmak", "terör örgütü propagandası yapmak", "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçlarından yargılanacak.

YERLE BİR EDİLMİŞTİ
5 Kasım 2015'teki operasyonlarda Dicle Kurşunlu'daki hainler mezarlığına operasyon düzenlenmişti. Operasyonda 16 noktada 31 tüp ve el yapımı patlayıcı düzenekleri bulunurken, alanı örgütün bomba yapımında kullandığı tespit edilmişti.

OPERASYON DEVAM EDİYOR
Siirt'te düzenlenen terör operasyonunda DBP'li Veyselkarani Belediye Başkanı Enes Cengiz ve Baykan Belediye Meclis üyesi Selva Erdoğan gözaltına alındı.

: 'taki saldırısında nın kimliği belli oldu!

Son dakika: Beşiktaş'taki terör saldırısında bombacının kimliği belli oldu!

gelen bilgilere göre, 'taki hain saldırısında kendini patlatan canlı bombanın alınan DNA örneği ile eşleşmesi sonucu Burak Y. olduğunu tespit etti.

İstanbul 'ta yaşanan ve 44 kişinin şehit olduğu hain saldırıda kendini patlatan canlı bombanın alınan DNA örneği ile eşleşmesi sonucu Burak Y. olduğunu tespit etti.

BOMBACININ KİMLİĞİ BELLİ OLDU

İstanbul Beşiktaş'ta 44 kişinin şehit olmasıyla sonuçlanan çifte bombalı saldırıya ilişkin soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında kendini canlı bomba olarak patlatan istlerden birinin kimliği netleşti. Olay yeri ve çevresindeki kamera görüntülerinin incelenmesi ve canlı bombanın kendisini patlattığı yerdeki delillerin araştırılması sonrasında, Terörle Mücadele ekipleri şüphelenilen 3 aileden DNA örnekleri aldı. Alınan örnekler neticesinde bombalı aracın patlamasından 45 saniye sonra, bayıldım yokuşunda polisin müdahalesi sonrasında sırt çantasındaki bomba düzeneğini infilak ettiren PKK'lı teröristin Şanlıurfa Suruç nüfusuna kayıtlı Burak Y. olduğu anlaşıldı.

Kimliği belirlenen teröristin 20 yaşında olduğu ve örgüt içerisinde "Erdal" kod adını kullandığı anlaşılırken polis canlı bombanın kimliği üzerinde ve bağlantılarıyla ilgili yeni çalışma başlattı.

56 YARALININ TEDAVİLERİ SÜRÜYOR

İstanbul Valiliği ise terör saldırısı sonrası hastanelerde 56 yaralının tedavisinin devam ettiğini bildirdi.

Valilikten yapılan açıklamada, Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında meydana gelen saldırıda yaralananların kentteki çeşitli hastanelerde tedavilerinin sürdüğü belirtildi.

Açıklamada, "10 Aralık'ta Beşiktaş ilçemizde gerçekleşen menfur terör saldırısı sonrası bugün 19.00 itibarıyla hastanelerimizde 56 yaralımızın tedavisine devam edilmektedir. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz." ifadeleri kullanıldı

'den 'ye teşekkürü

ABD'den Türkiye'ye Halep teşekkürü

'nin BM Daimi Temsilcisi Power: 'ye bu insanların hayatını kurtarmak için ortaya koyduğu liderlik ve durmak bilmeyen çabaları için teşekkür ediyoruz. Fransa'nın, 'ten tahliyelerin uluslararası gözlemcilerin denetiminde güvenli bir şekilde yapılmasını öngören karar tasarısı BMGK'da oylanacak.

'nin BM Daimi Temsilcisi Samantha Power, 'in doğusunda kuşatma altındaki halkın tahliyesine ilişkin çabaları değerlendirirken, "'ye bu insanların hayatını kurtarmak için ortaya koyduğu liderlik ve durmak bilmeyen çabaları için teşekkür ediyoruz." dedi.

BM Güvenlik Konseyi, Fransa ve Almanya'nın talebi üzerine, Halep'teki gelişmeleri ve tahliyeleri görüşmek üzere kapalı oturum düzenledi.

Oturumun ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Power, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü Stephen O'Brien'ın konsey üyelerine Halep'in doğusundaki insani durum ve tahliyelere ilişkin brifing verdiğini söyledi.

Halep'teki tahliye çabalarının İran destekli milisler ve rejim destekçilerinin şiddeti nedeniyle durduğuna dikkati çeken Power, "Türkiye'nin liderliğinde tahliye planları için ilan edilen ateşkes, bu sabaha kadar devam ederken, tahliyelerin askıya alındığı haberleri geldi. Türkiye'ye bu insanların hayatını kurtarmak için ortaya koyduğu liderlik ve durmak bilmeyen çabaları için teşekkür ediyoruz." ifadesini kullandı.

Halep'in doğusunda, kuşatma altındaki Suriyelilerin soğuk ve açlıkla mücadele ettiğini ve bombaların hedefinde olduğunu anımsatan Power, tahliye anlaşmasının en kısa sürede tekrar devreye sokulması gerektiğini vurguladı.

Power, Halep'ten kaçan yaralı, aç sivillere ateş açılmasının ile "alçakça" olduğu değerlendirmesinde bulundu.

FRANSA'DAN "TAHLİYELER ULUSLARARASI GÖZLEMCİLERİN DENETİMİNDE YAPILSIN" TEKLİFİ

Fransa'nın BM Daimi Temsilcisi Francois Delattre ise Halep'ten tahliyelerin uluslararası gözlemcilerin denetiminde güvenli bir şekilde yapılmasını öngören karar tasarısının BMGK'da oylanacağını söyledi.

Power da ABD'nin, Fransa'nın karar tasarısına destek vereceğini belirterek, "Bu karar tasarısı sahadaki insani yardım çalışanlarının ve Türkiye'nin çabalarına da katkı sağlayacak." diye konuştu.

Fransa'nın girişimiyle hazırlanan karar tasarısının bu hafta sonu BMGK'da oylanması bekleniyor.

Power, Rusya'nın, BM Güvenlik Konseyi'nde bu karar tasarısını da veto etmesi durumunda BM Genel Kurulu'nda özel bir oturum düzenlenmesi için çalışacaklarını ifade etti.

İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Matthew Rycroft da sahada gözlemcilerin bulunmasının, yaşanan vahşeti engelleyemeye yardımcı olacağı değerlendirmesinde bulundu.

Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vitaly Churkin ise Halep'te gözlemcilerin görevlendirilmesinin haftalar süreceğini söyledi.

o anları anlattı

Zekai Aksakallı o anları anlattı

15 Temmuz'da darbeci askerlerin Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmesine yönelik yürütülen soruşturma tamamlanarak, iddianame hazırlandı. İddianamede müşteki olarak yer alan, darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin öldürülme emrini vererek kalkışmanın seyrini değiştiren Özel Kuvvetler Komutanı , kendisini kaçırmak isteyen darbecilerin elinden nasıl kurtulduğunu ve sonrasında ile yaptıkları telefon görüşmelerini anlattı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Cumhuriyet Savcısı Velihattin Eldemir tarafından hazırlanan iddianamede, 69 şüphelinden 38'i için, 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 42.5 yıla kadar hapis, 31 sanık için ise 3'er kez müebbet ve 22.5 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede o gece şehit edilen Astsubay Kıdemli Başçavuş 'in yakınları ve Halisdemir'e Semih Terzi'nin öldürülmesi emrini veren Özel Kuvvetler Komutanı müşteki olarak yer aldı.

'TOPLANTIDA ORGENERAL YAŞAR GÜLER'İN ÖNÜNE BİR NOT BIRAKILDI'

Zekai Aksakallı'nın iddianamede, olay gününü anlattığı ifadesi 9 sayfa tuttu. İfadesinde, 15 Temmuz'da, saat 14.00'te Genelkurmay İkinci Başkanı başkanlığında yapılacak yıllık 'Terörle Mücadele' toplantısına katılmak için Özel Kuvvetler komutanlığı kışlasından, öğlen saatlerinde ayrıldığını anlatan Zekai Aksakallı, "Darbeci general Semih Terzi, öğleden önce babasının rahatsızlığını ifade ederek izin talebinde bulunması üzerine o güne planlı Özel Kuvvetler kurye uçağından istifade ederek Ankara'ya gelmesine müsaade ettim. Aynı gün saat 14.00'te Genelkurmay karargahındaki 'Terörle Mücadele' toplantısı başladı. Tam saatini hatırlamıyorum ama 16.00-17.00 arasında Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in önüne bir not bırakıldı. Bunun üzerine Yaşar Güler toplantıdan ayrıldı. Toplantı devam ederken, toplantıya başkanlık eden Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar'a da bir not iletildi. O da toplantıdan ayrılınca bir şeyler olduğu şüphesiyle, toplantıya başkanlık eden Genelkurmay MEBS başkanı Uğur Tarçın'dan izin alarak geri dönmek üzere toplantıdan ayrıldım" dedi.

'ARBEDE SIRASINDA EŞİM KOLUNDAN YARALANDI'

Neler olduğunu anlamak isterken Genelkurmay'da MİT görevlilerinin de olduğunu öğrendiğini, komutanlarla da görüşemediğini anlatan Aksakallı, "Bir arkadaşımın kızının düğünü olması nedeniyle karargahtan ayrılıp evime gittim. Saat 20.00'da Beştepe'de bulunan Gazi Orduevi'ndeki düğüne gitmek üzere eşim ve araç şoförü Aykut Yurtseven ile sivil makam aracımla evden çıktık. Saat 20.15 sularında salona ulaştık. Düğün bitimi saat 21.30 sularında düğün salonundan çıkarken kapının önünde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi gördüm. Elinde telefon ile bir yeri aramaya çalışıyordu. Bana, 'Genelkurmaya ulaşamıyorum, herhalde siber saldırı var? Nedir?' dedi. Sivil araca binerek orduevinden ayrıldık. Orduevinden anayola çıkışa yaklaşık 30-40 metre kala yamaç olan yolda siyah renkli Mercedes Vito marka bir minibüs hızla yanımızdan geçerek ani frenle önümüzde durdu. Bulunduğum araç da ani fren yaparak, Vito'nun arkasında tampon tampona sarsıntılı bir şekilde durdu. Aynı zamanda arabanın soluna gri renkli bir binek araç yaklaştı. Vito'dan inen sivil giyimli iki kişi, oturduğum sağ arka kapıya yaklaşarak, camdan 'bizimle geleceksiniz' dedi. Bu iki kişinin birinin elinde silah vardı ve silahı yere doğru tutuyordu. Kapıyı açıp araçtan inmeye çalışan şoförüme 'araçtan inme, kapıları kilitle' talimatı verdim. Camdan onlarla konuşurken kolumu çekiştirdiler. Bunun üzerine eşim yanımdan önüme atlayınca sol kolundan yaralandı. Bunun üzerine 'şerefsizler durun geliyorum' diyerek sağ arka kapıyı açarak inecek gibi yaptım. Sağ ayağımla öndekine tekme atınca, ikisi birden sendeledi. Geri viteste bekleyen şoförüm hızlı hareket edince kıskaçtan kurtulduk. İleride kavşakta bekleyen üçüncü bir araç olduğunu fark ettim. O da yolu yarım kapatmıştı, o araçtan da sıyrılarak ana yoldan Çukurambar istikametine doğru ilerledik. Elinde silah olan kişi Kurmay Albay Fatih Yarımbaş olduğunu daha sonra anladık. Olaydan sonra aracın tamponunda bir adet kurşun deliği olduğunu tespit ettik" dedi.

'ALBAY ÜMİT BAK, DARBE EMİRLERİNE UYACAĞINI SÖYLEDİ'

İfadesinde olaydan sonra aradığı birçok komutana ulaşamadığını anlatan Aksakallı, "Özel Kuvvetler Nöbetçi Amiri Yarbay Ümit Koçak'ı arayarak Özel Kuvvetler Komutanlığı Kışlasına gitmek için zırhlı araç ve koruma timi istedim" dedi.

Yaptığı telefon görüşmelerini detaylı şekilde anlatan Aksakallı, en son evinden, askeri telefondan Özel Kuvvetler Harekat Merkezini arayıp, Vardiya amiri Yarbay Mehmet Ali Çelik ile görüştüğünü, Çelik'in Genelkurmay'dan mesaj geldiğini, kendisinin Özel Kuvvetler Komutanı görevinden alınarak yerine Semih Terzi'nin atandığını söylediğini belirterek şunları söyledi:

"Görevden alınma mesajının okunmasını istedim. Mesajı okuması üzerine mesajın geçerliliğinin olmadığını, Özel Kuvvetler Komutanı'nın halen ben olduğumu, mesaja itibar etmemelerini, ettikleri takdirde hata yapmış olacaklarını ve bu hatanın bedelinin ağır olacağını ifade ettim. Bu esnada Albay Ümit Bak telefonu aldı. Yaptıkları hatadan derhâl vazgeçmelerini, sonucunun çok ağır olacağını, bir an evvel normale dönmeleri emrini verdim. Darbeci Albay Ümit Bak da önündeki darbe mesaj emirlerini ifade ederek, bu emirlere uyacağını, artık benden emir almayacağını ısrarla, tehditli ikazlarıma rağmen Semih Terzi'nin emirlerine uyacağını söyledi. Konutumun bulunduğu bölgeden, uçakların alçak uçuş yapması ve Kara Harp Okulu tarafından helikopter sesleri gelmesi üzerine bir süre cam ve kapılardan uzak koridor bölgesinden irtibatları sağladım."

'HELALLİK İSTEDİĞİM HALİSDEMİR, 'SONUNA KADAR HELAL OLSUN BAŞÜSTÜNE KOMUTANIM' DEDİ'

Daha sonraki gelişmeleri uzun uzun anlatan Aksakallı, çok güvendiği Ömer Halisdemir'le 8 defa telefonla görüştüklerini belirterek, "Ömer Halisdemir'e fırsatını bulması halinde Albay Ümit Bak'ı öldürmesi için talimat verdim. Son görüşmemizde Semih Terzi'nin hain olduğunu, darbeci olduğunu, vatanımız ve milletimiz adına onu vurması emrini verip, bunun sonunda şahadet olduğunu söyleyip, Hakkını helal etmesini istedim. O da 'sonuna kadar helal olsun, başüstüne komutanım' dedi ve helalleştik" diye ifade verdi.

Aksakallı'nın 9 sayfalık ifadesinde yaptığı görüşmeler ve o gece yaşadığı olaylar detaylı şekilde yer aldı..

o anları anlattı

Zekai Aksakallı o anları anlattı

15 Temmuz'da darbeci askerlerin Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmesine yönelik yürütülen soruşturma tamamlanarak, iddianame hazırlandı. İddianamede müşteki olarak yer alan, darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin öldürülme emrini vererek kalkışmanın seyrini değiştiren Özel Kuvvetler Komutanı , kendisini kaçırmak isteyen darbecilerin elinden nasıl kurtulduğunu ve sonrasında ile yaptıkları telefon görüşmelerini anlattı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Cumhuriyet Savcısı Velihattin Eldemir tarafından hazırlanan iddianamede, 69 şüphelinden 38'i için, 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 42.5 yıla kadar hapis, 31 sanık için ise 3'er kez müebbet ve 22.5 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede o gece şehit edilen Astsubay Kıdemli Başçavuş 'in yakınları ve Halisdemir'e Semih Terzi'nin öldürülmesi emrini veren Özel Kuvvetler Komutanı müşteki olarak yer aldı.

'TOPLANTIDA ORGENERAL YAŞAR GÜLER'İN ÖNÜNE BİR NOT BIRAKILDI'

Zekai Aksakallı'nın iddianamede, olay gününü anlattığı ifadesi 9 sayfa tuttu. İfadesinde, 15 Temmuz'da, saat 14.00'te Genelkurmay İkinci Başkanı başkanlığında yapılacak yıllık 'Terörle Mücadele' toplantısına katılmak için Özel Kuvvetler komutanlığı kışlasından, öğlen saatlerinde ayrıldığını anlatan Zekai Aksakallı, "Darbeci general Semih Terzi, öğleden önce babasının rahatsızlığını ifade ederek izin talebinde bulunması üzerine o güne planlı Özel Kuvvetler kurye uçağından istifade ederek Ankara'ya gelmesine müsaade ettim. Aynı gün saat 14.00'te Genelkurmay karargahındaki 'Terörle Mücadele' toplantısı başladı. Tam saatini hatırlamıyorum ama 16.00-17.00 arasında Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in önüne bir not bırakıldı. Bunun üzerine Yaşar Güler toplantıdan ayrıldı. Toplantı devam ederken, toplantıya başkanlık eden Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar'a da bir not iletildi. O da toplantıdan ayrılınca bir şeyler olduğu şüphesiyle, toplantıya başkanlık eden Genelkurmay MEBS başkanı Uğur Tarçın'dan izin alarak geri dönmek üzere toplantıdan ayrıldım" dedi.

'ARBEDE SIRASINDA EŞİM KOLUNDAN YARALANDI'

Neler olduğunu anlamak isterken Genelkurmay'da MİT görevlilerinin de olduğunu öğrendiğini, komutanlarla da görüşemediğini anlatan Aksakallı, "Bir arkadaşımın kızının düğünü olması nedeniyle karargahtan ayrılıp evime gittim. Saat 20.00'da Beştepe'de bulunan Gazi Orduevi'ndeki düğüne gitmek üzere eşim ve araç şoförü Aykut Yurtseven ile sivil makam aracımla evden çıktık. Saat 20.15 sularında salona ulaştık. Düğün bitimi saat 21.30 sularında düğün salonundan çıkarken kapının önünde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi gördüm. Elinde telefon ile bir yeri aramaya çalışıyordu. Bana, 'Genelkurmaya ulaşamıyorum, herhalde siber saldırı var? Nedir?' dedi. Sivil araca binerek orduevinden ayrıldık. Orduevinden anayola çıkışa yaklaşık 30-40 metre kala yamaç olan yolda siyah renkli Mercedes Vito marka bir minibüs hızla yanımızdan geçerek ani frenle önümüzde durdu. Bulunduğum araç da ani fren yaparak, Vito'nun arkasında tampon tampona sarsıntılı bir şekilde durdu. Aynı zamanda arabanın soluna gri renkli bir binek araç yaklaştı. Vito'dan inen sivil giyimli iki kişi, oturduğum sağ arka kapıya yaklaşarak, camdan 'bizimle geleceksiniz' dedi. Bu iki kişinin birinin elinde silah vardı ve silahı yere doğru tutuyordu. Kapıyı açıp araçtan inmeye çalışan şoförüme 'araçtan inme, kapıları kilitle' talimatı verdim. Camdan onlarla konuşurken kolumu çekiştirdiler. Bunun üzerine eşim yanımdan önüme atlayınca sol kolundan yaralandı. Bunun üzerine 'şerefsizler durun geliyorum' diyerek sağ arka kapıyı açarak inecek gibi yaptım. Sağ ayağımla öndekine tekme atınca, ikisi birden sendeledi. Geri viteste bekleyen şoförüm hızlı hareket edince kıskaçtan kurtulduk. İleride kavşakta bekleyen üçüncü bir araç olduğunu fark ettim. O da yolu yarım kapatmıştı, o araçtan da sıyrılarak ana yoldan Çukurambar istikametine doğru ilerledik. Elinde silah olan kişi Kurmay Albay Fatih Yarımbaş olduğunu daha sonra anladık. Olaydan sonra aracın tamponunda bir adet kurşun deliği olduğunu tespit ettik" dedi.

'ALBAY ÜMİT BAK, DARBE EMİRLERİNE UYACAĞINI SÖYLEDİ'

İfadesinde olaydan sonra aradığı birçok komutana ulaşamadığını anlatan Aksakallı, "Özel Kuvvetler Nöbetçi Amiri Yarbay Ümit Koçak'ı arayarak Özel Kuvvetler Komutanlığı Kışlasına gitmek için zırhlı araç ve koruma timi istedim" dedi.

Yaptığı telefon görüşmelerini detaylı şekilde anlatan Aksakallı, en son evinden, askeri telefondan Özel Kuvvetler Harekat Merkezini arayıp, Vardiya amiri Yarbay Mehmet Ali Çelik ile görüştüğünü, Çelik'in Genelkurmay'dan mesaj geldiğini, kendisinin Özel Kuvvetler Komutanı görevinden alınarak yerine Semih Terzi'nin atandığını söylediğini belirterek şunları söyledi:

"Görevden alınma mesajının okunmasını istedim. Mesajı okuması üzerine mesajın geçerliliğinin olmadığını, Özel Kuvvetler Komutanı'nın halen ben olduğumu, mesaja itibar etmemelerini, ettikleri takdirde hata yapmış olacaklarını ve bu hatanın bedelinin ağır olacağını ifade ettim. Bu esnada Albay Ümit Bak telefonu aldı. Yaptıkları hatadan derhâl vazgeçmelerini, sonucunun çok ağır olacağını, bir an evvel normale dönmeleri emrini verdim. Darbeci Albay Ümit Bak da önündeki darbe mesaj emirlerini ifade ederek, bu emirlere uyacağını, artık benden emir almayacağını ısrarla, tehditli ikazlarıma rağmen Semih Terzi'nin emirlerine uyacağını söyledi. Konutumun bulunduğu bölgeden, uçakların alçak uçuş yapması ve Kara Harp Okulu tarafından helikopter sesleri gelmesi üzerine bir süre cam ve kapılardan uzak koridor bölgesinden irtibatları sağladım."

'HELALLİK İSTEDİĞİM HALİSDEMİR, 'SONUNA KADAR HELAL OLSUN BAŞÜSTÜNE KOMUTANIM' DEDİ'

Daha sonraki gelişmeleri uzun uzun anlatan Aksakallı, çok güvendiği Ömer Halisdemir'le 8 defa telefonla görüştüklerini belirterek, "Ömer Halisdemir'e fırsatını bulması halinde Albay Ümit Bak'ı öldürmesi için talimat verdim. Son görüşmemizde Semih Terzi'nin hain olduğunu, darbeci olduğunu, vatanımız ve milletimiz adına onu vurması emrini verip, bunun sonunda şahadet olduğunu söyleyip, Hakkını helal etmesini istedim. O da 'sonuna kadar helal olsun, başüstüne komutanım' dedi ve helalleştik" diye ifade verdi.
Aksakallı'nın 9 sayfalık ifadesinde yaptığı görüşmeler ve o gece yaşadığı olaylar detaylı şekilde yer aldı..

'den özür diledi

 
CIA Türkiye'den özür diledi

'yi 'tan almakla suçlayan ve daha sonra yalan olduğu ortaya çıkan görüntülerle ilgili özür diledi.

Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, 'in 'den özür dilediğini açıkladı.

CIA Türkiye'yi terör örgütü 'tan almakla suçlamıştı.

CIA Türkiye’den özür diledi

SÜREÇ NASIL YAŞANMIŞTI?

CIA'in özür dilemesine neden olan olay 2014 yılında yaşandı.

ABD Dışişleri Bakanı John Keryy, 2014 yılında BM toplantısı sırasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na, "Biz de DEAŞ'ten petrol aldığınızın bilgileri var" dedi.

Çavuşoğlu, "John, size bilgi verenleri biliyoruz. Mısır ile ilişkilerimiz nedeniyle bize tepkili bazı Arap ülkeleri. Bu çok ciddi bir itham. Bana bunun belgelerini verin" diye tepki gösterdi.

Ancak ABD'den bir süre belge gelmedi.Çavuşoğlu, sonraki aylarda uluslararası toplantılarda görüşütğü Kerry'ye bu iddiasını hatırlattı.

Kerry, Çavuşoğlu'na bir dosya gönderdi. Dışişleri, dosyayı MİT'e iletti. Dosyanının içindeki iddia ve verilen koordinat araştırıldı. Koordinattaki yer, Kilis Belediyesi'nin asfalt şantiyesi çıktı.

Kerry, Çavuşoğlu'ndan bunun üzerine özür diledi. Ancak ABD özrünü kurumsal hale getirdi. CIA, resmi bir özür yazısını Türkiye'ye gönderdi.

CIA Türkiyeden özür diledi

Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA, Türkiye'den özür diledi

Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, Türkiye’yi DEAŞ’tan petrol almakla suçlayan CIA’in resmi olarak Türkiye'den özür dilediğini açıkladı. 2014 yılında Birleşmiş Milletler toplantısında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yanına gelen ABD Dışişleri Bakanı John Keryy'nin Bakan Çavuşoğlu’na "Türkiye’nin DEAŞ’tan petrol aldığına dair bilgiler var" dediği, bunun üzerine Bakan Çavuşoğlu’nun "Ben bu konuda sana bilgi veren ülkeleri biliyorum. Bu konuda da ciddi kampanya yapıyorlar. Böyle bir şey doğru değil. Madem elinde belge var, o zaman benimle paylaş" dediği ve birkaç gün sonra Keryy’e bunu tekrar hatırlattığı kaydedildi. Daha sonraki aylarda uluslararası bir toplantı sırasında Keryy’nin Çavuşoğlu’na bir belge verdiği ve bu belgenin araştırılması için Çavuşoğlu’nun talimat verdiği ifade edildi. İlgili birimler tarafından araştırılan dosyanın içinde yer alan koordinatların Kilis Belediyesinin asfalt şantiyesine ait olduğu ve bunun üzerine CIA’in Türkiye’den resmi olarak özür dilediği belirtildi.

Dışişleri kaynakları, El Nusra’nın biran evvel Halep’ten ayrılması konusunda muhaliflere uyarıda bulunulduğunu ve Halep’ten tahliye edilen bazı vatandaşların daha önce rejim ve destekçilerinin İdlib’i vurması sebebiyle İdlib’e gitmek istemediklerini, bu vatandaşların Türkiye sınırının diğer tarafında kurulacak kamplarda misafir edilebileceğini aktardı. Diğer taraftan, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Halep için 50 milyon euro göndereceği bilgisi edinildi.

 

Kâğıt yemeyi öğrenmişler

Kâğıt yemeyi öğrenmişler

’teki iddianamesinden sözleri: Aylık toplantıda ’in gündemle ilgili talimatlarını not almak için yenilebilen kâğıt kullanırdık. Polis baskını riskine karşı tatbikat yaparken bu kâğıtlar yedirilirdi

'te çoğunluğu akademisyen 18'i tutuklu 88 sanıklı davasının iddianamesi, 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede olan bir sanığın şu ifadeleri yer alıyor: Gülen'in onayı olmadan sivil, resmi ya da gayri resmi hiçbir adım atılmıyordu. Aylık toplantılarımızda her bölge kendi gündemini getirir, Gülen de, gündemle ilgili gerekli talimatlarını verirdi. Bu görüşmelerde bizim databank dediğimiz ve sekretarya görevi yapan, bilgisayar ve yazılım konularından iyi anlayan gençler vardı. Gülen'in talimatları, bu gençler tarafından arşivlenirdi. Talimatları ayrıca küçük not kağıtlarına yazardık ve ezberlerdik. Hatta yenilebilen kağıtlar var. Bu kağıtlar, tatbikat için, 'polis baskını var' denilerek bize yedirilirdi...

PARANIN YARISI ÖRGÜTE
Başka bir sanık ise örgütün, emniyet müdürlerine taltif vermek için üyelerden para topladığını anlatarak, "Taltifler yatırılmadan önce yetkili örgüt üyesi, müdürlerle görüşüp, kendisine yatırılacak taltif miktarını bildirir, ancak paranın yarısını himmet olarak örgüte vermesi talimatını verirdi. Onlar da, müdür seviyesine gelmiş oldukları için buna itiraz edemiyorlardı" dedi. Diğer bir tanık da örgüt üyesi kamu personeli tarafından usulsüz bir şekilde yapılan işlem sonucu alınan rüşvetin de "Haram olduğu" gerekçesiyle el sürmeden direkt örgüte aktarıldığını anlattı. Bir gizli tanık da "Gaziantep'te kaldığım 5.5 yıl boyunca temasta olduğum E.E. toplantı yapılacağını söyleyerek evimin anahtarını isteyip arka bahçede buluşmamızı söyledi. Anahtarı teslim ederken, elindeki 7-8 cep telefonunu bana verip, 'şu an evde askeri personel var. Bunlar da onların telefonu. Telefonları 1 saat arabanla gezdir' dedi. Ben de telefonları arabaya koyup, 1 saat şehirde dolaştım. Ayrılırken de 'hiçbir şey duymadın, görmedin' dedi" diye konuştu. İddianamede ayrıca, davanın tutuklu sanıklarından olan, 2012'de Gaziantep Üniversitesi'ndeki rektörlük ön seçimlerinde en yüksek oyu alan ancak dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanmayan, Celalettin Camcı'nın diplomasının örgüt elebaşısı Gülen'in yeğeninin evinden çıktığına da yer verildi.

Bugüne kadar örgüt talimatlarının yazıldığı birçok not bulundu. Niğde'deki cezaevi isyanı planıyla ilgili not (altta) ve F. Gülen'in yeğeni M. Mazher Gülen'e gönderdiği not onlardan ikisi.

'den 'ye teşekkürü

ABD'den Türkiye'ye Halep teşekkürü

'nin BM Daimi Temsilcisi Power: 'ye bu insanların hayatını kurtarmak için ortaya koyduğu liderlik ve durmak bilmeyen çabaları için teşekkür ediyoruz. Fransa'nın, 'ten tahliyelerin uluslararası gözlemcilerin denetiminde güvenli bir şekilde yapılmasını öngören karar tasarısı BMGK'da oylanacak.

'nin BM Daimi Temsilcisi Samantha Power, 'in doğusunda kuşatma altındaki halkın tahliyesine ilişkin çabaları değerlendirirken, "'ye bu insanların hayatını kurtarmak için ortaya koyduğu liderlik ve durmak bilmeyen çabaları için teşekkür ediyoruz." dedi.

BM Güvenlik Konseyi, Fransa ve Almanya'nın talebi üzerine, Halep'teki gelişmeleri ve tahliyeleri görüşmek üzere kapalı oturum düzenledi.

Oturumun ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Power, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü Stephen O'Brien'ın konsey üyelerine Halep'in doğusundaki insani durum ve tahliyelere ilişkin brifing verdiğini söyledi.

Halep'teki tahliye çabalarının İran destekli milisler ve rejim destekçilerinin şiddeti nedeniyle durduğuna dikkati çeken Power, "Türkiye'nin liderliğinde tahliye planları için ilan edilen ateşkes, bu sabaha kadar devam ederken, tahliyelerin askıya alındığı haberleri geldi. Türkiye'ye bu insanların hayatını kurtarmak için ortaya koyduğu liderlik ve durmak bilmeyen çabaları için teşekkür ediyoruz." ifadesini kullandı.

Halep'in doğusunda, kuşatma altındaki Suriyelilerin soğuk ve açlıkla mücadele ettiğini ve bombaların hedefinde olduğunu anımsatan Power, tahliye anlaşmasının en kısa sürede tekrar devreye sokulması gerektiğini vurguladı.

Power, Halep'ten kaçan yaralı, aç sivillere ateş açılmasının ile "alçakça" olduğu değerlendirmesinde bulundu.

FRANSA'DAN "TAHLİYELER ULUSLARARASI GÖZLEMCİLERİN DENETİMİNDE YAPILSIN" TEKLİFİ

Fransa'nın BM Daimi Temsilcisi Francois Delattre ise Halep'ten tahliyelerin uluslararası gözlemcilerin denetiminde güvenli bir şekilde yapılmasını öngören karar tasarısının BMGK'da oylanacağını söyledi.

Power da ABD'nin, Fransa'nın karar tasarısına destek vereceğini belirterek, "Bu karar tasarısı sahadaki insani yardım çalışanlarının ve Türkiye'nin çabalarına da katkı sağlayacak." diye konuştu.

Fransa'nın girişimiyle hazırlanan karar tasarısının bu hafta sonu BMGK'da oylanması bekleniyor.

Power, Rusya'nın, BM Güvenlik Konseyi'nde bu karar tasarısını da veto etmesi durumunda BM Genel Kurulu'nda özel bir oturum düzenlenmesi için çalışacaklarını ifade etti.

İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Matthew Rycroft da sahada gözlemcilerin bulunmasının, yaşanan vahşeti engelleyemeye yardımcı olacağı değerlendirmesinde bulundu.

Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vitaly Churkin ise Halep'te gözlemcilerin görevlendirilmesinin haftalar süreceğini söyledi.

İşte ’nin tutuklanma gerekçesi!

İşte Hüsnü Mahalli’nin tutuklanma gerekçesi!

“Türkiye Cumhuriyetini terörle ilişkilendirmeye çalıştığı gerekçesiyle" tutuklanan Suriyeli gazeteci ’nin tutuklanma nedeni ortaya çıktı. Mahalli’nin HALK TV’de Türkiye’yi terör örgütlerinin hamisi ilan ettiği, tutuklayan Hakim Mustafa Çakar’ın ise tutuklama gerekçesinde vatanseverlik dersi verdiği anlaşıldı.

Geçtiğimiz günlerde büyüklerine hakaret ettiği ve iftira attığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine iftira niteliğinde söylemlerde bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce dün tutuklanan Suriyeli gazeteci 'nin tutuklanma gerekçesi ortaya çıktı.

Hakimlik kararında Hüsnü Mahalli'nin Halk Tv'de 'Medya Mahallesi' programına katıldığı, bu programda "5 yıldır Türkiye orada, Suriye'yi mahvetti. PYD'yi sen çıkardın ortaya, IŞİD'i, Nusra'sı, bilmem nesi, bütün terör örgütlerinin arkasında Türkiye vardır. 5 yıldır Türkiye her şeyiyle bunların arkasında. Yeter Allah aşkına yeter." dediği yer aldı. Kararda Mahalli'nin bu sözlerle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı ve hükümetini gerçek durum bu olmadığı halde terör örgütlerinin arkasında olmakla itham ettiği belirtildi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye'de ya da başka bir yerde hiçbir şekilde hiçbir terör örgütüne destek olmadığı, aksine bu örgütlerin karşısında olduğu ve bu terör örgütleriyle mücadele ettiği belirtilen kararda örnek olarak Suriye sınırında ve DAEŞ gibi terör örgütleriyle mücadele ettiği, bunun bilinen bir gerçek olduğu, tanınan ve bilinen bir gazeteci olan şüphelinin açık bir şekilde iftira attığı, devlet büyüklerine onur kıracak şekilde hakaret ettiği kaydedildi.

Halk TV'deki konuşmada Hüsnü Mahalli'nin AK Parti iktidarını Suriye'de yaşananlardan sorumlu tuttuğuna dikkat çekilen Hakim Mustafa Çakar imzalı kararda, "Türkiye Cumhuriyeti 3 milyondan fazla Suriye vatandaşını dil, din, ırk ve mezhep ayrımı gözetmeksizin misafir etmekte ve yaralarını sarmaktadır. Dünyanın hiçbir ülkesinin yapmadığı kadar bu insanlara karşılıksız destek olmaktadır. Halep'te yaşanan insanlık dışı olayların önüne geçmek için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve hükümeti uluslararası arenada ateşkesin sağlanması için yoğun çaba sarfetmektedir. Birçok insani malzemenin ülkemizden Suriye'ye gönderildiği bir ortamda Suriye'de yaşanan olaylardan Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin sorumlu tutulması ve Türkiye'nin adeta bir terör devleti olarak anlatılması akıl ve hukuk ile izah edilemez. Bu iddia kişilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek, gerçek olmayan bir iddiadır." denildi.

Mahalli'nin "Seni ve Mavi Marmara'yı satanlara iki laf etsene" ve "Halep ruh hastalarının işi bitti, 5 yıldır onlara yardım edenler ne olacak" şeklinde tweet attığı kaydedilen kararda, bu tweetlerin hakaret niteliğinde olduğu kaydedildi.

Hüsnü Mahalli'nin bir röportajında ise "Türkiye emperyalist ülkeler arasında mı?" sorusuna "Şu an öyle" şeklinde cevap verdiği, aynı söyleşide "Suriye mezhep savaşına gider mi?" sorusuna "Türkiye provakasyon yaparsa gider" şeklinde cevap verdiği kararda anlatıldı. Mahalli'nin Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti politikalarının provakasyon niteliğinde olduğu ve mezhep savaşına yol açacağı sözlerinin gerçek olmayan beyanatlar olduğu kaydedilen hakimlik kararında, aynı söyleşide Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın 2. Yavuz olmak istediğini, Esad'ın kendisini durdurduğu ve projesini bozduğu söylemlerine yer verildiği belirtildi. Türk ordusunun Cerablus'a Mercidabık Savaşı'nın 600. yılında girdiği ve bölgeyi DAEŞ Terör Örgütü'nden temizleyerek bölgeyi Cerablus halkına teslim ettiği kaydedilen kararda, bu durumun yerel ve görsel basında yer alan haberlerden açıkça anlaşılacağı ifade edildi.

Hüsnü Mahalli'nin yine bir röportajında "Başkanlık sistemi ile yönetilen Türkiye'nin dış politikası nasıl gelişir" şeklindeki soruya "Hem dış hem de iç politikası yüzde yüz diktatörlüğe gider. Tıpkı Saddam Hüseyin döneminde olduğu gibi" dediği ortaya çıktı.

  •  

’ya ağır darbe: 21 terörist öldürüldü

 
PKK’ya ağır darbe: 21 terörist öldürüldü

Terör örgütü ’ya yönelik larda 4 ilde 21 terörist etkisiz hale getirildi. TSK, son bir haftada düzenlenen operasyonlarda çok sayıda silah ve mühimmatın ele geçirildiğini duyurdu

, , ve 'te lara aralıksız devam edildi. Hakkâri'nin Çukurca, Diyarbakır'ın Lice, Siirt'in Eruh ilçelerinde ve Iğdır'da gerçekleştirilen operasyonlarda 21 terörist etkisiz hale getirildi. Operasyonlarda 38 el yapımı patlayıcı, 6 roketatar, 1 uçaksavar, 5 piyade tüfeği, 2 mayın, yaklaşık 2 ton 700 kilogram amonyum nitrat, çok miktarda mühimmat ile patlayıcı yapımında kullanılan kablo, fünye ve çeşitli maddeler ele geçirildi. Terör örgütü 'ya ait olduğu tespit edilen Hakkâri'nin Çimenli köyünde 1, Siirt'in Eruh ilçesinde 10, Batman'ın Heybeli köyünde 4, Tunceli'nin Nazimiye Sarıyayla bölgesinde 1, Tunceli'nin Ovacık ilçesi Köyçeğiz Mahallesi'nde 6 ve Bitlis'in Tokaçlı köyü kırsalında 13 sığınak olmak üzere 35 sığınak içindeki malzemelerle birlikte imha edildi. İzmir'deki PKK operasyonunda ise gözaltına alınan örgütün 'Ege Bölgesi açılımı sorumlusu' olduğu öne sürülen Halis D., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

'te son durum - 4 mahallede 100 bin insan tarihin en büyük katliamı ile karşı karşıya

Halep'te son durum - 4 mahallede 100 bin insan tarihin en büyük katliamı ile karşı karşıya

’te katliam en şiddetli ve acımasız günlerini yaşıyor. Müslüman kadınlar ve çocuklar kaçırılarak tecavüz ediliyor. 6 kilometrekarelik bir alanda sıkışan ve tahliyelerine izin verilmeyen Halepli Müslümanlar sokaklarda diri diri yakılıyor. Son 2 günde yüzlerce kadına tecavüz edildiği bilgisinin yanısıra dünya ile irtibat kurabilen az sayıdaki Müslüman kadınlar tecavüze uğramamak için intihar fetvası beklediklerini söylüyor. İşte Halep’te son durum.

6 KİLOMETREKAREDE 100 BİN KİŞİ

'te 6 kilometrekarelik bir alanda sıkıştırılan 100 bin sivilin çıkışına izin vermeyen Esed rejimi ve destekçileri yoğun bombardıman ve baskınlara devam ediyor. İnsanları ateşe vererek sokaklarda ölüme terk eden katiller tarihin gördüğü en büyük katliamlardan birine imza atıyor.

#HalepeKoridorAçılsın

"IRAK İŞGALİ" VE YAŞATTIKLARI EN ŞEDİD HALİYLE GERİ DÖNDÜ

Sabah'a konuşan AA Ortadoğu muhabiri Levent Tok dün bir çok farklı noktadan gelen tecavüz haberleri akılalmaz bir savaşın dünyanın gözü önünde cereyan ettiğini söyledi. Tok "Rejim Müslüman erkekleri öldürerek kadınlarına ve çocuklarına tecavüz ediyor. Halep'te olanları anlatmak için kelimelerin yeteceğini zannetmiyorum. Irak işgali ve orada yaşananlar geri döndü. Hem de en şedid haliyle" dedi.

ESAD KATLEDİYOR DÜNYA SEYREDİYOR! - #HALEP'TE KATLİAM VAR

MÜSLÜMAN KADINLAR İNTİHAR İÇİN FETVA İSTİYOR!

Tahammül edilemez bir acının yaşandığını belirten ve irtibatta olduğu kişilerden gelen bilgileri de Sabah.com.tr ile paylaşan Tok şunları söyledi:

"Dün akşam bize kısıtlı imkanlarla ulaşan bir çok Halepli kadın "Erkeklerimiz şehid edildi. Yaşlılarımız sokaklarda ateşe verildi ve can vermelerini izledik. Saklanacak yerimiz de kalmadı. Katillerin tecavüzünden korunacak tek yol kendimizi öldürmek. Allah rızası için bize yardım edin" diyor.

Daha acısı da hava saldırılarına rağmen henüz baskınların yaşanmadığı mahallerlerde kalan çaresiz Müslüman erkeklerden aldığımız mesajlar: 'Hepsine işkence ve tecavüz edecekler. Kadınlarımız ve biz bunun için (gerektiğinde kendi anne, kardeş ve eşlerimizi vurmak) fetva bekliyoruz' diyorlar.

HALEP'TE İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR

İRAN: BU İŞ BUGÜN BİTECEK

Rejime asker, üs ve mühimmat desteği veren İran "Halep'i bugün temizleyeceğiz. Bu iş bitti" diyor. Bu tarihin görmediği bir katliamı işaret ediyor. Dünya Halep için kaybettiği her saniyeden sorumlu. Hemen bir şeyler yapılmalı. Hemen!"

HALEP'TE İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR

2 BÖLGEDE OTOMATİK SİLAHLARLA TARADILAR

Halep'in BustanKasr ve Firdevs bölgesinde Rejim onlarca sivili otomatik silahlarla katletti. Daha son gelen haberde bile 4 kadınla 9 çocuk diri diri yakıldı, 67 erkek de kurşuna dizildi. Bu her mahallede her metrekarede eş zamanlı yaşanan katliamlardan yalnızca biri…"

Sıkışan Müslümanların elinde yalnızca 4 mahallenin kaldığını belirten Tok, "Şuanda siviller Sukkari, Ensari, Ard Sabbak ve Zarazir mahallelerinde katliamla yüzyüze" dedi.

Kaynak: Sabah.com.tr

HALEP'TE KATLİAM VAR - #HALEPTEKATLİAMVAR

'te son durum nedir? - 10 soruda Halep gerçeği

Halep'te son durum nedir? - 10 soruda Halep gerçeği

10 başlıkta "'te kim var? Kimler saldırıyor? Hangi odak hangi amaç için çalışıyor? Gelinen noktada fail ve mağdurların bundan sonrası için düşünceleri ne?" sorularının yanıtını aradık. Sabah.com.tr yazarı Taha Dağlı Halep'te yaşananları anlattı.

HALEP'TE KATLİAM

Rejimin 'e yönelik son saldırılarında yine bir katliam haberi geldi. Rejim güçleri ve milislerin 4 kadınla 9 çocuğu diri diri yaktığı, 67 erkeği kurşuna dizdiği öğrenildi. Halep'in doğusuna yönelik ağır kuşatma 15 Kasım'da başlamıştı. Onun öncesi de vardı ama asıl büyük saldırılar bu tarihte başladı ve gelinen noktada yaklaşık 1000 sivil katledildi.

HALEP'TE SON DURUM NE?

Rejim, Halep'te zafer ilan etti. Son olarak kentin yüzde 98'inin rejim kontrolüne girdiği duyuruldu. Suriye devlet televizyonu, gece yarısı sokakta kutlama yapan bir grubun görüntülerini yayınladı.

TÜRKİYE HANGİ HAMLELERİ YAPTI?

Türkiye, Halep'teki gelişmeleri yakından takip ediyor. Bu konuda Rusya muhatap alınıyor. 1 Aralık'ta Rusya ile Halep krizinin çözümü için bir eylem planı imzalandı yarın bir kez daha önemli bir görüşme yapılacak. Ayrıca Türkiye bu süreçte Ruslarla muhalifleri Ankara'da buluşturdu. İki tarafın müzakere sürecine Türkiye ev sahipliği yaptı.

MUHALİFLER NE DİYOR?

Halep'teki muhaliflerin henüz kentten tamamen çekilmedikleri biliniyor. Bir çok noktada kuşatma söz konusu ancak muhalif gruplar, direnişin devam ettiği yönünde duyurular yapıyor. Rejimin ağır kuşatmasını doğruluyorlar fakat kesin bir zafer ilanını kabul etmiyorlar.

HALEP'E GİRENLER KİMLER, ŞEHİR KİMİN KONTROLÜNDE OLACAK?

Halep'e yönelik saldırıları yürüten güçlerin Esed rejimine ait askerler ve ordudan ziyade İranlı militanlar ve Hizbullah militanları olduğu biliniyor. Rusya'nın da o bölgede askeri varlığı ve desteği söz konusu.

RUSLAR HALEP İÇİN NE DİYOR?

Rusya için Halep'teki bu son saldırılar, tüm muhalif gruplar tamamen çekilene kadar devam edecektir. Rusya o bölgedeki muhaliflerin El Kaide'den ayrıldıktan sonra isim değiştiren ve Şam Fetih Cephesi adını alan Nusracılar olduğunu söylüyor ve el Nusra örgütünü tamemen bitirene kadar bu saldırılara devam edileceğini savunuyor.

HALEP KONUSUNDA ABD İLE RUSYA'NIN ANLAŞMASI OLABİLİR Mİ?

Halep meselesi aslında Amerika ile Rusya arasındaki gerginliğin bölgesel bir yansıması. İki taraf Suriye genelinde olduğu gibi Halep özelinde de de şu ana kadar bir anlaşma sağlamış değil. Halep için BM Güvenlik Konseyinde ateşkes önerisi oylandı ancak Rusya ve Çin bunu veto etti. lı güçlerle Rusya arasındaki ihtilaf Suriye meselesine neredeyse 6 yıldır olduğu gibi hala devam ediyor. Tüm bu kavganın ortasında ise sivil insanlar kalıyor.

HALEP'TE EL NUSRA VARLIĞI RUSYA İÇİN NE İFADE EDİYOR?

Rusya için Nusra örgütü asıl büyük problem olarak görülüyor. Ve Rusya bu örgütün Amerika'nın desteklediğini düşünüyor. Bu konuda iki önemli açıklama yapıldı.

NUSRA RUSYA İÇİN BİR TEHDİT Mİ?

Geçen hafta Halep'te bir Rus hastanesi vuruldu. Rusya Savunma Bakanlığı sözcüsü İgor Konaşenko saldırının Nusra militanları tarafından yapıldığını, vurulan sahra hastanesinin koordinatlarının da Amerika tarafından militanlara verildiğini açıkladı. Ayrıca iki gün önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Halep'te Nusra cephesiyle Amerika arasında ilişki olduğu yönünde bir iddiada bulundu.

HALEP'TEN SONRAKİ PLAN NERESİ?

Halep'e ağır kuşatma ve saldırılar devam ederken rejim güçleri bir yandan da Halep'in doğusunda bulunan İdlib'e yönelik çok şiddetli saldırılar başlattı. Çünkü Halep tek başına önemli de olsa büyük bir anlam ifade etmiyor, Rusya Halep'le birlikte muhaliflerin kontrolünde olan bir diğer önemli bölge olan İdlib'i de ele geçirip, Suriye'nin kuzeyinde Lazkiye, İdlib ve Halep üzerindeki üç bölgeden oluşan koridoru kontrol altına almayı amaçlıyor.

HALEP İÇİN BATI NE DİYOR?

Geçen hafta Halep'in rejimin eline geçtiği yönündeki ilk açıklamalardan sonra AB'nin bir mesajı olmuştu, AB Dış ilişkiler yüksek temsilcisi Mogherini, Halep düşse bile bu savaşın biteceği anlamına gelmez demişti.

Cumhurbaşkanı 'dan mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Halep mesajı

Cumhurbaşkanı tüm tarafların ateşkese uyması gerektiği mesajını verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip , konusunda tüm tarafları ateşkese riayet etmeye ve tahliye sürecine destek olmaya davet ederek, "Ne pahasına olursa olsun tek bir canı kurtarmak için bile elimizden geleni yapacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Halep ile ilgili Twitter'dan açıklama yaptı. Erdoğan mesajında, "Türkiye'nin yoğun çabalarıyla Halep'te varılan ateşkesin ve tahliyelerin devamı, Halep'teki masumlar için belki de son umuttur. Bütün tarafları ve uluslararası toplumu bu ateşkese riayet etmeye ve tahliye sürecine destek olmaya davet ediyorum. Türkiye Halep halkını yalnız bırakmadı, bırakmayacak. Ne pahasına olursa olsun tek bir canı kurtarmak için bile elimizden geleni yapacağız" dedi.

i tutuklandı

Sosyal medya teröristi tutuklandı

İstanbul Beşiktaş’ta yaşanan saldırıyla ilgili hesabından “Çevik Kuvvete olmuş, oh olsun size” yazan şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Beşiktaş'ta Çevik Kuvvet ekiplerine yönelik yapılan hain saldırının ardından hesabından terör propagandası yapan şüphelilere yönelik çalışma başlatmıştı. Çalışma kapsamında sosyal medya hesabından, "Çevik Kuvvete olmuş, oh olsun size" şeklinde paylaşımda bulunan B.K., kaçacağı esnada Esenler Otogarı'nda yakalanmıştı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen B.K., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Cezaevine gönderilen B.K.'nın kapattığı sosyal medya hesabında ise terör örgütü lehine propaganda yaptığı ortaya çıktı. Terör örgütü PKK sempatizanı B K.'nın HDP Milletvekili Garo Paylan'la çektirdiği fotoğrafı sosyal medyada paylaşması ise dikkat çekti.

Kerry ve CIA, Türkiye’den özür diledi

Kerry ve CIA, Türkiye’den özür diledi

ABD ve Rusya’nın Türkiye’nin DEAŞ terör örgütünden petrol aldığı iddiaları ABD Dışişleri Bakanı Kerry ve CIA’nın özür dilemesiyle çürütüldü. ABD’nin verdiği belgelerdeki koordinat Kilis Belediyesi’nin asfalt şantiyesi çıktı

CIA Türkiye’den özür diledi

Üst düzey diplomatik yetkililerden edinilen bilgiye göre, 2014 sonlarında Rusya ve ABD gibi bazı ülkelerin Türkiye'yi terör örgütü DEAŞ ile petrol ticareti yaptığı iddiası yine ABD'nin özrüyle çürütüldü. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry 2014'te Birleşmiş Milletler (BM) toplantısında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na, "DEAŞ'tan petrol aldığınızın bilgileri var" dediği, Çavuşoğlu'nun da Kerry'ye, "Size bilgi verenleri biliyoruz. Mısır ile ilişkilerimiz nedeniyle bize tepkili bazı Arap ülkeleri. Ciddi bir itham. Bana belgelerini verin" dediği öğrenildi. ABD'den belge gelmeyince, Çavuşoğlu da uluslararası toplantılarda görüştüğü Kerry'ye iddiasını hatırlattı. Kerry bunun üzerine Çavuşoğlu'na bir dosya gönderdi. Dışişleri dosyayı MİT'e iletti. Dosyada verilen koordinattaki yerin Kilis Belediyesi'nin asfalt şantiyesi olduğu ortaya çıktı. Dışişleri Bakanlığı iddiaları çürüten bir rapor hazırlayarak ABD'ye gönderdi. Ardından ilk olarak Kerry Türkiye'den özür diledi. 2015 başlarında da ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) resmi bir yazı ile Türkiye'den özür dilediği ortaya çıktı. Söz konusu iddialarla ilgili Rusya lideri Vladimir Putin'in açıklamaları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan "İddianı ispat edemezsen istifa eder misin? İspat edersen ben ederim" demişti. Aynı çağrıyı Çavuşoğlu'nun da Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'a "Belge veremeyeceksen seni de bundan sonraki hayatını tatil için Antalya'da geçirmeni bekliyorum" sözleriyle yaptığı belirtildi. Lavrov'un ise "Türkiye'nin senden daha iyi dışişleri bakanı bulacağından emin değilim o yüzden kalmanı istiyorum" diyerek geri adım attığı ifade edildi.

İnsanlığa sabotaj: 44 öldü

İnsanlığa sabotaj: 44 öldü

İran’la telefon trafiği

Suriye'nin doğu Halep bölgesinde Beşar Esad rejimi yanlısı terörist gruplar, tahliye konvoyunu 5 saat rehin tutup 14 sivili öldürdü. Dün saat 12.00 sıralarında 16 otobüs ve diğer araçlardan oluşan yaklaşık 800 kişilik tahliye konvoyu, rejimin kontrol ettiği Rasmuse semtinden geçtiği sırada zırhlı araçlardan ağır silahlarla ateş açıldı. İlk ateşte, 13 sivil hayatını kaybetti, 10'dan fazlası yaralandı. Rejim yanlısı teröristler konvoydakilerin tamamını araçlardan indirdi. Teröristler, bu sırada hamile eşini korumaya çalışan bir erkeği de vurarak öldürdü. Yaralanan kadın ise teröristlerce bölgeden uzaklaştırıldı. Yaklaşık 800 kişinin üzerindeki telefonlar ve diğer kişisel eşyalar alındı. Teröristler erkeklerin üzerindeki giysileri de alırken, ateşkes ve tahliye mutabakatına aykırı şekilde, muhalif savaşçılara ait hafif silahlara el koydu. Yaşanan bu gelişme üzerine AFP ve Reuters ardından Dünya Sağlık Örgütü, tahliye operasyonunun askıya alındığını açıkladı. Rejim yanlısı teröristler, konvoyu 5 saat kuşatma bölgesine geri dönderdi. Öldürülen sivillerin cesetleri ise verilmedi.

Tahliye edilen Haleplilerden Türkiye'ye teşekkür

TERÖRİSTLERİN PAZARLIĞI
Lübnan ve Irak Hizbullahı, Afganistanlı Fatimiyun Tugayı, Iraklı Nüceba Hareketi Tugayı ile Bakır Tugayı'na mensup yaklaşık 7 bin rejim yanlısı terörist, İranlı General Seyid Cevad tarafından komuta ediliyor. Cevad komutasındaki gruplar, 3 gündür ateşkes ve tahliye sürecini sabote etmek amacıyla çeşitli saldırılar düzenlemişti. Beldeler muhaliflerin kuşatmasında olmasına karşılık, rejim havadan yoğun şekilde yardım ulaştırıyor. İranlı Cevad, bir süredir Rusya üzerinden Fua ve Kefreya'ya ilişkin taleplerini bildiriyordu. Ancak söz konusu beldeleri 1.5 yıldır kuşatmada tutan muhalifler, talepleri kabul etmemişti. Konvoyu rehin alan teröristler dün de Fua ve Kefreya'daki muhalif kuşatmasının kaldırılmasını gündeme getirdi. Öte yandan Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'ya göre Doğu Halep'te yaklaşık 40 bini sivil 50 bin kişi tahliye edilmeyi bekliyor.

İRAN'LA TELEFON TRAFİĞİ
Başbakan Binali Yıldırım, İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri ile telefonda görüştü. Yıldırım, tahliye sürecinde sivillere yönelik saldırılara dikkat çekip Cihangiri'den destek istedi. Halep'teki insani durumun endişe verici olduğunu ifade eden Yıldırım, bu konuda İran'la iş birliği yapmaya hazır olduklarını da bildirdi. İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Cihangiri de Beşiktaş'taki terör saldırısı sebebiyle Yıldırım'a taziyelerini iletti. İran'ın, Türkiye'nin terörle mücadelesini güçlü bir şekilde desteklediğini ve Türk-İran makamlarının bu kapsamdaki işbirliğini sürdüreceklerini belirtti. Cihangiri, Halep'teki tahliye sürecinin sorunsuz ilerlemesini kendilerinin de arzu ettiğini, bu konuda Türkiye ile temasları sürdüreceklerini kaydetti.

ÇAVUŞOĞLU: TAHLİYE BEKLEYEN ÇOK SİVİL VAR
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya kaynaklı 'sivillerin tahliyesinin tamamlandığına' ilişkin haberleri yalanladı. Çavuşoğlu, kentten ayrılmak isteyen çok sayıda kişinin bulunduğunu ve bunların sivil olduklarını kaydetti. Mezhep ayrımı yapılmadan Halep'teki tüm kuşatmalara son verilmesi gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Sünni Şii hiç ayrım yapılmaksızın Fua ve Kefreya köyleri bunlar, Şii köyler. Diğer yandan Zebedani ve Madaya, Sünni köyler. Bunlar karşılıklı kuşatılmış. Bu dört köyde yaşayanlar da insan ve hiç ayrım yapılmaksızın bu insanların da bu kuşatmadan kurtulması gerekiyor. Bizim bu konularda tutumumuz bellidir" ifadelerini kullandı.



YARALILAR TÜRKİYE'DE

Halep 'ten önceki gün yola çıkan 3 konvoy, Türkiye sınırındaki İdlib'e ulaştı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, dün sabah itibariyle 54 Suriyelinin Türkiye'de tedavi altına alındığını açıkladı. Akdağ, Cilvegözü'ne 3 sahra hastanesi kurulduğunu,13 ambulans ekibi 3 de UMKE ekibinin seferber olduğunu bildirdi. Akdağ, Cilvegözü'nden Türkiye'ye gelenlerin başta Hatay olmak üzere Adana ve Mersin'deki hastanelere sevk edildiğini, Türkiye'nin farklı illerinde de 800'ün üzerinde yatağın da hazır durumda bekletildiğini ifade etti.

Firari 'li Belediye Başkanı yakalandı

Firari DBP'li Belediye Başkanı yakalandı

Hakkında yakalama kararı bulunan Siirt'in Baykan ilçesinin 'li Belediye Başkanı Ali Aydın, Ankara'da yakalandı.

Baykan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, "Terör örgütüne yardım ve yataklık ettikleri" iddiasıyla hakkında yakalama kararı çıkarılan firari Baykan Belediye Başkanı Aydın, Başkent ve Siirt polisinin ortak çalışmasıyla Ankara'da gözaltına alındı.

Aydın'ın yarın havayolu ile Siirt'te getirilmesi bekleniyor.

Veyselkarani Belediyesinin firari Meclis Üyesi Ayten Sezgin'in yakalanması için de çalışmalar devam ediyor.

Baykan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, sabah saatlerinde İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince Baykan ve Veyselkarani ilçe belediyelerine operasyon düzenlenmiş, "Terör örgütüne yardım ve yataklık ettikleri" iddiasıyla haklarında yakalama kararı çıkarılan 'li Veyselkarani Belediye Başkanı Enes Cengiz ve Baykan Belediye Meclis üyesi Selva Erdoğan gözaltına alınmıştı.

Kaynak: Atme kampı için de hazırız

Kaynak: Atme kampı için de hazırız

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Halep'ten kaçan Suriyelilerin barındırılması için Atme'de çadırkent kurulması için tüm hazırlıkların yapıldığını açıkladı. Kaynak, "Suriye ile bir anlaşma sağlandığı anda biz çadırkenti kuracak şekilde hazırlığımızı yaptık. 'Tamam' dendiği anda hemen kurabiliriz" dedi. Kaynak, Atme'nin Türkiye'ye yakınlığı ve rejim uçaklarının menzili dışında olduğu için tercih edildiğini vurguladı.
Kahramanmaraş'ta inşa edilen 374 bin metrekarelik 25 bin kişi kapasiteli konteynır kent de Suriyeliler için hazırlandı. Kampın açılışına Başbakan Binali Yıldırım'ın katılması bekleniyor.

Ömer Halisdemir'in katilleri için hesap zamanı!

Ömer Halisdemir'in katilleri için hesap zamanı!

Kahraman Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit eden darbeci teröristler 21 Şubat'ta hakim karşısına çıkacak.

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, kahraman Astsubay Ömer Halisdemir'in de şehit edildiği Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 18 sanığın yargılanmasına, Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde 21 Şubat 2017'de başlanacak.

Davayı görecek Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşmaya hazırlık tutanağını tamamladı.

HALİSDEMİR'İN KATİLLERİ

Buna göre mahkeme, sanıkları yargılamaya 21 Şubat 2017'de saat 10.00'da başlayacak ve duruşmalara 22 ve 23 Şubat'ta da devam edecek. Sanıkların duruşmada hazır edilmesi için Cumhuriyet Savcılığına müzekkere yazılacak. Müştekilerden, şehit edilen Astsubay Halisdemir'in eşi Hatice Halisdemir ile İsmail Oğuz'un duruşmaya gelmeleri için çağrı kağıdı çıkarılacak.

Müşteki Ayşe Şahin'in beyanının alınması için ise bulunduğu ildeki ağır ceza mahkemesine talimat yazılacak.

18 SANIK VAR

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, Astsubay Halisdemir'in de şehit edildiği Özel Kuvvetler Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 18 sanık hakkında dava açmıştı.

Sanıklardan 17'sinin "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "nitelikli kasten öldürme" suçlarından dörder kez, sanık Mihrali Atmaca'nın da beş kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Ayrıca bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliğinden" 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapsi talep ediliyor.

İddianamede, Astsubay Halisdemir "şehit", darbe girişiminde bulunan Albay Ümit Bak'ın emir Astsubayı Nedim Şahin de "maktul" olarak yer alıyor.

Şehit Halisdemir'in eşi Hatice Halisdemir ile İsmail Oğuz ve Ayşe Şahin'in "müşteki" olarak yer aldığı davanın sanıkları şunlar:

"Ahmet Kara, Ahmet Muhammed Demi·rci·, Ali· Güreli·, Ali· Solmaz, Cemal Güleç, Ci·hat İbrahi·m Yörük, Erhan Almaz, Erkan Kütükcü, Fati·h Şahi·n, Furkan Aslanbay, Gökay Engi·n, Hali·t Çeli·k, Harun Topbaş, Hasan Aksoy, Hüseyi·n Oğuz, İsmai·l Çınar, Mehmet Bi·lge ve Mi·hrali· Atmaca."

İddianamede, "Darbe teşebbüsüne ilişkin soruşturmalar kapsamında FETÖ/PDY üyesi bir kısım asker ve kamu görevlilerinin ifadelerinden, darbe teşebbüsünün anılan terör örgütünün lideri Fetullah Gülen'in bilgisi ve talimatıyla yapıldığı ve sivillerin katledilmesi, kamu görevlilerinin şehit edilmesi başta olmak üzere ortaya çıkan maddi ve manevi zarardan, adı geçenin başında olduğu terör örgütünün sorumlu olduğu anlaşılmaktadır." ifadesi kullanılıyor.

Bu haber 190279 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Yüksek Askeri Şura toplandı! Başkan Erdoğan liderlik ediyor: Komutanları terfi ve emeklilikleri masada
Yüksek Askeri Şura toplandı! Başkan Erdoğan liderlik ediyor:...
"Terörsüz Türkiye" komisyonu mesaiye başladı! Kurtulmuş'tan...